2. " Nereye? "

311 31 2
                                    


Hepinize iyi okumalar.

Medyada Asya.




Başımda ki şiddetli ağrıyla yavaşça gözlerimi araladım. Hava kararmıştı. Saat sekiz yada dokuz olmalıydı tam kestiremiyordum. Boğazım kuru olduğu için yutkunduğum da canım acımıştı. Elimi boğazıma götürüp birkaç kez öksürdüm. Uzandığım yatakta doğrulup ellerimi iki yanımda dayanak yapıp başımı sağ omzuma doğru yatırdım. Sonra aklıma dank eden şeyle gözlerim yuvalarından fırladı.


Gerçek değildi değil mi?


Bütün vücudumu çaresizliğimin belirtisi olan bir ateş kapladı. Hızla ayağa kalkıp ellerimi sertçe saçlarımdan geçirdim. Göz yaşlarım yine akmaya başlamıştı. Bugün o kadar çok ağlamıştım ki artık gözlerim acıyordu. Aldığım nefesi titrekçe üfledim.


Kendimi uçsuz bucaksız bir  UÇURUM'dan düşüyormuş gibi hissediyordum. Boşluktaydım sanki. Yalnızdım. Gerçekler canımı acıtıyordu. Aldığım her nefeste bıçak gibi saplanıyordu kalbime. Her seferinde daha çok büyüyordu yaram. Her seferinde daha çok acıyordu canım. Hayatıma bir kez olsun güneş doğmadı. Hep kara bulutlar dolandı benim gibi gökyüzüne aşık bir kızın hayatında. Ama bugün yağmur yağdı, şimşek çaktı, sel bastı hayatımı.


Gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Gözlerimi kapatmamla bugün yaşadıklarım canlandı kafamda. Sonra sesleri yankılandı kulaklarımda. Ellerimle kulaklarımı tıkadım. Duymak istemiyordum onları.


'Prensesim.'

'Kızım.'

'Kızımız korkuyor hayatım.'

'Prensesim korkma sadece sana yaptıklarının hesabını soracağım.'

'Çalıştırdın lan sen benim kızımı?!'

'Onun saçının teli için dünyayı yakarım lan ben it!!'


Ellerimi yavaşça kulaklarımdan çekip göz yaşlarımı sildim. Bunu yaparken üzerimde bütün hayatım boyunca esaretini sürdürecek bir düşünce filizlendi.

Keşke hiç bırakmasaydınız beni.

Bu arada birşey farkettim de. Neredeyim ben?!

*Sonunda farkedebildin Asya.

İç sesimle uğraşacak gücü kendimde bulamadığım için takmadım. Sonra aniden kapı ve ardından da ışıklar açıldı. Attığım çığlığa engel olamamıştım. Şuan az da olsa korkuyordum. Karşımda tanımadığım bir adam vardı ve ben daha nerede olduğumu bile bilmiyordum. Sonrasında herşey hızlı gelişti. Genç çocuk yanıma gelip eliyle ağzımı kapattı.

"Şht. Ufaklık sakin ol. Şimdi elimi çekicem ve bağırmıycaksın anlaştık mı?" Başımı salladım.

Ellerini ağzımdan çekip ceplerine yerleştirdi. " Burası neresi? Neden buradayım? Ve en önemlisi sen kimsin?!!" dedim sesimi yükselterek. Hafif  tebessüm etti. "Cevap versene!" Eliyle susmamı işaret etti. Niye konuşmuyordu ki? Hayır dili yok diycem. Konuştuğunu duydum.

"Yoksa sen beni kaçırdın mı? Ay polis. İmda-" eliyle tekrar ağzımı kapattıp konuşmamı engelledi. Ona gözlerimi devirmekle yetindim. Amaç neydi ki?

UÇURUM: BİRLEŞEN KADERLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin