19. BÖLÜM

196 14 9
                                    

Yarın fizik sınavım var ama ben bölüm atmak istedim. İnşaallah yüksek not alırım. Benim için dua edin. Hepinizi çok seviyorum ❤

Neyse ben sizi çok tutmayayım...

👇

Bir hafta sonra...

"Sen şunu bana tekrar anlatsana?" Diyen Eylül'e gözlerimi devirdim. Daha kaç kez anlatacaktım acaba?

"Bana göz devirme. Sevgilisi kılıklı. Anlat tekrar." Deyip kafama vurunca biraz sendelesemde dengemi koruyup ona baktım.

"Hayır yani neyi anlayamadığını merak ediyorum." Dedim ve merdivenlerden inmeye başladım. Bizim evdeydik ve Eylül'le yalnızdık. Mangal yapmaya karar vermiştik, Onur, Barış ve Demir markete gitmiştiler. Geçen hafta annemlerle Demir'lerin evinde yediğimiz olaylı yemekten sonra onlara haber vermeyi unuttuğumuz için lunaparka gidememiştik bizde Demir'le bu yüzden onlara kendimizi affettirmek için mangal yapmayı teklif etmiştik. Onlarda kabul etmişti.

"Minnoşum rica ediyorum, tekrar anlatır mısın?" Diye bastırarak konuşunca koltuğa kendimi attım. Eylül'de yanıma gelip oturdu. Koltukta bağdaş kurarak oturunca, Eylül'de aynını yapıp yönünü bana döndü.

"Geçen hafta seninle görüntülü konuştuk ya." Dediğimde kafasını salladı. "Buraya kadar herşey tamam mı? Anladın değil mi?" Diye dalga geçtiğimde arkasında duran koltuk yastığını alıp kafama fırlattı. Yastık kafama isabet edince alıp bende onun kafasına vurdum. "Şimdiye kadar on defa daha anlatmıştın biliyorsun  değil  mi?" Deyip saçlarını düzenlemeye başladı. Yastığı kucağıma koyup anlatmaya başladım.

"Babam geldi sonra. Herşey normaldi. Yemeğimizi yedik, şarkı falan söyledik... Sonra ne olduysa Demir beni sevdiğini söyledikten sonra oldu." Dedim ve dolan gözlerimi kırpıştırdım. Sanki o anı tekrar yaşamıştım. Onu kaybetme korkusunu tekrar yaşamıştım. Bu anı hatırladığım da çok kötü oluyordum. Onun beni asla bırakmıycağını biliyordum. Yani hissediyordum. Demir bana bunu gerçekten çok güzel hissettiriyordu. Ama bilmiyordum işte. Böyle bir şeye ihtimal dahi vermek canımı yakıyordu. Eylül'ün konuşmamı beklediğini fark ettiğimde derin bir nefes alarak anlatmaya devam ettim.

"Ebru teyzeyle, Volkan amca bağırıp çağırmaya başladı. İtiraz ettiler.. En son Volkan amca Demir'e yarın ilk uçakla Amerika'ya dönüyorsun diye bağırdı." Volkan amcanın sert sesi tekrar kulaklarımda yankılanırken gözümden bir damla yaş süzüldü. Hemen elimi kaldırıp göz yaşımı sildim. Demir'e söz vermiştim. Bir daha ağlamak yoktu. O benim ağlamama kıyamıyordu. Ben ağladığımda üzülüyordu bunu gözlerinden anlayabiliyordum. O üzülünce ben daha fazla üzülüyordum. Bu yüzden bir daha ağlamıycaktım.

Eylül'de beni izliyordu. Gözlerimi gözlerine sabitledim. "Eylül o an çok korktum. Gidecek diye çok korktum."

"Kuzum üzme kendini. Demir kendini terk eder, ama seni bırakmaz bundan sonra." Dedi ve omzuma dokundu. Elinin üzerine elimi koydum. Eylül gerçekten çok iyi bir dosttu. Gerçekten ona güveniyordum ve onu gerçekten kardeşim gibi seviyordum.

"Beni bırakmıycağını biliyorum ama elimde değil."deyip elimi elinin üzerinden çektim. "Onsuz olma düşüncesi bile beni kahrediyor."

"Aşık olunca hiçbir şey senin elinde olmuyor kuzum. Anlıyorum seni..." Dedi ve devam etti. "Ama bunun için kendini üzmene gerek yok." Dedi ve bana gülümsedi. Kafamı salladım.

"Peki İlker amcayla Yeşim teyze ne tepki verdi." Dediğinde kaşlarım bir haftadır aklımı kurcalayan soruyla tekrar çatıldı. Bunu neredeyse her dakika düşünmüştüm. Yanlış oldu. Demir'i düşünmediğim dakikalarda düşünmüştüm. Ama bir türlü bir sonuç alamamıştım.

UÇURUM: BİRLEŞEN KADERLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin