Miras ?

235 14 0
                                    

Gün geçtikçe okuyanlar artıyor o yüzden oy verirseniz çok mutlu olurum iyi okumalar :) yakında yeni kitaba başlayacağım ona da bakarsanız sevinirim :)

Havuzda ve sırılsıklam olmamıza hiç aldırmadan ona sarılıyordum. Onun kaslarını kendi vücudumda hissetmek beni rahatlatıyordu. Onu tekrar ama tekrar öpmek istiyordum. Herkesin gözlerinin bizim üzerimizde olduğunu hissedebiliyordum. Ama umrumda değildi.

Kollarını benim bedenimden çektiğinde bir ürperti hissettim. Elimden tutup suyun içinde zar zor adımlar ile kenara doğru ilerledik. Elleri yardımıyla beni belimden tutup havuzun kenarına otutturdu. Hızlı bir şekilde yanıma oturdu.

''Eee.. şey peki barıştık mı ?'' dedi o yamuk gülüşü ile

''Sanırım barış...''

Lafımın devamını getiremeden yine bana sarıldı o kadar sıkı sarıldık ki. Az kalsın kemiklerim kırılıyordu. Ona daha demin sarılmama rağmen onu özlemiştim.

Üzerim sırılsıklam olduğunu düşününce kendimi geri çektim. Islaklık yüzünden kıyafetler üzerime yapışmıştı. Ayrıca annem beni merak ediyordur düşüncesi beynimde dolanınca hemen ayağa kalktım.

''Şeyy benim gitmem gerek... Üstümü değiştirmeliyim''

''Peki ama görüşücez unutma ! ''

Arkamdan bağıran sesi onu gerçekten özlediğimi hatırlatıyordu. Hızla bir kabin bulup üstümü değiştirdim.

Islak kıyafetlerimi çantaya tıkıştırdıktan sonra kabinden çıktım. Hızlı adımlarda diğer tarafa geçerken Kaan'a el salladım. Annemlerin yanına gittiğimde annemin asık suratı ile karşılaştım. Aynı zamanda Hakan'ın da suratı asıktı.

Ne olduğunu sormak istememiştim çünkü kızıp bana patlamalarını istemiyordum.

Güneşin altında ısınmış sezlonguma uzandım kulaklığımı alıp en sevdiğim şarkılardan birini açtım.

Olanları düşünmeden duramıyordum. Düşündükçe daha fazla heycanlanıyordum. Onu gerçekten seviyorum. O yamuk gülüşü ölüm sebebim olmuştu.

Eve gitmek yerine onunla burda kalmam istiyordum. Ama malesef gitmem gerekecekti.

Annemlerin arasında ne olduğunu merak ediyordum.

Deniz paytak bir şekilde yanıma geldi ve beni kolumdan tutup havuza götürmeye çalıştı. Ne kadar ısrar etsemde beni havuza sokmayı başardı.

Deniz ile su savaşı yaparken kabinlerin önünde yamuk sırıtışı ve ıslak vücudu ile karşımda duran Kaan'ı gördüm.

Eli ile bana öpücük gönderip gitti.

Birden annemin sesi ile irkildim. "Kaan değil mi o?"

Yüzümün kızardığını hissettim.

Annemin Kaan'ı tanıdığını tamamen unutmuştum. Ah unutkan ben !!

"Yok o değildir" dedim heycanla.

"Peki ben yanlış gördüm herhalde"dedi sanki bir şey ima edermişçesine.

...

Artık çok yorulmuştum. Bu günlük bu kadar havuz yeterdi. Deniz yorgunluktan arabada uyuyakalmıştı.

Annem ile Hakan hâla kavgalı gibi yüz asıyorlardı. Gerçekten ne olduğunu çok merak ediyordum.

Eve geldiğimizde Hakan Deniz'i kucaklayıp aldı.

Bende hızlı bir şekilde odama çıktım. Banyomu yaptım ve yatağıma yattım. Havuza gitmenin verdiği yorgunlukla uyuya kaldım.

Gözlerimi açtığımda saat gece yarısını geçmişti.

Gözlerimi ovuşturarak ayılmaya çalıştım.

Aşağıdan annemin seslerini duydum

"Tuğçe'nin daha erken gitmesi gerek"

"Biraz daha kalsın onun burada bir hayatı var"

"Peki dedesinden kalan miras ne olacak?"

Ne mirası ya ben öyle bir şey bilmiyorum. !!

Arkadaşlar bu bölüm biraz kısa oldu üzgünümm :/ Söz bu bölümün telafisi için uzun bir bölüm yazacağım. Pek zamanım olmuyor. Okuyan herkese teşekkürler :)

PlakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin