Hastahane

223 12 0
                                    

Arkadaşlar okucuların her gün artması beni çok mutlu ediyor beğenilerde aynı şekilde artarsa çok sevinirim iyi okumalar :)

Multimedya Kaan :D


Nasıl yani ne miras mı kalmış bana !

Annemleri gizlice yukardan dinliyordum. Sesleri daha net duyabilmek için bir kaç merdiven daha aşağıya indim. Tabii dikkatsiz ve sakar ben Deniz'in oyuncağına basıp merdivenlerden yuvarlandım.

En son hatırladığım şey annemin ''Tuğçee !!'' diye bağırması olmuştu.

Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Etrafıma baktım. Annem sağ koltukta başı diğer tarafa düşmüş şekilde uyukluyordu. Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde ise o güzel kocaman gözleri ile bana bakan Kaan ordaydı.

''Günaydın uyukucu''

''Ka-Kaan senin burda ne işin var ?''

''Akşam bizimkilerle dışardaydık sizin evin önünden geçtik. Annen telaşla seni kapıdan çıkarmaya çalışırken gördüm ve yardım ettim. Çok ağırsın '' dedi sırıtarak.

''Hadi ama'' dedim gülerek.

Annem gülüşlerimizi duymuş olmalı ki uyandı.

''Günaydın tatlım iyimisin ?''

''İyiyim biraz başım ağrıyor''

''Ahh tatlım keşke biraz daha dikkatli olsan kafanı çok kötü çarptın. Kaan bize yardım etti''dedi annem Kaan'a bakarak.

''Teşekkür ederim Kaan'' dedim resmi bir şekilde.

Annemin aramızda olanları anlamaması gerekiyordu. Sonuçta Kaan Cansu ablanın oğluydu annemin en sevdiği arkadaşlarından biri.

Kaan sırıtırken koluna hafifçe vurdum. Annem ''su istermisin tatlım'' dedi.

Aslında şu miras olayını çok merak ediyordum. Ne zaman sormalıydım bilmiyordum. O yüzden ağzımdan çıkıverdi.

''Miras olayı ne anne ?''

Annem bir an duraksadı ve yavaşça arkasını bana doğru döndü. ''O..o şey hımm dedenin ölümünden sonra bütün malvarlığını senin üzerine bırakmış olduğunu öğrendik. Aslında İstanbul'a bu yüzden gitmek zorundasın tatlım ''

İyice bir yutkundum ve Kaan'a baktım suratını üzgün bir ifade kaplamıştı. Onu böyle üzgün görmeye dayanamıyordum.

Annem sözünü kestiği yerden devam etti ''Deden evini ve arabasını sana bırakmış. Ayrıca senin için özel bir kutu ayırmış. Sadece o kutuyu senin açmanı istiyormuş o yüzden o kutuya kimsenin dokunmasına izin vermedik tatlım''

Yavaşça gözlerimden bir damla yaş düştü. Kaan bana bakıp başını iki yana sallayıp ağlamamamı istediğini belirten bir hareket yaptı.

Onun hareketi karşılığında burnumu çektim ve ellerim yardımı ile göz yaşlarımı sildim. 

Anneme bakarken gözlerinin dolduğunu gördüm.

''Tuğçe İstanbul senin için daha iyi olacak orda hazır evde var. Masraflarımız çok fazla olmayacak.Senden ayrılmak istediğimi mi düşündün yoksa ?'' dedi annem dolan gözleri ile.

''Peki'' diyerek kafamı salladım.

Bir yandan Kaan'ın dolmuş gözlerine ve yumruk yaptığı ellerine bakıyordum.

Bir yandan ise annemin dolmuş gözlerine

Gitmek zorundaydım çünkü burda okursam hayatım pek güzel olmayabilirdi. Çok fazla kazancımız yoktu. Ama dedemden kalanlar bana yardım edebilrdi.

Bu işin tek kötü yanı Kaan'dan ve ailemden ayrılacak olmamdı. 

Koskoca İstanbul'da anneannem ile yaşayacaktım. Kaan'sız ve ailem olmadan.

''Ben biraz hava almaya gidiyorum'' dedi annem üzerine montunu alıp çıktı.

Odada sadece Kaan ve ben kalmıştık. Kaan ayağa kalktı ve yanıma oturdu. Ellerim onun elleri ile buluştuğunda birden vücudumu mutluluk kapladı.

''Uyukucu seni seni seviyorum hemde çok ama... ama sen gitmelisin''

Ona yanıma yat şeklinde bir hareket yaptım. Ben ona döndüm o da bana döndü.

İkimizinde gözlerinden yaşlar dökülürken dudaklarımız buluştu.

''Bende seni seviyorum bilmiş hemde çok''

PlakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin