KBP-20

109 12 2
                                    

Herkese merhaba yeni bir çalışma yayımladım mizah kitabı lütfen bakmayı unutmayın 🤓

°●°●°●°●°●°●●°●°●°●°●°●°●°●

Kapı bir anda açıldı ve bir kadın bize doğru bakmaya başladı. Allah aşkına neden oda servisi bir anda odaya dalar belki başka bir şey yapıcaz tövbe tövbe bak dellendirdiler yine.

"Ne için gelmiştiniz ?"

Diye sordum hemen, kadın hiç zaman kaybetmeden cevap verdi.

"Bu odadan bir koku geliyordu ben de işimi yaparak ne olduğuna bakmaya geldim."

Dedi, kadın haklıydı çünkü meşe (küçük yavru köpeğin ismi) dışkısını odaya yapmıştı.

"Siz de haklısınız ben bugün midemi biraz bozdum da."

Dedim kadın anlayışla kafasını salladı ve odadan çıktı.

Kadına yakalanmamıştık çünkü meşe kapı açıldığında koltuğun altına girmişti, zeki köpek ya.

"Ecren hadi meşeyi banyoya götürün, ben ona bakarım siz şimdi odanıza gidin."

Dedi fakat küçücük bir sorunumuz vardı...

"Deniz küçük bir sorunumuz var, odanın anahtarını odada unuttuk."

Dedim deniz sanki bir şeyi yeni hatırlıyormuş gibi yüzüme baktı ve hızla eline yanında duran çantasını aldı, içinden bir anahtar çıkarıp bana uzattı.

"Acil durum olursa diye yedek bir anahtar almıştım."

Dedi, ah işte beni ne kadar iyi tanıyor.

"Vallaha mütüşsün."

Dedim ve elinde sallandırarak bana uzattığı anahtarı kaptım ve ardınça döndüm.

"Hadi baş belası."

Dedim aslında bunu bana demesi gereken kişi ardınçtı ama napalım iki dakikalığına seneryolaları değiştirelim.

"Ah bana diyene bak küçük cadı."

Haklı çocuk ama lütfen benim adım ecren illaha cevap vericem.

"He sen çok biliyorsun sarı civciv."

Dedim ve odadan çıkıp bizim odaya doğru yürümeye başladım ardınçta yanımda yürüyordu.

"Ardınç bir şey sorucam."

Dedim aslında hiç birşey sormayacaktım sadece konu konuyu acar diye düşündüm.

"Ne soracaksın cadı ?"

Dedi, acaba şu kadını mı sorsam sonuçta elime sormak için bir fırsat geçti.

"Şu seni arayan kadın kimdi ?"

Ardınç hala yüzüme bakıyordu gözlerimiz birbirine kilitlenmişti ikimizde olduğumuz yerde duruyorduk yanımızdan geçenler bize bakıyor ve yanlarında ki kişilerle fısıldaşmaya başlıyorlardı fakat onların hiç biri umrumda değildi şuan sadece sorumun cevabını istiyordum.

Bu sessizliğe bir son vermek adına konuşmaya başladım.

"Ardınç umarım sorumun cevabını bugün alabilirim."

Ardınç bana bakmayı kesip önüne döndü ve konuşmaya başladı.

"O senin hitap şekline 'o kadın' benim eski sevgilim."

Bunu diyeceğini adım gibi emindim ama nedense içimde bir huzursuzluk vardı sanki ardınç bana yalan söylüyordu.

"Ardınç bir şey daha sorucam."

Dedim ardınç tekrar durdu ve bana baktı.

"Yine ne soracaksın baş belası."

Dedi, ve hızlı bir şekilde nefesini dışarı verdi.

"Sen gerçekten beni seviyormusun?"

Tamam saçma bir soruydu ama bu sıralar o içimdeki saçma hissi yok etmek istiyordum.

"Ecren sen bana güvenmiyor musun ?"

Dedi, gözlerinde ki o duyguyu hissediyordum, hayal kırıklığı ve kızgınlık.

"Ya bak biliyorum ardınç çok sacma bir soru sordum ama içimde bir his var sadece o hissi yok etmek için sordum."

"Ecren gözümün içine bak ve söyle ne görüyorsun."

Ardınçın dediği şeyi yaptım ve tam gözünün içine baktım.

"Gözlerinde gördüğüm şey hayal kırıklığı ardınç."

"Evet doğru söyledin peki bu hayal kırıklığının sebebi ne sence."

Dedi sesini biraz yükselterek.

"Özür dilerim."

Dedim ve yanına gidip ona sarıldım.

-----------------------------------

Sabah uyandığımda bir ayağım duvarda diğer ayağım ise yatağın en ucunda, kafam yastığın yanında ellerim ise ap ayrı yerlerdeydi.

Vallaha hiç beni suçlamayın bu benim 5 numaralı uyuma sitilim ama ben en çok 3 numaralı uyuma pozisyonumu seviyorum.
Ben kendi uyuma pozisyonuma bakmayı kesip ardınça baktım ve gülmeye başladım çünkü ardınç yerde yatıyordu yastığı ve yorganı yatakta kaldığı için kafasını soğuk zemine koymuş mışıl mışıl uyuyordu ama uyuması benim gülmemle birlikte sona ermişti.

"Ya kızım niye hayvan gibi gülüyorsun burda insan uyuyor be, bizimkisi de kulak yani."

Dedi bu haliyle bana ponçiği hatırlatmıştı bu arada ponçik benim oyuncak ayım.

"Sen de benim yerimde olsan gülerdim tamam mı bay civciv."

İlk bana baktı sonra ise kendisine,
Kendisine bakmasıyla hızla kalktı ve yatağa oturdu o uykulu gözleriyle etrafı süzdü.

☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆•☆

İkimizde hayvan gibi kahvaltımızı yapmıştık, bu kurduğum cümledeki hayvan kelimesini sakın mecaz anlamayın çünkü gerçekten yemeğe abanmıştık.

Ama şuan ne yazık ki soru çözüyorduk ben fizik sorusuyla bakışırken etrafimda ki herkes soruları tıkır tıkır çözüyordu onların bu soruları nasıl çözdüğünü hala anlam verememiştim ve hala birinci soruyu çözmeye çalışıyordum.

En sonunda pes edip denizin kağıdından baktım ve on beş soruyuda işaretledim.

Hocalar tüm kağıtları topladı ben de tuttuğum nefesimi dışarı bıraktım ve anlımdan yakalanıcam korkusuyla akan tüm terlerimi elimin tersiyle sildim.

"Evet çocuklar 1 saatlik molanız başlamış bulunmaktadır."

Dedi ayşen hoca, ben koşarak bizim odaya çıktım çünkü bugün havuza gidicektim vallaha şu ardınç yüzünden bir türlü tatilin tadını çıkaramadım.

Mavi ve siyah tonlarında olan bikinimi giymişken deniz ise gri ile yeşil tonlarında olan bikinisini giymişti, şuan birlikte şezlonglara doğru yürüyorduk ki bize doğru sinirli bir şekilde bakana iki kişiyi fark etmeseydik.

Küçük Bir  PlatonikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin