3.bölüm (iftira)

702 50 14
                                    

Orhan, birkaç saattir yolda olmasına rağmen, aklı hâla eşindeydi.
Diğer yandan Hümeyrayı da özlem sarmıştı şimdiden.

Hain planlarının son hazırlıklarını yapan bir takım kimseler ise en mesrur olacakları anları yaşamak üzereydiler...

Telefondan gelen çağrıyı görünce hüznü bir nebze de olsa dinmişti Hümeyra'nın. Gerçi bu günlerde oluşan bu hallerine de bir mana bulamıyordu nedense. Bir kaç kez daha kocası başka yerlere gitmiş, fakat o böyle hissetmemişti hiç.

Gelen çağrı henüz susmadan cevaplayı verdi.

"Alo, selamunaleykum, Meryem abla!'

'Aleykumselam, canım! Nasılsın?'

Sıkıntısını belli etmek istemedi Hümeyra. Zaten daha yeni yeni sıcak tavırlar sergileyen görümcesine de bir şeyleri anlaştırmak istemezdi.

"İyiyim meryem abla! Ya sen?"

yine sahtece olan tavırlarından birini takındı Meryem. Az daha sabır etmeliydi. Nasıl olsa tez zamanda kurtulacaklardı ondan.

"Ben de iyiyim canım. Ama bana abla demek yerine Meryem demeni tercih ederim."

Karşı tarafın cevap vermesini beklemeden asıl konuya dahil oldu.

"Her neyse! Ben seni şey için aramıştım..
Acaba bu gün bize gelebilir misin? Hem biraz laflarız hemde... hem de biliyorsun annemler iki üç güne dönecekler, acaba bana yardımcı olurmusun hazırlık yapmak istiyorum da? Eğer senin için de sakıncası yoksa?.."

Hümeyra tereddütsüz cevap verdi masumca olacakalardan bihaber.

"Ne sakıncası olabilir ki; biz bir aileyiz , tabi ki gelirim.

İşte şimdi avcı avını tuzağa düşürmek üzereydi...

Hümeyra istikameti olan adrese vardığında,  zili bir kaç kez tuşladı. Kapıda sıcak bir karşılama olmuştu.
İçeri buyur edildikten sonra gösterilen yere oturuverdi.
Halhatır faslından sonra Meryem yapması gereken önemli bir konuşması olduğunu söyleyip ayaklanmıştı.
Gerekli olan numarayı çaldırdığında, karşı taraf uzunca müddettir bekliyormuşçasına ilik çalışta açıvermişti.

"Ayol, sabahtan beri beklemekten tırnaklarımı kemiriyordum. Bitmelerinden korktum" sitemde bulunurken biraz da şakaya vuruyordu işi Ceyda.

Meryem:

"O kadar da sabırsız olma, aradım işte!

"Ee ne oldu, ne yaptın, hallettin mi , başardın mı?"

Nefes nefese soruyordu Ceyda. Yaptığını anlayınca dudaklarını yumdu.

Meryem:

"Az yavaş ol kız! Ben bana düşeni yaptım, sıra sende!..."

2 gün sonra..

Orhan gireceği son toplantının hazırlıklarını yapıyordu. Bir kez mesaj bildirisi gelmis fakat mesgul olduğu icin bakmamıştı önemli olduğunu düşünmüyordu zira.
Bir iki kez daha bildiri gelince 'önemli olabilir' düşüncesiyle açıverdi kalbini acıtacak o mesajları.
Birincisi; Bir videoydu.
Açtı videoyu; gördükleriyle beyninde şimşekler çakmıştı.
Eşi yabancı bir adamı içeri alıyordu. Yüzü videodan görünmese de üzerindeki kıyafetler Hümeyra oldugunun apaçık göstergesiydi. Üstelik o adamla sarmaş dolaştı da. Başı dönüyordu, dünyası karardı bir anda.
Elleri titriyordu şu an. Yine de gelen diger mesajları ürkerek de olsa baktı;

'İste o çok sevdiğin eşin, namuslu zannettiğin sevdiceğin, başka adamın kollarında'

'Ara bakalım karını cevap veriyormu'

YARE-İ FUAD (KALP YARASI) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin