Pelin ?

223 12 0
                                    

Selamm :) Beğeniler çok az o yüzde 85 oy olana kadar yeni bölüm yazmayı düşünmuyorum oy verirseniz sevinirim iyi okumalar.

 


Annemin şaşkınlığı benim daha da gerilmeme neden oluyordu. Kaan elimi daha sıkı tutmaya başladı. Kaan ile bakışıyorduk ama onun gözlerinde ki endişeyi anlıyordum.

Annem ''biliyordum'' dedi.

O an ki şaşkınlığımı gizleyemedim ''Neyi'' diye sordum hızlı bir şekilde konuşarak. 

''İkinizi biliyordum'' dedi. 

Ben Kaan'a bakıyordum Kaan bana. İkimizde şaşırmış bir biçimde duruyorduk. Ortam sessizleşince ''Ş..şşey yani nasıl'' dedim kekeleyerek.

''Ben bir anneyim'' dedi 

Dudağımın kenarını ısırıyordum 

''Hayır kızmadım yani siz gençsiniz'' dedi annem. Kızmaması beni şaşırtmıştı. Bu olayı nasıl anladığını bilmiyordum. Annelik iç güdüsü !

''Biz gidelim o zaman'' dedi Kaan hafif şaşkın ve endişeli bir biçimde aynı anda eli ile saçlarını kurcalıyordu.

''Peki gidin eğlenin'' dedi annem. Seninle sonra görüşeceğiz şeklinde ağzını oynattı ve gözleri ile bir şeyler yaptı.

Arkamızı döndüğümüz gibi Kaan kendini tutamayıp gülmeye başladı. Susması için kolunu cimcikledim. ''Ah'' diye bir ses çıkardı. Bunun karşılığında bende gülümsememi tutamadım. ''Eve gidince yandın'' dedi. ''Senin yüzünden'' diye hırladım. ''Sen söyledin gitmişlerdir çıkalım diye'' diye daha yüksek bir ses tonu ile hırladım. ''Neyse günümüzü bozmayalım'' dedi şirin ve hoş bir şekilde.''Peki'' dedim ve tekrardan yürümeye başladık.

İçeri girdiğimizde buraya çok uzun zamandır gelmediğimi fark ettim. Sağ taraftan dolaşmaya başladık. Bu Kaan ile geçirdiğim çok güzel bir anı olarak beynimde yer alacaktı. 

 Bir kaç stand sonra önümüze bir kız çıktı Kaan'a elini uzattı ve ''Seni görmek ne kadar hoş uzun zamandır görüşmüyorduk'' dedi. Kızın kim olduğunu anlamamıştım. Çok hoş giyinmişti dar bir kot üzerine asker yeşili askılı bir tişört ve ceket. Gümüş rengi kolyesi ve hoş babetleri gözümden kaçmamıştı. Fiziği benden bin kat güzeldi. Çok fazla kızı incelediğimi biliyordum ama gözlerimi ondan alamıyordum. Birden Kaan'ın sesini duydum ''Şey..bu Pelin çok yakın eski bir arkadaşım'' dedi. ''Çok yakın eski bir ARKADAŞ'' dedi Pelin.Son kelimeyi bastırarak. Bir şey olmuştu bu kız ile Kaan'ın arasında böyle bir şey olmuştu ve bunu bildiğime yemin edebilirdim. ''Tanıştığıma mumnun oldum'' dedim sahte bir gülüş ile. Kaan ''Sonra görüşürüz'' dedikten sonra Pelin'in yanından ayrıldık.

''O kız kimdi ?'' diye kıskanç bir ses tonu ile sordum.

''Ş...şey eski kız arkadaşım'' dedi.

''Hımm'' demekle yetindim. Aslında o kızı boğazlamak istiyordum. O dudakları benden başka kimse öpemezdi. KİMSE ! Zaten yakında gidecektim ve Kaan'ı kimseyi kaptıramazdım. O benim.

...

Bir kaç saat sonra ayaklarımı hissetmemeye başladım. Kaan ile bütün fuarı dolaşmıştık. Elimizde kitap poşetleri vardı.

''Sana beni hatırlatacak bir sürü kitabın oldu'' dedi. Onun böyle demesi beni üzmüştü. Çünkü en sonunda ayrılmak zorunda kalacaktık.

''Umarım daha fazla olur'' dedim buruk bir gülümseme ile. 

Onunda gülüşü buruk olmuştu. Ne kadar üzüldüğünü tahmin edebiliyordum. Çünkü aynı duyguları bende hissediyordum. Onun üzgün olması beni gerçekten çok üzüyordu. 

Otobüse kadar benim elim onun belinde ve onun kollarını bana dolanmış bir şekilde  yolu bitirdik. Otobüste şansımıza boştu. Hızlı bir hamle ile kırmızı renkte koltuğu olan cam kenarı kısmı ben kaptım. ''Hilebaz'' diye sırıttı. ''Otobüse ilk sen bindin ama bu haksızlık'' diye devamını getirdi bende ona bana ne şeklinde omuzlarımı salladım.

Gerçekten ikimizde çok yorulmuştuk. Ayrıca eve gidince annem ile çok hoş bir konuşma yapacağımızı tahmin ediyordum!

Hava kararmaya başlayınca uyku şiddetim daha çok artıyordu. Başımı Kaan'ın omuzuna yasladım. Buna karşı kolunu omzuma attı ve elimi tuttu. Buna karşı bende sevimli bir gülümseme oluşmuştu. Saçlarımdan öpüp o da başını benim başıma yasladı. Dünyanın en huzurlu yeri onun kollarını  arasıydı. Ve ben bir hafta sonra o kollardan dokuz saatlik bir uzaklıkta olacaktım. 

...

Yaklaşık 1 saat Kaan'ın sıcacık olan kollarının arasından zar zor uyandım. ''Hadi uykucu inme vakti'' dedi mükemmel ses tonu ile.

Evin önüne kadar omzunda uyukluyordum. Evimizin beyaz ve üzerinde süs olan kapısına geldiğimde ise onun kokusu ile birlikte uyumak için nelerimi vermezdim diyerek kendimi üzüyordum. Çünkü bu mümkün değildi.

Dudağıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra ''Seni çok seviyorum uyukucu'' dedi. ''Bende seni bilmiş'' dedim sırıtarak. ''İyi geceler''  dedikten sonra arasını döndü ve yavaşça yürüdü. Arada arkasını dönüp bana sırıtyordu.

Çantamdan anahtarımı bulmaya çalışırken annem kapıyı açtı ''Sonunda. Hoş geldin küçük hanım'' dedi.

Ahh yine başlıyoruz !

PlakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin