17. BÖLÜM

271 16 11
                                    

"Tamam baba. Akşam görüşürüz." Deyip telefonu kapattı Demir. Kafamı yasladığım göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. O da belimi okşuyordu. "Ne olmuş canım." Dedim. Ona böyle seslenmek hoşuma gidiyordu. O çoktan ben olmuştu zaten. Artık canımdı. Canımdan da öteydi hatta.

Telefonunu uzandığımız koltuğa koyup boşta kalan elini dudağıma değdirdi. "Canın mıyım ben senin... Canım." Kıkırdadım.

"Canımsın, canımdanda ötesin hemde.. Canım benim." Deyip avucunun içini öptüm. Gülümsemesi daha da büyürken bende gülümsedim.

"Gülüşünü sevdiğim kadın.." dedi ve alnımı öptü. "Kadın'ım..."

Kafamı tekrar göğsüne yerleştirip gözlerimi kapattım. Huzur kokuyordu bu adam. Sağ elimi kalbinin üzerine getirip parmaklarımla şekiller çizmeye başladım. Bir kolunu kafasının arkasına yerleştirmişti. Diğer kolunuda belime sarmıştı. Öylece uzanıyorduk. Okuldan çıkıp eve gelmiştik, amacımız beraber film izlemekti ama sarılarak uzanmak ikimizin de tercihi olduğundan planımız suya düşmüştü. Ama böyle daha iyiydi.

Saçlarımda dolanan tüy kadar hafif öpücükleri gözlerimin kapanmasına neden olmuştu. Bu duygular güzeldi. Artık adını da biliyordum bu güzel duygunun. Aşktı bu hissettiklerim.

"Güzelim.." diye mırıldandı. "Üşümüşsün." Eli tişörtümün açıkta bıraktığı kolumu okşuyordu. Ama üşüdüğümü söylersem yanından kalkmak zorunda kalacaktım.

"Üşümedim." Dedim ve burnumu boyun girintisine sürttüm.

"Üşümüşsün meleğim.." dediğinde gülümsedim ama o bu gülüşümü görmemişti. "Battaniye getireyim mi?" Diye sordu. Bu düşüncesine gülümsedim ama yanımdan gitmesini istemiyordum.

"Hayır. Gitme bir yere. Ben halimden memnunum." Deyip boynunu öptüm.

"Birileri sevgilisinden iki dakika bile ayrı kalmaya dayanamıyor sanırım." Dediğinde kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Muzipce sırıtıyordu. Burnunu öptüm.

"Napıyım. Çok seviyorsam demek ki." Dediğimde kahkaha attı. Belimi bırakmadan koltukta doğruldu. Belim ve bacaklarımı kavrayıp beni kucağına aldı. "Napıyorsun Demir?" Diye sordum.

"Sevgilim üşümüş napıyım battaniye almaya gidiyorum."

"Onu fark ettim canım da beni niye taşıyorsun."

"Sevgilimden iki dakika ayrı kalamıyorsam demek ki." Deyip güldü. Bende gülüp sessizce onun yüzünü izlemeye başladım. Bakmalara doyamıyordum.

"Güzelim kapıyı açsana." Dediğinde biraz eğilip Demir'in odasının kapısını açtım. Ben kapıyı açınca diziyle kapıyı ittirip bizim odanın içine girmemizi sağladı. Dolaba ilerlediğinde battaniyenin burda olduğunu anlayıp dolabı açtım. Üst raftan bir battaniyeyi alıp kucağıma koydum.

"Asya'm telefonun yanında mı?" Diye sorduğunda kafamı salladım. "Hı hı."

"Güzel. Battaniyeyi dolaba tekrar koysana." Dediğinde kaşlarım çatıldı. "Çatma o güzel kaşlarını fotoğraf çekilicez sadece." Dediğinde güldüm. Battaniyeyi dolaba geri koyup dolabı kapattım. Arka cebimdeki telefonu alıp kamerasını açtım. Aynanın karşısına geçtiğinde kafamı onun kafasına yaslayıp gülümsedim o da gülüyordu. Aynadan yansımamızı çektim.

"Çok güzel çıktık." Dedim ona da fotoğrafı göstererek. O da gülümsedi. "Biz zaten beraber çok güzeliz sevgilim." Elimi yanağına getirip okşadım. "Öyleyiz... Hadi indir beni kolların ağrıdı artık." Dediğimde kafasını iki yana salladı. "Demir'im..."

"Güzelim yorulmadım ben hadi al battaniyeyi de gidelim." Dedi ve dolaba ilerledi. Bende daha fazla yorulmaması için battaniyeyi aldım ve dolabın kapağını kapattım. O da bizi odadan çıkarırken konuştum.

UÇURUM: BİRLEŞEN KADERLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin