6. " Sen Bana Ne Yapıyorsun?"

311 26 82
                                    

Medyada Barış (:

"Son çare bu gece burada kalmak." dedi Onur. "Evet aşkım başka çaremiz yok." diye karşılık verdi Onur' un sitemine Eylül. Ne mi olmuştu? E hadi anlatayım Osman.

Barış- yani gözlüklü çocuk- koltukta uyuya kalmıştı ve biz onu uyandırmayı hiçbir şekilde başaramamıştık. Onu bırakıp gitmemişlerdi bu yüzden bu gecelik burada kalacaklardı ve ben halimden gayet memnundum. Çünkü onları çok sevmiştim hepsi çok samimi ve içtendi.

"Gece gece bırakmam zaten kardeşim." dedi koltuğa otururken Demir.

Eylül Demir'e yaklaşıp yanaklarını mıncırmaya başladı. "Oy oy oy. Hanimiş benim abişim. Çok mu düşünceliymiş. Eylül'ü onu yermiş."

"Dur be kızım suyunu çıkartma."

"Aman iyi be kasıntı herif." diye cırladı benim yanıma gelirken. Çok tatlı ve cana yakın bir kızdı.

"Gel buraya atarlı bela."

"Gelmiycem işte gelmiycem. Küstüm sana." dedi kollarını önüne bağlarken.

Demirle öz kardeş değillerdi ama birbirlerini kardeş gibi görüyorlardı. Aralarındaki bu ilişki kıskanılacak cinstendi. Benim kardeşim Ece bana düşman gibiydi. Ona kardeşim demek ne kadar doğruydu. Bilmiyordum. Sonuçta o da sahteydi. Herşey gibi, herkes gibi, hayatım gibi o da sahteydi. Şimdi anlıyordum bana neden bu kadar kötü davrandıklarını. Onların kızı olmadığım için. O yüzdendi Ece'ye iyi davranıp bana günlerimi zehir etmeleri. Niye böyle yaptılar ki? Ben ne yaptım onlara? Bütün sözlerini dinledim. Derslerimde hep başarılıydım. Yaz tatillerinde çalışırdım. Evde yemeği, temizliği hep ben yapardım. Sahte anneyle Ece'ye iş kalmazdı. Saygılıydım. Bana bu kadar kötü davranmalarına rağmen hep susardım. Hakaret ederlerdi, küfür ederlerdi, döverlerdi... Ama ben hep susardım. Bu yüzden mi sevmediler beni? Bunlar mıydı benim suçum? Bu yaptıklarımın hepsini birgün beni severler ümidiyle yapmıştım. Ama sevmeyceklerini o gün anlamıştım.

'Elimde ki karneme bir kez daha gülümseyerek baktım. 1. Sınıfı bitirmiştim ve bütün derslerim çok iyiydi. Bu kez inanıyordum. Annem bana sarılacaktı, babam 'kızım' deyip saçlarımı okşayacaktı. Bu düşüncelerle koşmaya başladım. Çok mutluydum. Eve geldiğimde babamın yeni boyadığı mavi bahçe kapımızı açıp zili çaldım. Zilden elimi çekmemiştim. Kapının çabucak açılmasını istiyordum. Çabucak beni sevsinler istiyordum. Ama yediğim tokatla gerçek hayata geri döndüm. Annem bana tokat atmıştı. "Bu kapı böyle mi çalınıyor geri zekalı?!" Tabi ya unutmuşum annem sarılmazdı, döverdi. "Ö-özür dilerim annecim." dedim ağlarken. "Annecim deme bana! geç içeri hadi!" Hızla ayağımda ki ayakkabıları çıkarıp içeri girdim. Göz yaşlarımı hızla sildim. Annem sevmemişti ama belki babam severdi. Hızla salonda ki babamın yanına koştum. "Babacım bak karneme. Bütün derslerim çok iyi.", " Ne bağırıyorsun lan!" diye kükreyince sıçradım. "Karnelerimizi aldık bugün." dedim karnemi ona uzatırken. "Ne yapayım lan? Yürü git elimde kalırsın!" Kafamı sallayıp odama koşmaya başladım. Tabi ya onlar beni sevmezdi.

UÇURUM: BİRLEŞEN KADERLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin