Bu ilk çalışmam umarım beğenirsiniz
__________________________________________Her zaman olduğu gibi, küçük kardeşimin ışıkları açıp kapayıp, 'Ablaaa' diye bağırmasıyla kalktım. Bu kafayla nasıl hayatta kaldığını anlamdıramıyordum. Kime çekmişti bu fazla zeki küçük kurbağa ? Küçük kardeşime yani nile doğru kafamı yavaşça döndürdüm.
"Nil yerinde olsaydım kaçardım."
Dedim ve yataktan hızlı bir şekilde çıkıp nile doğru koşmaya başladım. Her zaman işe yarıyordu bu taktik. Nil odamdan çıkarken tiz sesiyle bütün koridoru inleterek odasına kaçtı. Dedim size fazla zeki degil mi ?
Odamın kapısını oflaya puflaya kapattım ve okula gitmek için üzerimi değiştirip çantamı hazırladım. Bu arada ben ecren. Özel bir okulda 11. Sınıfa gidiyorum. Nil ise benden 7 yaş küçük ve 4. Sınıfa gidiyor.
Bugün en iyi arkadaşım olan deniz ile okulda sevdiğim bir çocuğa gizliden yazmaya karar verdik o nedenle içimde anlamdıramadığım bir heyecan vardı.
"Anne, ben çıkıyorum."
Diye odamdan anneme bağırdım ardından gelen annemin onaylar sesi ile ilk odamdan sonrada evden çıktım. Servisim beni bekliyordu. Ahmet amcanın (servisin şoförüdür, kendisi), beklemekten bıkmış bir şekilde direksyonda şarkının ritmine göre kendine ritim tutuyordu. Hızlı bir şekilde servise doğru koşup içeri girdim.
"Sonunda gelebildin ecren kaç sattir seni bekliyoruz !"
Ahmet amcanın isyan edercesine kurduğu cümleyle sesizliğimi koruyup, favori yerim olan cam kenarına oturdum. Kulaklığımı takıp camdan dışarıyı izlemeye koyuldum.
__________
"Hey deniz ben geldim."
Servisten inmiştim ve sınıfın kapısına dayanıp denize bakıyordum. Benim bağırmam ile deniz bana kötü bir bakış atarak konuşmaya başladı.
"Ne diye bağırıyorsun ecren?"
"Of yine dalmıştın, bu aralar kimi düşünüyorsun ha ? Yoksa bir dakika sen beni aldatıyor musun ? Tövbeler olsun. Deniz bana bunu yapma, sanırım dayanamıyacağım"
Diyerek sağ elimi alnıma yavaşça koyup bayılıyormuş gibi yaptım ve gözümü kapattım. Gözüm kapalıyken denizin tepkisini göremediğim bir gözümü yavaşça açtım.
Deniz hemen yerinden kalkıp eliyle elimi tuttu.
"Ah juliet."
"Romeo"
"Ben seni aldatmam juliet."
Dedi. Tam role girip üstün oynuculuk yeteneklerimizi konuştururken sınıfa alinin girmesiyle ikimizde ışık hızıyla eski halimize döndük. Ali içinden kesinle 'napıyo la bu değişikler.' Demişti hissetmiştim.
Tüm ciddiyetimizi takınıp sessizce konuşarak mesajı şimdi atmaya karar verdik. Telefonda numaramı gizleyip, ilk mesajımı attım.
Gizli numara: Ee bugünkü planın ne, sarı kafa ?
Attığım mesaja baktım ve gülmeye başladım
Ben bu gizli işini şimdiden sevmiştim...----------
Ardınç attığım mesajı yaklaşık 1 dakika sonra görmüştü ve hemen yazmaya başlamıştı, o yazmaya başladığında hızla denize baktım.
"Yazıyo deniz benim normalde attığım mesaja cevap vermeyen çocuk, bana yani gizlinin mesajına cevap veriyo lanet olsun böyle adalete."
Diye söylenmeye başladım, ben denize içimi dökerken ardınçtan çoktan mesaj gelmişti.
Ardınç: sen kimsin??
Gizli numara: ben...
Ardınç: evet sen
Gizli numara: ben...
Ardınç: evet sen...
Gizli numara: ben benim
Ardınç: vallaha mı yemin et, yuh yani sen nasıl sen olabilirsin.
Gizli numara: evet bu mütüşlüğümü daha hiç kimse çözemedi.
Ardınç: bak eğer şuan benle dalga geçiyorsan seni bulduğumda bunu sana ödetirim.
Gizli numara: iyi önce bir bulda.
Ardınç: iyi onu bulduğumda konuşuruz.
Gizli numara: Ama ben seni seviyorum
Bu kişiye mesaj atamazsınız.
Gizli numara: ne yani beni engelledin mi hadi ama.
Bu kişiye mesaj atamazsınız.
Gizli numara: beni beni gizlini nasıl engellersin haaa ?
Bu kişiye mesaj atamazsınız.
Gizli numara: İyi öyle olsun...
___________________________________
Ben şu sarı kafaya mesaj atarken içeri hoca girmişti bende hızlı bir şekilde telefonun sesini kapatıp cebime koydum ders türkçeydi. Esmer fatmanın dersi, yani en azından biz ona öyle diyorduk kadın hem esmerdi hem de adı fatmaydı biz ne yapalım adını öyle koymasalarmış.
Aradan 10 dakika geçti ama ben hala sarı kafama bakıyordum lan o nasıl bir tatlılık ? yerim olum seni. Tövbe tövbe ben ne diyorum ya-yani ne kadar güzel bir kişilik demek istedim. Ben kendi kendime konuşurken bizim esmer fatma konuştu.
"Evet ecren bu soruyuda sen çöz."
'Kolaysa sen çöz.'
Demek ne kadar çok isterdim, ama kader mahkumuyuz işte. Hemen tahtaya çıkıp soruya baktım baktım, evet dediğim gibi sadece bön bön baktım, hoca 1 dakika daha geçtikten sonra.
"Çık dışarı ecren."
Diye bağırdı esmer fatma. Allah Allah sanki çok kolay.
"hocam bir dakika daha lütfen çözüyorum."
Fakat hocanın benim yaptığım tatlı çocuk suratına kanması %1 lik bir ihtimali vardı. Taş kalpli kadın !
"Ecren sana çık dışarı dedim."
Sessiz sedasız kalemi hocaya uzattım, hoca kalemi aldığında küçük bir çocuk gibi başımı öne eğerek sınıftan çıktım.
Diğer derslerde bundan farklı geçmemişti, ama sarı kafa çok tatlıydı, her neyse.
Yolda çok sıkılmıştım o nedenle hızla telefonu elime alıp ardınça mesaj attım
Gizli numara: bugünkü türkçe dersi ne saçma geçti dimi.
Engel koyduğu için nasıl olsa ona gitmeyecekti, ama bir dakika mesajımda mavi tik vardı. Lanet olsun, bir insan bu kadar dikkatsiz olur mu ya ? Hemde ilk günden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir Platonik
HumorÖylesine bir kaç tane hayal uğruna yaşadığım şeylerin haddi hesabı yok sanırım. Ama ne yapalım bu yolu geri dönmekte olmaz artık.