15. " Oyun "

224 17 4
                                    

Çalan zil sesiyle elimdeki kalemi sıraya bırakıp yanımda uyuyan Demir'e döndüm yönümü. Okulun ilk günüydü ve birazdan son derse girecektik. Aslında ikinci günüydü ama biz ilk gün gelmediğimiz  için bizim geldiğimiz ilk gündü. Ama Demir ilk günden çok sıkılmış olacak ki uyumuştu. Gülümsedim. Çok masum uyuyordu. 19 yaşındaydı ama sanki günahsız bir melek gibiydi.

Yanağımı elime yaslayarak onu izlemeye başladım. Evet ben bu adama doyamıyordum. Kara delik gözlerine, bakışlarına, içimi eriten sesine, artık duymadan bir gün geçirmiyceğim eşsiz kokusuna, asi siyah saçlarına, mimiklerine, tavırlarına, beni öldüren gülüşüne, kahkahasına, karakterine, davranışlarına... Kısacası hiçbir şeyine doyamıyordum bu adamın. Bu eşsiz adamın.

Neydi ki bu hislerim? Neden böyle hissettiriyordu bana?

Minnettarlık mıydı? Belki de. Gerçek ailemin kim olduğunu öğrendiğim gün bana sahip çıkmıştı. Belki ona borçlu olduğum için böyle hissediyordum.

Hayranlık? Bu güzel kişiliğine hayrandım belki de. Bu kadar iyi bir adam olmasına, bu kadar nazik ve düşünceli olmasına, beni bu kadar çok düşünmesine hayrandım belki de.

Beğeni? Evet kabul ediyorum çok yakışıklıydı. Siyah saçları, kahverengi gözleri, biçimli dudakları ve burnu, uzun boyu, kasları..

Kafamı iki yana salladım. Bunu sonra düşünecektim.

Elimi yavaşça koluna değdirdim. Kısa kollu giymişti ve ceketini de derse girmeden önce çıkartmıştı, üşümesini istemiyordum.
Kolları çok olmasa da hafiften soğumuştu. Elimi kolundan çekip onu uyandırmamaya özen göstererek sıradan kalktım.

"Asya nereye kanka?" Diye sordu Barış bana bakarak. Elimi omzuna koyup dokundum. "Burdayım."

Ceketlerin bulunduğu askıya doğru ilerleyip Demir'in deri ceketini aldım. Arkamı döndüğümde üzerimde hissettiğim bakışların ağırlığıyla gözlerimi sağ tarafıma, yani pencere kenarına doğru çevirdim. Sarışın kıvırcık saçlı bir kız bana bakıyordu. Hafif tebessüm ettim ama kızın yüzünde mimik kıpırdamadı. Yine aynı şekilde bana bakmaya devam etti. O kadar iğneleyici bakıyordu ki gözlerimi devirip sırama doğru ilerleyip yerime oturdum. Amacı neydi ki? Umarım bu okuldaki herkes bu kız gibi değildi. Aslında olsalar da umrumda olmazdı. Benim kardeşlerim bana yeterdi.

"Romantik kız seni." Diyen Barış'a gülümsedim. Ceketi yavaşça Demir'in omuzlarına bırakıp Barış'a döndüm. Hala sırıtıyordu.

"Ne alakası var. Üşümesin diye." Dedim ve saçlarını karıştırdım. "Sen olsan sana da yapardım."

"Çok isterdim ama bu senin yanındakiyle - deyip işaret parmağıyla Demir'i gösterdi-  uğraşmak istemem." Dediğinde kafamı Demir'e çevirdim. Hala aynı pozisyonda uyuyordu. Gülümseyip Barış'a döndüm tekrar yönümü.

"Boşver onu kanka.. Nasıl gidiyor okul?" Diye sordum Barış'a.

Yanaklarını şişirip ofladı. "Gitmiyor be." Deyip kafasını sıraya yatırdı.

"Bu fazla açıklayıcı oldu Barış." Dedim ve hafif kıpırdanmaya başlayan Demir'in saçlarını karıştırdım.

"Uyan artık uykucu panda.." gülümseyerek gözlerini açınca bende gülümsedim.

"Aradığınız kişiye biraz uyku borçlusunuz hanımefendi." Dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. "Ama sanırım bununla da yetinebilirim."

"Ya Demir.." deyip geri çekildim.

"Ne Demir?" Deyip bir kez daha öptü yanağımdan. Şuan utancımdan yanaklarımın kızardığına emindim. Demir beni öptüğünde ondan utanmıycağıma söz vermiştim ve bu konuyu aramızda halletmiştik. Ama bu herkesin içinde beni öptüğünde utanmıycağım anlamına gelmiyordu.

UÇURUM: BİRLEŞEN KADERLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin