20. BÖLÜM

331 17 24
                                    

"Demir Arya kim?" Diye yineledim sorumu. O ise yüzünde tanımlayamadığım bir ifadeyle bana bakıyordu. Gözleri ise sanki uçsuz bucaksız bir boşluğu izliyormuş gibiydi. Bakıyordu ama görmüyordu. Allah aşkına kimdi bu kız ya?!

"Minnoşum ben sana anlattım ya. Bizim okuldaydı. İki yıl önce kaybettik-" diyen Eylül'ün sözünü kestim gözlerimi Demir'den ayırmadan.

"İnanmıyorum." Dediğimde herkes susmuştu. Onların ne zaman geldiğini duymamıştım kendi kafamda ki cevapsız soruları dinlemekten.

"Ama gerçekten böyle." Dedi Eylül.

"Eylül." Diyen Onur'un sesi yardımıma koşmuştu adeta. Şuan sadece Demir'i dinlemeye ihtiyacım vardı. Çünkü sadece o söylerse inanırdım Eylül'ün söylediklerine.

"Demir birşey söyle." Dedim yalvarır tonda çıkan sesimle. Gerçekten birşeylere inanmaya ihtiyacım vardı. Yorulmuştum artık. Hemde çok yorulmuştum. Sürekli diken üstünde durmaktan, herşeyden şüphelenmekten... Sadece güvenmek istiyordum ben. Koşulsuz şartsız güvenmek. Aslında bu kadar basitti benim için herşey ama bir türlü olmuyordu. Benim hayatım hiçbir şekilde yolunda gitmiyordu. Sanki lanetliydim. Mutsuzlukla lanetli gibiydim.

"Lütfen birşey söyle..." Dedim. Gözlerim dolduğundan görüşüm bulanıklaşmıştı artık. Tanımadığım insanların hayatım üzerinde ki etkisinden bıkmıştım. Oysa ben kimsenin hayatına karışmadan sadece yaşıyordum. Hiç tanımadığım insanların nasıl benim hayatım üzerinde etkisi oluyordu anlamıyordum.

"Cevap ver... Dayanamıyorum." Deyip yan tarafımda ki koltuktan destek aldım. Gerçekten ayakta durabilecek kadar bile gücüm kalmamıştı.

Ama o sustu. Neden susuyordu bilmiyordum ama o sadece susuyordu. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.

"Ağlamak yoktu. Söz vermiştin." Dediğinde gözlerinin içine baktım.

"Sen de bana herşeyi anlatacağını söylemiştin. Ama anlatmıyorsun." Dediğimde yine sustu. Omuzlarım düştü.

"Sana da mı güvenemiyceğim?" Diye sorduğumda tekrar sustu. Gözlerimi gözlerine sabitledim. Ama o benden gözlerini kaçırdı. Kafamı salladım. Öyle olsun! Söyleyecek söz bulamıyordum. Koltuktan destek almayı bırakıp arkamı döndüm ve odama çıkmaya başladım.

"Asya'm" diye seslendiğinde bu sefer ben sustum ve hiçbir şey demeden odama çıktım. Gerçekten o salak kızın bize bunu yaptığını inanamıyorum. Amacı belki benim ona bu şekilde tepki vermemi sağlayarak aramızı bozmaktı. Sonuçta Minel'in Demir'in peşinde olduğu belliydi. Minel'in oyununa gelmek istemiyordum ama yine de Demir'e gerçekten çok kırılmıştım. Bana herşeyi anlatacağını söylemişti ama çok basit bir soruya cevap vermemişti. Alt tarafı o kızın kim olduğunu sormuştum çok zor değildi. Odamın kapısını yavaşça açıp odama girdim. Işığı açmadan dolaptan bir tayt ve bir tişört çıkarıp giyindim. Yatağa oturup ayağımda ki ayakkabıları birbirine sürterek ayağımdan çıkardım. Battaniyeyi açıp uzandım ve sağ tarafıma dönüp gözlerimi kapattım.

Uyumak istiyordum. Sadece uyumak. Kafam şişmişti artık düşünmekten. Yarın aklımda ki tüm cevapsız sorulara yanıt alacağım büyük gün olacaktı. Şimdi en iyisi kendimi yormamaktı. Herşeyi annemle babama soracaktım. Onlar da zaten bana anlatmak için can atıyorlardı. Hem belki Arya denen kızı onlar da tanıyordur. Onlar söylerdi belki bana onun kim olduğunu. Çünkü Eylül'ün söylediklerine istesemde inanamıyordum. Sanki birşeyler eksikti.

Uyku beni yavaş yavaş esiri altına alırken odamın kapısı açıldı. Gelen Demir'di. Kapıyı açışından tanımıştım onu. Gözlerimi sıkıca yumup uyuyor numarası yaptım.

UÇURUM: BİRLEŞEN KADERLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin