Medya Demir❤
Yeni kapağı beğendiniz mi?
•°•°•°•°•
Farklıydı hissettiklerim. Tuhaftı, anlamsızdı böyle hissetmem. Ama hissediyordum. Demir'in yanında kendimi huzurlu hissediyordum. Güven veriyordu onun bana sarılı olan güçlü kolları. Eşsizdi onun kokusu, tarifi yoktu. Onun kalp atışları benim için yaşama sebebiydi. Neden bilmiyorum ama farklıydı benim için. Herkesten, herşeyden farklı.
Şuan düşüncelerimde boğuluyordum. Düşündükçe nefes alamıyordum. Acılar benim için ölümü simgeliyordu. Ve her acı çektiğimde ölüyordum ben. Belki de bana yapılanları istesemde affedememin nedeni buydu.
Beni öldürdükleri için onlarla yaşamak istemiyordum belki de.
18 yıllık hayatımda, 18 yıl boyunca her gün öldüm ben. Her gün ölmemek için bir kere ölmeyi çok düşünmüştüm. Hayatıma son vermek istemiştim çoğu gün ama yapamamıştım. Çünkü her zaman bana ihtiyacı olan biri olduğunu düşünmüştüm, her ölmek istediğimde bu yüzden vazgeçmiştim. Yine kendimi değil bir başkasını düşünmüştüm. Bu yüzden her gün ölmüştüm.
Siz bilir misiniz acı çekip her gün mutlu gözükmeye çalışmak ne kadar zordur? İçin kan ağlarken sen gülmeye çalışırsın. Sahtekarlık değildir aslında bu, sadece bir başkasına güçsüz gözükmemek için mutlu gözükmek istersin.
İşte koskoca hayatımın özeti. Anlatmaya ve yaşamaya değer hiçbir anı yok..
Ta ki kaderin bana onu hediye ettiği güne kadar. Demir'i bana verene kadar. Ben ilk kez içten bir şekilde ona gülümsemiştim. O güldürmüştü beni. İlk göz yaşımı Demir silmişti. Saçlarımı ilk o okşadı. Ve benim şu kalbim ilk kez ona karşı bu kadar hızlı atıyordu.
İşte bu yüzden farklıydı benim için.
"Ufaklığım." Dedi sesine kurban olduğum adam. Saçlarımı okşuyordu, bense onun beline sarılmıştım uçsuz bucaksız denize karşı Demir'in beni bulduğu uçurumun kenarında oturuyorduk. Güneş batmaya başlamıştı ve hava biraz serinlemişti. Okuldan çıkıp buraya gelmiştik ve o zamandan beri tek kelime konuşmamıştık. Bu sabah bütün yalan hayatıma bütün okul gibi kara delik gözlümde şahit olmuştu. Ama bu konuyla ilgili tek bir kelime bile etmemişti. Neler olduğunu merak ettiğini biliyordum ama beni üzmemek için birşey söylemiyor ve sormuyordu. Anlayışlı adam.
Anlayışını sevdiğim adam.
"Belki bana güvenmiyorsun ama benimle herşeyi konuşabilirsin. Anlatmak istemezsen zorlamam. Sonuçta bana güvenmek zorunda değilsin."
Kafamı gizlediğim boynundan kaldırıp güzel gözlerine baktım. Birçok duygu vardı o gözlerde. Kırgınlık en belirginiydi belki de. Yada ben öyle anlamıştım. Ondan yaşadıklarımı sakladığım için bana kızıyor muydu? Yada daha kötüsü onu kırıyor muydum?
"Demir..." Dedim ve elini tuttum. "Ben bu hayatta en çok sana güveniyorum."
Diğer elimi yanağına götürüp okşadım. Yeni çıkmaya başlayan kirli sakalları avucumu gıdıklamıştı. Bu hissi sevmiştim. Onun bana hissettirdiklerini seviyordum. Adı her neyse...
"Lütfen bir daha benim sana karşı olan hislerimi sorgulama."
Gülümseyip yanağında ki elimin içini öptü. Bu hareketine gülümsedim. Ne çok güldürüyordu bu adam beni.
"Gülme.." kolunu omzuma sarıp beni kendine çekti. Başım yine boyun girintisini bulmuştu. Onunla böyle sarılmayı çok sevmiştim. Galiba ben içinde onun olduğu herşeyi çok seviyordum. " Öpesim geliyor."
İçimden ' Öp o zaman. ' demek geçse de sustum.
Uzun süren bir sessizliğin ardından konuşmaya başladım.
" Bugün okulda sarıldığım adam benim babam. İki hafta önce öğrendim gerçek ailemin kim olduğunu. 18 yıl boyunca ailem sandığım insanlar, aslında benim hiçbir şeyim değilmiş. Gerçi öyle insanların benim gerçek ailem olmadığına hiç şaşırmadım biliyor musun?"
"Neden güzelim?"
"Çünkü bir baba her gün kızını dövmez, bir anne her gün kızına bağırmaz, bir kardeş her gün ablasına iftira atmaz. Ama onlar bana bunu her gün yapıyordu. Her gün daha ileri gidiyorlardı. 18 yıl boyunca annem sandığım o iğrenç kadın bana her gün eziyet etti hakaretleriyle ve davranışlarıyla. Kardeşim sandığım Ece babam beni dövsün diye üstüme her gün iftiralar attı. Babam sandığım adam bile diyemiyceğim şahsiyet istisnasız ya her gün döver ya da bağırırdı. 18 yılımı çaldılar benden hiç acımadan." Dedim ve elimi kaldırıp göz yaşlarımı sildim.
" Gerçek annem ve babamın kim olduğunu da uçurum da beni bulduğun gün öğrendim. " Saçlarıma kondurduğu minik öpücükle gözlerim istemsizce kapandı.
" Yaz tatilinde bir kafede garsonluk yapıyordum. Yine böyle bir gün işe gittim. Çok sıradan bir gündü. Sabah uyandığım anda sahte annemin hakaretleri, Ece'nin üzerime attığı iftira sonucu babamdan yediğim tokatın ardından evden kovulmam çok normaldi."
" Sikey-" edeceği küfrü anladığımda elimle ağzını kapattım.
"Ben artık umursamıyorum, boşver değmez onlar."
"Nasıl umursamıyorsun, nasıl kıydılar sana. Ben sana bakmaya bile kıyamazken o it sana nasıl vurur. Söylediğim her sözü acaba bunu söylersem kırılır mısın diye iki defa düşünürken sana nasıl hakaret edebilirler." dedi ve elleriyle göz yaşlarımı sildi. O sildikçe göz yaşlarım daha da hızlanıyordu.
Sağ yanağımdan akan göz yaşımı öptü. "Ağlama sana kıyamıyorum."
Nasıl bu kadar iyi olabilir ki bir insan evladı? Nasıl bu kadar beni büyülemeyi başarabilir, her sözü ve hareketiyle? Böyle yapmamalı beni kendine bu kadar bağlamamalı. Eğer benim ona karşı hissettiğim güzel duyguların karşılığı yoksa, ben yaşayamam ki. Artık olmaz onsuz. Ölüm bile olur ama onsuz asla olmaz.
"Gitme.."
"Ne? Nereye gitmiyim Ufaklığım?" Dedi.
Kollarımı boynuna sarıp başımı omzuna yasladım. Onunda kolları anında belimi sarmıştı.
"Beni bırakıp gitme. Yalvarırım.."
"Asla. Öldürseler bile bırakmam." Dedi ve burnunu boynuma sürttü. "Bu kokuyu duymadan yaşayabileceğimi mi düşündün?"
"Yaşayamaz mısın?" Diye sordum. Aynı zamanda da ensesinde ki saçlarını okşuyordum.
"Bu kokuyu duymadan bir saniye bile nefes alamam artık."
Gülümsedim. Ruh halimi alt üst etmişti. Bir an ağlarken bir saniye sonrasında beni güldürmeyi nasıl başarıyordu.
Ah be çocuk...
"Bende.."
![](https://img.wattpad.com/cover/108234534-288-k822830.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM: BİRLEŞEN KADERLER
Teen FictionBirbirlerini hiç tanımadıkları halde, aslında birbirlerinin hayatının merkezinde olan iki genç. Demir ve Asya... Bu iki gencin hayatlarını mucizevi bir şekilde kesiştiren Uçurum kenarı. Ve birleşmek için can atan, birbirleri için yazılmış iki kader...