Yüreği bir mengeneyle sıkılıyormuş gibi his etmekten kendini alıkoyamıyordu genç adam.
Binbir türlü çetrefilli sualin zihninde cirit atması da cabası.Ya teklifimi kabul etmezse, ya beni reddederse, böyle davrandığım için benden nefret ettiyse. İyi ama neden öyle olsundu ki? Peki ya neden olmasındı ki? Buna mani bir durum mu vardı ki?
Mütemadiyen döndü durdu odanın içerisinde. Şu günlerde aklını kurcalayacak bir dava da yoktu ki, meşgalesi olsun, biraz da olsa kafası dağılsın, unutsun herşeyi.
"Abi hayırdır? Neden volta atıp duruyorsun?"
Durdu Adn. Kız kardeşine döndü baktı;
"Yok bir şey! Öylesine."
Bakışlarını ağabeyi üzerinde gezdiren Adniye,
gözlerinin içine dikti gözlerini; bir şeyler sezinlemeye çalışıyordu.
Aradığını bulmuştu da galiba.
"Sanmıyorum" dedi istihza ederek, kendinden emin bir şekilde;"Geçenlerde de aynını diyordun da sonra ne olduğunu gördük(!)"
Biraz durdu, düşünür gibi oldu. Ardından hatrına bir şey düşmüş gibi oldu ve tekrar döndü
"Ha! Sahi dün öyle apar topar çıktın.. Bir şey de söylemedin. Ben de sormadım. Nereye gitmiştin?"
"Hiiç, sahile!"
Keskin bir bakış attı Adniye, biraz da muzip. Kendini şuan evladından hesap soran bir anne gibi hissediyordu.
"Öyle mi? Daha fazlası yok diyorsun yani?"
"Öyle diyorum"
"İnanayım mı?"
"Sen bilirsin"
Elini beline koydu;
"Bu kez saklamak yok Adn efendi. Geçen sefer ketum davranışların yüzünden ne hale geldiğini gördük. Ya anlatırsın, ya anlatırsın." Şehadet parmağını salladı şakacı bir tehditle;
"Aksi halde benden kurtuluşun yok. Şurdan şuraya gitmem. Bak yemin de ediyorum."
Kaçışı olmadığını anlamıştı genç adam; anlatmaktan başka çaresi yoktu. Gerçi kız kardeşi de hakikati söylüyordu zahir. Daha evvel ne vaziyette olduğnu bir Allah, bir de kendi en iyi bilendi.
Kıskaca alındığını anlayıp pes eden bir suçlu edasıyla teslim oldu az sonra. Birazda çekingen. Aşabilmiş değil bunu...
"Peki peki" dedi "sen kazandın. Anlatacağım herşeyi.""Sahile gitmiştim. Biraz nefes alabilmek umuduyla. Onunla karşılaştım. Yani hocanızla işte."
"Ee sonra" soruyordu. Pek meraklı genç kız "sonra ne oldu? Hadi söylesene!"
Devam etti;
"Bir şey olduğu yok. Ben konuştum, o dinledi"
Yanlış anlaşılmaktan korktu bir an; ellerini red manasında salladı hemen;
"Yo..yoo! Sakın yanlış anlama! Öyle sandığın gibi muhabbet etmedik. Zaten o konuşmadı bile. Aramızda mesafeler vardı. Üstelik arkamız birbirine dönüktü. Bakmadık bile."
Genç kız gülümsedi "devam et" dedi "Ee sonra ne oldu?"
Parmaklarını sarı saçlarının arasına daldırdı. Karıştırdı bir süre. "Şey" dedi, biraz da sıkılgan
"Evlilik teklifi ettim."Genç kızın ağzından kopan bir çığlık; ama öyle eseften değil, bilakis mesruriyetin çığlığı "NE!"
Adn'ın gözleri faltaşı misali açılmış, kızın tepkisine şaşkın. Bir şey söylemeden cama doğru yürüdü, pervazına dayandı.
Kollarını birbirine kenetleyip bir süre şehiri seyretti . Bir ara gözleri okyanusu arıyor olsa da koca gökdelenler müsade etmiyordu. Tonlarca demir yığını mübarek!..
İç geçirdi esefle;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARE-İ FUAD (KALP YARASI) #wattys2018
EspiritualAdam," Beni affetmeyeceğini biliyorum , karşına çıkmam da bir yüzsüzlük zaten. Affetmezsen ki buna hakkın var, hiç bir kelam edecek de değilim.Buna rağmen , sen affetmeyecek olsanda ben senden af diliyorum. N'olur beni affet!" dedi, titrek bir sesl...