5.Bölüm (gurbet)

589 46 5
                                    


Aradan 15 gün geçmiş ve bu zaman zarfında Hümeyra ile Orhan boşanmışlardı. Genç kadın ailesi tarafından reddedilmenin hüznünü yaşıyordu. Defalarca kapılarını çalıp yalvarmasına rağmen, ne babası ne de annesi ona inanmamışlardı ve bu sebeple de bir müddettir okuttuğu kurs'a ait bir evde kalmak zorunda olmuştu. Ama orada da ne kadar kalabilirdi ki... Daha bir yılı dahi bulmayan evliliğinin neden sonlandığı sürekli sorgulanıyor ve bu durum büs bütün canını sıkıyordu.
Gönül evini yıkan, Orhanla o günden sonra karşılaşmamak için elinden geleni yapmıştı şimdiye kadar.
Onunla karşılaşıp aynı acıları yaşamak istemiyor ve bu yüzden de buralardan uzaklaşmanın iyi olacağı düşüncesine varıyordu. Üstüne bir de bu günlerde sık sık baş dönmeleri ve mide bulantısı yaşaması, sürekli halsizleşmesi de cabası. Fakat bu durumu yaşadığı sıkıntılı döneme bağladığından pek de umursadığı söylenemezdi genç kadının...

**************

Orhan, karısıyla boşandığı günden beri pek mutlu değildi. Oysa böyle bir kadınla hayatını geçirmediği için sevinmesi gerekirdi. Üstüne bir de annesinin kendisine bir kız bulup yeniden evlendirme çabaları bazan aralarında sorunlar çıkmasına neden oluyor ve istemeden de olsa kırıyordu onu.



****************

Genç kadın dersten sonra çıkıp hava almak için kursun bahçesinde oturmuştu ki aniden "buldum" diyerek ayağa fırladı.
Arkadaşı zehra hoca da bir an şaşırmıştı.

"Neyi buldun Hümeyra hocam?"

Meraklanan arkadaşına döndü genç kadın:

"Önemli bir şeyi değil zehra, boşver!"

Arkadaşının daha fazla bir şey söylemesine fırsat bırakmadan olduğu yerden biraz uzaklaştı. Şimdi telefonunda gerekli olan numarayı bulmaya çalışıyordu. Aradığını bulunca numarayı tuşladı. Daha ilk çalışta telefon açılmıştı.

"Selamun aleykum hocam!"

"Aleykum selam farah! Belki tanımazsın diye düşünmüştüm"
söylerken gülümsüyordu

"Olurmu öyle şey, Neden tanımayayım ki! Ee nasılsınız hocam, iyimisiniz?"

Hümeyra halini belli etmek istemiyordu. Derince bir nefes aldı.

"Elhamdulillah İyiyim canım! Peki ya sen?

"Ben de iyiyim Elhamdulillah"

"Şey..şeyy?"

kelimeleri nasıl toplayacağını tam olarak ne diyeceğini bilmiyordu genç kadın. Öğrencisi Farah 1,5 yıl önce kurstan mezun olduğunda Hümeyraya Malezya'ya gelmesini ve orada görevini sürdürmesini teklif etmişti. Hatta maddi ve manevi her türlü yardımı sağlayacaklarını da eklemiş fakat o zamanlar genç kadın "şimdilik düşünmüyorum" diyerek, nazik bir dille teklifi geri çevirmişti. Bu gün ise kendisi gitmek istiyor, ancak maddi durumu olmadığı için ne yapacağını bilemiyordu. Üstelik bunca zamandan sonra yardımcı olurmuydu onu da bilmiyordu. Ama borç olarak da olsa oraya gidebilmek için şimdi maddi yardım istemek zorundaydı. Utana sıkıla konuya girdi.

"Şey ben diyecektim ki; eğer hâla teklifin geçerliyse kabul ediyorum?"

Bunu söylerken pek ümitli değildi aslında. Yardım etmezse haksız da sayılmazdı.

"Yani tabi artık geçersiz diyorsan da haksızsın diyemem, Çünkü buna hakkım yok"

Karşı taraf bir müddet sustu. Belki de ne demesi gerektiğini ölçüp tartıyordu. Ama sonra konuşmaya başladı sevecen bir tonda.

YARE-İ FUAD (KALP YARASI) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin