Öncelikle yeni bölüm yazmadığım için çok çok çok özür dilerim. Okulun açılması ile birlşkte yazmaya zamanım kalmadı. Ayrıca ilk bölümlerden son bölümlere doğru okuyucularımın iyice azaldığını gördüm ve içimden pek yazmak gelmedi. Oylar da çok fazla değildi zaten. O yüzden bu zamana kadar zaman ayırıp hikayemi okuyanlar için bir final yapmalıyım. 7-8 bölüm yerine 2-3 bölüme kadar final yapıcam :( Ama yeni hikayeme devam edicem :) Adı ''SON.'' ona devam edicem gerçekten benim için çok değerlisiniz. Bana zaman ayırıp hikayemi okudunuz. Ailemiz küçük olsada sizi çok seviyorum :) Yorumlarınızı bekliyorum :)
Çok güzel bir aile sabahı ! En çok özlediğim şey !
Hakan ile Deniz masya oturmuş bizi bekliyorlardı. Ekmekleri kızartıp sofraya koyduk ve kahvaltıya başladık.
Annem bekler mi ? Hemen ''Okul nasıl gidiyo ?'' dedi.
Kısa ve öz ''İyi'' dedim ve sırıttım. Deniz'in yanağından makas aldım ve kahvatıya devam ettim.
Hakan ve annemlede biraz konuşup dertleştikten sonra odama gittim. O kadar çok özlemiştim ki ! O kadar çok anının yaşandığı bir oda. Her şey nerdeyse burda başladı. Ve Kaan onu çok özledim ve süpriz yapmak istedim bu yüzden ona haber vermedim.
Üzerimi değiştirip aşağı indim ve ''Ben dışarı çıkıyorum'' diye haber verdim.
Yürüyerek Kaan'lara gittim. Neler hayal ediyordum.
Kaan beni gördüğü gibi beni kucağına alıp döndürücekti. Seni çok özledim falan
Ve ya direk öpücekti beni özür diliycekti. Ah ahh bir sürü şey hayal ediyordum. Sonra evin önüne geldim.
Derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım. Birden Kaan karşıma bornozla çıktı. ''Tuğçe ? Sen ne yapıyosun burda?''
''Ben ziyarete geldim ve seni görmem gerekiyordu. Seni çok özledim'' dedim ve sarıldım.
Ve arkadan bornozla Azra çıktı. İlk önce gerçekten inanamadım ve ya inanmak istemedim. Ama beni tek yakınım arakadşımla aldatmıştı. Yavaş yavaş Kaan'ın kollarından kurtuldum ve ''Nasıl yaptın ? Nasıl yaptınız?'' dedim. Gözümden yaşlar süzülürken.
Demek ki Azra'nın sık sık İzmir'e gelmesinin sebebi buydu.
Kaan ''Açıklayabilirim'' falan diye zırvaladı. Hep aynı şeyler filmlerle...
''Çok geç'' dedim ve arkamı dönüp ağlayarak eve koştum. Arkamdan bile gelmedi. Ben onun için neler düşünüyodum oysa. Gerçekten beni aldattı ya !! Nasıl yaptı bu kadar anımız varken. Daha tam ayrılmamışken bile. Sadece kavga ettik sanarken onun yaptığına bak.
Eve geldiğimde direk odama çıkıp ağlamaya başladım. Ve Alp'i aradım. ''Alo İzmir nasıl?''
''Beni gelip alırmısın sana ihtiyacım var''
''Ne oldu ? Ne oldu iyi misin?''
''Lütfen Alp soru sorma beni al burdan yeter''
''Tamam geliyorum''
Aşğı inip annem ile olanları konuştum. Ve Alp'in beni gelip alacağını söyledim. Deniz ''Gitme biraz daha kal lüffeeen'' dese de gitmek zorundaydım.
Annemlerle biraz vakit geçirdikten sonra hava almak için bahçeye çıktım. Ayağıma bir şey çarptı. Bir anahtar. Ve yanında bir not. ''Üzgünüm '' bu kadar. Ve Plak'ın anahtarı. Çünkü üzerinde baş harflerimiz yazıyodu. Yere çömelip ağlamaya başladım.
...
Saat 16:00 gibi Alp geldi.
Arabadan indiğiği gibi ''İyi misin?'' diye sordu. ''Noldu''
''Sonra anlatırım'' dedim ve içeri girip eşyalarımı aldım. Annemler ile vedalaşıp arabaya bindim.
Ve İstanbul'a geri dönüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Plak
Roman pour AdolescentsBoşlukta hissettin mi hiç ? Yalnız,karanlık,kimsesiz... İşte ben hep böyle hissettim.Kimse beni anlamıyor ve kimse beni dinlemiyormuş gibi.Sanki bu dünyada yokmuşum ama hayat akıp gidiyormuş gibi.Koskoca çölde tek bir kaktüs gibi. - Tuğçe