20.BÖLÜM( MİSAFİR)

447 32 20
                                    


Giysileri dolaba yerleştirmekte olan Kadının tavrındaki kızgın ifadeyi görmemek, mümkün değildi. Adn da bunu farketmiş, ancak bir süre sükut edip, öylece karısını seyretmeyi uygun görmüştü. En nihayetinde dayanamamış olacak ki, olduğu yerden doğrulup, Hümeyra'nın elinde katladığı giyisiyi alıp, bir kenara koydu:

"Neyin var senin?"

Ellini avuçları arasına alarak, yüzüne baktı:

"Seni kızdıracak bir şey mi oldu?"

Adama inat, kadın yere bakıyordu, "Hiç bir şeyim yok! diye yanıtladığında, inanmış değildi Adn.
" Bana pekte öyle gelmedi; yoksa bana mı kızgınsın? "

Elini hışımla geri çekti Hümeyra, sıkılmıştı sorudan:
" Değilim dedim ya! "

Genç adam ısrarcıydı, sanki " evet" desin istiyordu.

"Anladıım" dedi, "sen bana öfkelisin"

"Neden öfkeli olacak mışım?"

Elini iki yana açtı Adn, "Bilmem!.... Belkide bazı davranışlarım seni rahatsız etmiştir. Mesela...."

"Evet, açıkçası rahatsız etti" diye yanıtladı, adamın sözünü yarıda keserek. Kaşını kaldırdı Adn,
"Hımmm! Bu iyi bir şey mi, yoksa kötümü?"

Adn'ın yüzündeki muzır ifadeyi görebiliyordu Hümeyra, 'bu adam, ne zamandan beri böyle olmuştu ki?!'
Aklından geçenler diline dökülmüş olacak ki,

"Sen böyle değildin" diyerek, çıkıştı.

"Nasıl değildim, Hümeyra hanım? Söyle bakalım."
Bunları söylerken bile, yüzündeki yaramaz ifadeyi kaybetmemişti Adn.

"Her şeyi söylettiriyorsun... Söylemek zorunda mıyım acaba?"

"Kocan değil miyim?"

"Neydi o kızla samimiyyetin?! Hani şu kuzenin midir, nedir... Adı neydi?! Yasmina mı?!"

Gözlerini kocaman açıp, kaşlarını kaldırdı Adn, karısı onu kıskanmış olsa gerekti. Düşüncesi bile kalbini okşuyordu.

"Sen beni mi kıskandın?"

Böyle bir cümle duymayı beklemiyordu Hümeyra, "Ne alakası var?" dedi afallayarak. Sahi kıskanmış mıydı onu?... Belki de!. Ama daha fazlası da vardı; mahremiyet ve namahremiyet kavramı.

"Bir kere o senin kuzenin olsa bile, Allah'ın koyduğu sınırlar vardır ve o sınır neticesinde senin kuzenin de namahreme girer. Sen ise oturmuş, laga luga yapıyorsun onunla. Bir de, dindar adamım, diye geçiniyorsun. Bu mu senin dindarlığın?!"

Ettiği laflardan sonra kocasının utanacağını beklerken, yüzündeki tebessümün gittikçe yayılması, genç kadını çileden çıkarmıştı:

" Sen ne diye gülüyorsun?! Yanlış bir şey mi söyledim sanki?! "

" Yook"diye karşılık verdi Adn, gülümsemeye devam ederek.
" Ben sadece süt kardeşlerin haram olmadıklarını biliyordum, o kadar. Yoksa yanlış mı biliyorum? "

Söylediklerinden utanmış, mahçup olmuştu genç kadın,

"Süt kardeşin olduğunu bilmiyordum, özür dilerim! " dedi üzgün bir ifadeyle.
"Ama, bunu, bana söyleyebilirdin."

"Evet, bu kadar kıskanç olduğunu bilseydim, daha evvel söylerdim. Hem sen zeki kadınsın, anlarsın diye düşünmüştüm.

Karısının elini tuttu sonra," Asıl ben özür dilerim! "

Bir müddet ikisi de konuşmadı. Neden sonra konuşan yine Adn olmuştu:

" Yarın, benimle, Başçarşı'da buluşur musun?"

YARE-İ FUAD (KALP YARASI) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin