Sabah olmuştu artık. Hatice Hanım sabah erkenden kalkıp işlerini yapmaya koyuldu.Bu arada Berrak ağladı. Hatice Hanım Berrak bebeği kucağına aldı ama Berrak'ı bir türlü susturamadı. Öylesine ağlıyordu ki sanki canından can gidiyordu. Onun ağlama sesiyle yetimhane ayağa kalktı. Onun amansız ağlama sesine kimse anlam veremedi. Sonra devreye yetimhane müdürü Leyla Hanım girdi. Berrak için şarkı söyledi. Berrak bir anda sustu. Leyla Hanım' ın sesi Berrak' a onu terk edip giden annesini hatırlatmış gibiydi. Ela gözlerini kapayıp hemen uykuya daldı. Berrak uykuya dalmışken Umut uyandı. Hatice Hanım Umut' un sütünü ısıttı ve bir güzel karnını doyurdu. Umut mavi gözleriyle gülüyordu. Yetimhanede ki bir kaç kişi de Umut' la ilgileniyorlardı. Berrak ve Umut geldikleri ilk günden beri yetimhanenin gözdesi olmuşlardı. Yetimhanede ki çocuklar Berrak ve Umutla oynuyor ve onlarla ilgileniyorlardı.Yetimhanede ki herkes Berrak ve Umut' u çok seviyorlardı.
Hatice Hanım her geçen gün Berrak ve Umut' a daha çok bağlanıyordu. Onlara zarar gelmesini, üzülmelerini ağlamalarını istemiyordu.İkisi de o kadar çok büyümüşlerdi ki emekliyorlardı. Yaşlarını doldurmalarına 3 ay kalmıştı. Hatice Hanım tam 9 aydır Berrak ve Umut' a baktı. Hem de bu sürenin nasıl akıp geçtiğini anlamadan . Bazen kendi kendine düşünürdü. Bir gün yetimhaneden gittikleri zaman kendisini unutmalarından çok korkuyordu. Ama ben onlara baktım. Sanki kendi çocuğum gibi onları bağrıma bastım. Beni unutmazlar herhalde diye düşündü. Sonra gözleri doldu. Eğer Berrak ve Umut bir gün giderse diye düşündü sonra bir şey diyemeden göz yaşlarını bırakıverdi. Hatice Hanım' ın evi yetimhaneydi. Çünkü Hatice Hanım da yetimhane de büyümüştü. O yüzden yetimhane de büyüyen çocukları çok iyi anlıyordu. Sonra bir süre ağladı ve ağlamaktan gözleri kızardı . Daha sonra da yatağına gidip yattı.
(Aradan 3 ay geçer.)Bugün çok özel bir gündü.
Çünkü bu gün 1992 yılının 25 Kasım sabahıydı. Bugünün önemi ise Berrak ve Umut'un yetimhaneye bırakıldığı gün yani doğum günlerinin olmasıydı. İkisi de 3 ay içinde çok büyümüşlerdi hatta yürüyorlardı. Bugün Berrak ve Umut'un ilk yaş günleri olduğu için herkes çok heyecanlıydı. Yetimhanedeki herkes bu 1 yılın nasıl bu kadar çabuk geçtiğini anlamadılar. Berrak ve Umut için yetimhanede güzel bir kutlama hazırlandı. İkisi de çok küçük oldukları için ne olduğunu anlamıyorlardı. İkisi de renkli gözleriyle masum masum etrafa bakarken çok mutlu görünüyorlardı. Ama bir anda Berrak ve Umut ağlamaya başladı. Sonra Leyla Hanım bir şarkı söyleyerek Berrak ve Umut'u susturmayı başardı.Pastaları mutfaktan Hatice Hanım ve yetimhanede ki çocuklar getirdi. Hatice Hanım tam pastanın üzerine mum koyacakken Leyla Hanım ikisi de küçük olduğu için mum üflemelerinin sağlıkları açısından zararlı olacağını düşünerek mum üflemelerini istemedi. Leyla Hanım, Hatice Hanım'a mumları geri götürmesini istedi. Pastalar kesildi ve yetimhanede ki bütün çocuklara dağıtıldı. Hatice Hanım Berrak ve Umut'a doğum günü pastalarından yedirdi. Bugün herkes çok mutlu oldu.Hatice Hanım'dan
Ertesi gün öğleye doğru karla karışık yağmur yağdı. Hava da çok soğuktu. Yetimhanedeki çocuklar gök gürültüsünden çok korkuyorlardı. Berrak yağmuru hiç sevmezdi.Sanki kendisinin de yağmurlu bir günde getirildiğini bilmiyormuş gibiydi . Berrak yetimhaneye ilk geldiği günde böyle yağmur yağmıştı. Berrak o zaman da yağmurdan çok korkmuştu ve bu yüzden de ağlamıştı. Berrak' ı ağlarken görmek içimi parçalıyordu. Aklıma yetimhaneye bırakıldığı ilk gün geldi. Sanki daha dün bırakılmış gibiydi. Umut ise yağmurlu günleri Berrak'ın aksine çok seviyordu. Sanki yetimhaneye bırakıldığı gün onun kurtuluşu olmuştu. Berrak ve Umut birbirine zıt karakterlerdi. Ama yine de çok iyi anlaşırlardı. Ben onların yanında olacağım ve onları asla bırakmıyacağım. Çünkü onlar benim çocuklarım gibiydiler. Hâlâ da öyle. Benim kanımı taşımasalar bile onlar benim çocuklarım. Bu gün hep yağmurlu geçti. Berrak korkuyor ve durmadan ağlıyordu. Neyse ki Berrak'ın ağlama sesine Leyla Hanım yetişiyordu. Leyla Hanım'ın sesiyle Berrak hemen susup, uykuya dalıyordu. Leyla Hanım Berrak ve Umut'a baktıkça aklına kızı, yeğenleri geliyordu. Hemen hemen Berrak ve Umut'la aynı yaşlardaydılar. Berrak ve Umut'a baktıkça çok üzülüyordu. Ama elinden bir şey gelmiyordu.
Onlar için yaptıkları Leyla Hanım'a yetmiyordu. Sanki onlar için hep daha fazlasını yapmak istiyordu. Berrak ve Umut için oyuncak alıyor, onlarla zaman geçiriyor. Berrak ve Umut'u kızından, yeğenlerinden hiç ayırmıyordu. Büyüdüklerinde ailelerini sorarlarsa vereceği hiç bir cevap yoktu. Benim de yoktu . Ne cevap verebilirim ki annen seni çok seviyordu ama senin mutluluğun için ,senin hayatın için senden vazgeçti mi diyim. Yoksa annen hastaydı kurtulma şansı olsa bile bu umudu hiçe sayarak öleceğini düşünerek seni terk etti mi diyim. Gerçekten bunları mı diyim. Leyla Hanım onları terk edip giden, yetimhaneye bırakan ailelerini sorup, araştırırlar mıydı diye düşündü. Akşam olmuştu artık. Leyla Hanım bir an önce eve gidip kızını öpüp , koklayacaktı. Yetimhanedeki herkes uyudu. Yetimhane derin bir sessizliğe büründü. Ben de son kez çocuklara bakıp sonra da yatıp uyudum.(Berrak)
UMARIM BU BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNŞİDİR.OKUDUKTAN SONRA OYLAMAYI UNUTMAYIN.
İnstagram: umutluhikayeleri
Beni İnstagramdan takip edin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE İKİ HAYAT (ARA VERİLDİ)
Teen FictionBu kitap size gerçekte yaşanabilecek , bir çok bilgiyle gerçekçi olan hayatınıza yön verecek , sevdiklerinize seni seviyorum fırsatı yakalayacağınız , soluksuz okuyacağınız , sizi derin derin düşündüren, tüm kalbinizle sizi etkileyen bazı bölümleri...