Bölüm 2

176 9 0
                                    

Bölüm 2

Yazar: Tuğ Ba

Seung ~

Hayatımın amacını keşfettiğimde,, …

Durun! Öyle bir şey olmadı.

Yani amaç edinilecek hiçbir şeyim olmadı. İki dudağımın arasından çıkan her söz yerine getirildi ne istesem de yapıldı tabi ki aileme tezat düşmeyecekse.

Dışarıdan istediğim şekilde yaşıyor gibi gözüksem de aslında bu pek öyle değil. Çocukluğumda ailemin özellikle de babamın adıma kararlar vermesi beni pek ilgilendirmezdi. İstedikleri şeyler benimde ilgimi çekerdi. At binmeyi mesela babama borçluyumdur ya da savunma sporları öğrenmeme o teşvik olmuştur ama söz sizin büyüdüğünüzde artık bir ergen olmaya başladığınız da biraz gurur kırıcı olabildiği gibi hayallerimi de puf çiçeği üfler misali yok edebiliyor.

Ailemizin biricik, bir tanecik oğlu olduğum için şirketin başına ileride ben geçeceğim. Bazen düşünüyorum da ablam keşke erkek olsaydı. O büyük olduğundan o geçerdi işlerin başına bense biraz olsun istediğim gibi yaşardım. Neyse şirketin başına da öyle geçmem çok kolay değil tabi ki.

Eğitimimi şirketimize iyi bir yönetici olmak adına işletme okudum ve pazarlama üzerine de yüksek lisansımı yaptım.

Memnun muyum halimden?

Eh yani buna da şükür falan derim. Çünkü küçüklüğümden beridir ben de kendimi şirketin başına geçmeye adamış gibi hissediyorum. Bu yüzden de oturup ne okusam ne olsam diye hiç düşünmedim.

Ama babam ve şirketimiz için bu tabi ki de yeterli değil. iyi bir eğitimden sonra da iyi ve düzenli bir yaşamım olmalıymış ki yapacağım anlaşmalarda güven sağlayabilmeliymişim.

Arada sırada kaçamaklarım olmuyor değildir. Neticede ben de bir erkeğim ve gencinden, yakışıklısından, zengininden.. ama öyle göze batan türden değildir gazetelere çıkan sansasyonel haberlerimi saymazsak.

Bu yüzden hayatımı düzene koymak adına ailemin bulduğu çözüm doğrultusunda evlendirilmeye karar verildi.

Ne kadar istemiyorum desem de diretsem de işin ucunda şirketin başına geçememek var bu kadar okumuşken beklemişken böyle saçma bir şey uğruna vazgeçmek olmaz. Bende bu yüzden evlilik görüşmelerine gitmeye karar verdim.

Şimdiye kadar 3 evlilik görüşmesine gittim ve 3üde hüsranla sonuçlandı kızlar açısından tabi ki de. Aslında kızlar güzeldi ve 2.si tam bir afetti ama daha evlilik bana göre değil.

Birilerinin sorumluluğunu alıp 2 sene sonra baba olmak bana hiç uygun değil. Tipim müsait değil. Kaldıramam. Bu yüzden gidiyorum ve kızları çıldırtıncaya kadar uğraşıyorum ve netice de onlar hayır deyip ben de reddedilen çocuğu oynayıp evime geri dönüyorum.

Ama şu anlık kız nesli tükenmediği için bu işe bir de ablam el atmış durumda.

Neymiş çok uygunmuşuz, tam benim ideal tipime aitmiş, güzelmiş, akıllıymış falanmış filanmış. Ailesiyle de bir tanışıklığımız varmış onlarda olumlu bakmış. Ama kız okuyormuş bu yüzden dönem tatili için buraya gelemsi bekleniyormuş öyle tanışılacakmış. Kız hakkında gerekli tüm bilgilerimi öğrendikten sonra benim akıllı ablam önceden bir fikir edinmem adına kızın bir resmini bile getirmiş. Pek dikkatli bakmadım ama hoş birine benziyordu sanırım.

Her zaman yaptığım gibi öncelikle işe eş adayımızın hoşlanmadığı şeyleri araştırmakla başladım. Ama eş adayımız burda olmadığı için soluğu onun bulunduğu yerde yani seul de aldım.

Bulmam zor olmamıştı. Okulda bayağı tanına biriymiş. İlk gördüğümde bir büfeden bir dergi aldı üzerinde gelinler falan vardı. Durakta oturdu ve otobüse bininceye kadar dergiyi resmen hatmetti.

Başta bunu önemsemesem de sonraları bu eş adayının hayalinin bir gelin olmak olduğunu öğrenince işi sıkı tutmaya karar verdim.

Zira böyle bir kızın beni görünce pek hayır diyebileceğini sanmıyorum.

Hoş ben olsam ben de demem.

Ne yapsam diye düşünürken bir gece kafa dağıtmak adına soluğu kulüpte almaya karar verdim, buraya gelmişken şehrin nimetlerinden de faydalanmamak saçma olurdu.

Arabamı tam park etmiş içeri doğru giderken bir anda karşımda onu gördüm.

Vayy demek eş adayımız buralara da gelirmiş. Bir de buldukları kız ailemize uygundu.

Çok şaşırmıştım. Düzgün birine benziyordu aslında ve evlilik olmasaydı başka bir zamanda ilgilenebilirdim bile ama.. İçmiş gibi bir Halide yoktu. Merakım üzerine daha da yaklaşmaya başladım.

Arkadaşını taşımaya çalışırken bir yandan da söyleniyordu.

Ben ne olduğunu anlayamadan birden gözlerini kapadı. Sonra tekrar açtı, üzerine baktı.

Ve sonra gözleri benim üzerimde dolaşmaya başladı.

Yanında tutmaya çalıştığı arkadaşı sanırım benim üstüme kusmuştu. Öööögghht diye gelen ses de bunu haliyle tasdikliyordu. Onun bana bakan gözlerini görünce istemsizce bende üzerime bakmak zorunda kaldım.

Aişşhhh bu kız !

Abla hepsi senin yüzünden!

Bu hallere düşecek adam mıydım ben!

İçimden olanlara lanet okurken birden başımda ampulleri aratmayacak şekilde beni aydınlığa çıkaracak bir fikir belirdi.

Eş adayım arkadaşını yere bıraktı. Sonra mahcup ve üzgün bir tavırla yanıma geldi ve özür diledi. Bu kadar kolay olmaz, olamaz.

Üzerimden ceketimi çıkardım zaten olanlara çok sinirlenmiştim, rol yapma gereği duymadan gözlerime en tiksinç şeye bakarmış bakışını takınarak ‘özür mü? Benim bu gömleğim sizin bir gecelik ücretinizden çok daha pahalı’ diyerek yanından hızlıca çekip gittim.

Her şerde bir hayır vardır dedikleri bu olsa gerek. Böyle iğrenç bir olayın benim kurtuluş fermanım olacağı aklıma gelmezdi.

Şimdi sıkıyorsa randevuda evet desin.

Büyüyünce Ne Olacaksın? ~ GelinWhere stories live. Discover now