Plak

Sevgi

ARKADAŞLAR LÜTFEN OYLAYIN YOKSA DEVAM ETMEYEBİLİRİM. SİZİ SEVİYORUM EĞER ELEŞTİRİLERİNİZ VARSA YAZIN İYİ KÖTÜ YAZIN.

Arabadan indik. Can ile Selin'e selam verdim. Çadırlar kurulmuş, mangal yapılmış bizi bekliyorlardı. Kaan çantamı çadıra onun çantasının yanına koydu.

Nazlı ile Yiğit ormanın derinlikliklerinde dolaşmaya gittiler. Can ile Selin'de muhabbeti koyulaştırmışlardı. Bizde Kaan ile hamak kurmaya başladık. ağaca çiviyi sabitlerken Kaan elini vurdu "beceriksiz" dedim. "sensin beceriksiz" diye üste çıkmaya çalıştı hemen. "İlk ben bineceğim" dedi Kaan "nedenmiş o" dedim

"Çünkü ben yapıyorum"dedi

"Off" diyip koluna vurdum.

Güldü hemen. Allahım o kadar tatlı gülüyordu ki. Ve ya bana öyle geliyordu.

En sonunda hamak hazırdı. Hemen üzerine atladım gerçekten çok rahattı. Kaan'da hemen.

"Yana kay bakalım" dedi.

Eee bende istemiyor değildim. Kaydım hemen yanıma oturdu. Bana döndü bende ona döndüm. Yine o yamuk gülüşünü attı bende onun gülümsemesine karşı güldüm.

Nazlı ile Yiğit geldi. Can ile Selin yemekleri hazırlamıştı. Karnım gurulduyordu. Hemen sofraya oturdum. O kadar hızlı yemek yiyordum ki yemeklerin çoğunu ben bitirmiştim. Kaan mangalın başında o kadar tatlı görünüyordu ki .

Tabii yemek yerken karşısında yakışıklı bir erkek olunca bakıyor insan. Elinde değil.

Yemekler bitmişti. Can voleybol topu getirmişti. Kızlar ve erkekler olarak ayrıldık. Nazlının spora yatkın olması işimizi kolaylaştıracaktı.

"İyi şanslar"dedi Kaan

"İhtiyacımız olmayacak beyefendi"

"Göreceğiz eninde sonunda" dedi.

En sonunda tabii ki kızlar kazandı.

"Ben sana demiştim" dedim.
O da "biliyorum baş belası" dedi hemen.

Hava kararmak üzereydi. Yiğit hemen "hadi bize gitar çal" dedi Kaan'a bakarak. Hemen Kaan'a dönüp "gitar çaldığını bilmiyordum dedim şaşkın bir ifade ile. "artık öğrenmiş oldun" dedi.

Eline gitarını aldı Teoman'dan bir parça çaldı. Sesi büyüleyiciydi...

Bir iskambil falında
Çıkmıştık birbirimize
O güzel kupa kızıydı
Sinek valesiydim bense

Gece yarısı o perşembe
Rastladım köprü üstünde
Ağlama dedim o ağladı
Trabzanlardan indiğinde

Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?

...