Evlilik....
Genç kız için önemli bir gündü, evlerinde büyükçe bir telaş var. Bu telaşenin nedeni ise bu akşam olacak kına töreni...
Öyle pek şaşalı şeylerin taraftarı değildi genç kız. Her daim bunun israftan öteye bir şey olmadığının bilincinde dindar bir kız.Üstelik onca aç insan var iken şu hayatta, müsriflikde neyin nesi?.
İşte bu yüzden sade küçük bir tören yapılacak.
Zevcesi olacak genç bey ise; Kendi inşaat şirketinin yöneticiliğini yapan biri. Dinini bilen bir genç Orhan. Hümeyra'yı görücü usulü olarak görmüş olsa da sevmişti onu.
Sonra da nişan yapılmış, konuşabilmeleri haram olmasın diye dini nikahları da kıyılmıştıSabahtan beri eli telefondaki kayıtlı numara üzerinde gidip geliyordu genç adamın. Aramakla aramamak arasında kalmıştı.
"Ararsam rahtsız olur mu acaba?" diye düşündü.
"Ararsam ne diyeceğim ki?. Üstelik şu an müsait de olmayabilir? En iyisi yarına kadar sabretmem belki bu daha uygun olur!."
Böyle düşünmesine rağmen arama isteğini de bir türlü bastırabilmiş değildi ya..
Sabırsızlığına yenik düşmüş olacak ki arama tuşuna basıverdi; artık pişman olsa da geri dönüşü yoktu.Telefon bir kaç kez çalmıştı ki karşıdan heycan dolu ses geldi.
"Alo!"
Genç kızın heycanlı sesi genç adamın daha da heycanlanmasına neden olmuştu; heycandan kekelemişti bile.
"Aa..alo!.."
Biraz duraksadı, ne söyleyeceğini ölçüp tartıyordu sanki.
Duraksayınca genç kız meraklandı bir an."Oradamısın?"
Susmuş olduğunu farkettiğinde biraz utanmıştı da..
"Ee..eve..evet.. buradayım.
Şey.. şey için aramıştım ben......"Hâla heycandan kekeliyordu. Toy oğlanlar gibi göründüğünü hissetti, Allah vere de saçmalamasa bari. Bu durumdan ötürü kendine kızdı biraz.
Üstelik şu an herşeyi unutuvermiş gibiydi;
aklına gelen ilk şeyi söylemeğe karar verdi."Nasılsın? Yorulmuşsundur sen şimdi".
Adamın sözleri genç kızın çehresine derin bir tebessüm yaydı;
"Elhamdulillah iyiyim!
Peki ya sen?"Konuşurken ikisi de biraz çekingen davranıyorlardı henüz.
"Ben de iyiyim" diyebildi sadece.
İçinden ise kendine saydırıyordu.'Kız'a söyleyecek başka söz bulamadın mı ahmak!'
Gerçi edecek başka kelam da gelmiyordu ya aklına genç adamın.
İki taraf da birbirine
"Allah'a emanet ol!" deyip sonlandırdılar konuşmalarını.Ne Hümeyra için ne de Orhan için ,vakit bir türlü geçmek nedir bilmiyordu, İkisi de sabırsızlanıyorlardı birbirilerine kavuşabilmek için; kaç aydır bu günlerin gelmesini beklemişlerdi zira. Nişandan sonra da pek görüşememişlerdi nikahlı olsalar bile...
Sayılı günler çabuk geçer derlerdi de , iki genç için sayılı saatler geçmezken günler nasıl geçecekti."Elhamdlillah , çok şükür
her şeyi hallettik"dedi Nurdan hanım yorgunlukla koltuğa otururken.
Kızı hümeyra da hemen yanı başına oturu verdi.Nurdan hanım hüzünle kızına baktı;
"Demek sen de artık yuvadan uçuyorsun minik kuşum benim ha!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARE-İ FUAD (KALP YARASI) #wattys2018
EspiritualAdam," Beni affetmeyeceğini biliyorum , karşına çıkmam da bir yüzsüzlük zaten. Affetmezsen ki buna hakkın var, hiç bir kelam edecek de değilim.Buna rağmen , sen affetmeyecek olsanda ben senden af diliyorum. N'olur beni affet!" dedi, titrek bir sesl...