Bölüm 5
Yazar : Tuğ ba
Hye ~
Uzun bir aradan sonra –bu yaklaşık bir hafta kadar oluyor- erken saatte kalkmama rağmen zinde, huzurlu, mutlu kısacası ağzım kulaklarımda olan bir tebessümle uyandım.
Dün gece bir dbsk geldi geçti yine yüreğimden.
Ve min su vesilesiyle yani onun arkadaşı vesilesiyle tüm grup üyeleriyle tanışıp, fotoğraf çektirip, imzalarını alma fırsatını buldum.
Jae jeong namı diğer hero foto çekinirken kolunu omzuma attı. Bu yüzden her ne kadar dün gece birileri tarafından pisletilse de hero o kahraman yeteneğini kullanarak farkında olmadan bluzumu maneviyatıyla temizledi..
Elin hep orada kalabilir, benim omuzum senin omzun için sonuçta ve omzumda ki çukur tam senin eline göre ayarlı hero demeyi çok isterdim ama diyemedim. Neyse ben böyle de çok mutluyum.
Vee gecenin diğer bir önemli çıkarımlarından biri de o kendini bi halt sanan marka küpüne haddini bildirmiş olmamdı.
Min suu saranghaee
Bu mutluluğumu biraz daha katlamak için valizimi hazırlamaya başladım.
Yarın tek bir dersim vardı, onu da assam pek bir şey olmazdı. Ee dönem tatiline de giriyoruz. Bir gün de olsa önce gitmek hem beni hem ailemi sevindirik yapacaktı.
He he hep.
Uzunla kısa arası bir yolculuktan sonra kendimi evimizin önünde buldum.
Durun toprağı öpücem.
Havası bile başka. Gerçekten başka çünkü evimiz bir deniz kasabasında.
Küçük ama sevimli bahçemizi yürüdükten sonra zile bastım.
‘kim o?’
Diyen annemin ince sesini duydum. Ama ‘benim’ diye cevap vermedim.
Beni gördüğünde vereceği tepkiyi daha çok merak ediyorum.
Kapıyı açmasıyla
hyeee’
Diye sevinç naraları atması bir oldu. Daha rahat sarılmak için kol çantamı da yere bıraktım ve kendimi annemin şefkatli kollarına bıraktım.
‘hani yarın akşam geliyordun dersten sonra’
‘istersen gideyim yarın geleyim anne’
‘aişh deli kız merak ettim sadece’
‘biliyorum meleğim sadece bir gün daha erken gelmek istedim ve..’
‘ve dersini astın. Değil mi?’
‘sanırım, kısmen, yani, bir bakıma öyle oluyor zaten bir dersim vardı yarın,, valla bak’
‘bir ders mi? Ee ondan bir şey olmaz canım hadi içeri içeri çok özlemişim ya meleğimi’
‘bende seni meleğim’
‘baş melek nerde?’ dedim pembe beyaz huzurlu salonumuza geçtiğimizde..
‘ lee amcan rahatsızlandı, ona bakmaya gitti, bir saat sonra burda olur, ayy o da çok sevinecek seni gördüğüne, çok iyi oldu bir gün daha erkenden gelmen hem bende seninle bir şey konuşacaktım’
‘hmm konu nedir?’
‘daha vaktimiz var nasılsa konuşuruz önce dinlen yoldan geldin ama açsan hemen yemek yiyebiliriz’
‘yemeğe babamı bekliyelim ve ben dinlenmekten önce banyo yapsam çok daha iyi olur’ deyip odama çıktım.
İnsanın evi gibisi yok.
Ben banyodan çıktıktan sonra babam gelmişti. Baş meleğimde annemi aratmayacak türden bir tepkiyle beni görünce çok şaşırdı.
Ve dudakları
‘seni çok özledik meleğim’ kelimelerini döktükten sonra alnıma içten bir buse kondurmayı ihmal etmedi.
Okulu bırakıyorum ya yeter bu kadar dram bize.
Pijamalarımı giymiş elime gelenek görenek haline gelmiş her gece hatim edilen, gözlerimle taranan dergimi aldım ve beklemeye başladım.
2 dakika geçmemişti ki annem elinde büyük bir bardak sütle o tatlı gülümsemesiyle odamda belirdi.
Şımarıklığımın daha da bir üzerimde olmanın verdiği gururla şapırdata şapırdata bol şekerli sütümü içtim.
Gerçekten çok tatlı.
Annem yanıma oturdu ve sütü içişimi izledi.
‘bitti’
‘afiyet olsun ’deyip sağ eliyle sütten oluşan bıyığımı sildi.
Bunu yapması ikimizin de gülümsenmesine sebep oldu.
Elimde ki dergiye bakarak
‘kocaman bir kız oldun meleğim’
‘o kadar da değil ben daha 18 yaşımdayım’
‘haklısın, baksana daha sütünü bile şapırdatarak içiyorsun’
‘anneee’
‘şaka yaptım meleğim’
‘biliyorum, ee benimle bir şey konuşacaktın’
‘evet ben de şimdi ona geliyordum’
‘kalp kalbe karşı derleeerr’
‘aynen öyle .. şimdi sözümü kesmeden dinlemeni istiyorum tamam mı?’
Sanırım annemle ilk ciddi konuşmamızı yapıyorduk böyle dediğine göre. Bu yüzden merakımı bir an önce gidermek için başımı salladım.
‘biliyorsun ki ben geç bir anne oldum. Bu hayatta tek korkum seni bu dünya da yalnız bırakmak’
‘anne kötü bir şey mi oldu?’
‘sana sözümü kesme demiştim ve hayır kötü bir şey olmadı.
Neyse. Senin anne ve baban biraz yaşlı olduğu için ölümün bize daha yakın olduğunu düşünüyorum. Sense daha çok küçüksün.’
‘hayır ben 18 yaşımdayım ve siz yaşlı değilsiniz en azından sen yani babamın saçlarına ak düşmeseydi ama o da onu daha çekici yapmıyor mu?’
‘şimdi bu dediklerin kadın olarak ruhumu okşadı ama gerçeği değiştirmiyor meleğim. Bize bir şey olup da yalnız kalmaman için seninde hayalin olan bir şey düşündüm’
‘ benim hayalim olan bir şey?’
‘evet meleğim’
Annemin bu evetinden sonra gözlerim elimde duran dergiye kaydı. Aklım mı annem mi bana bir oyun oynuyordu, anlayamıyordum.
‘bu hayattan gitmeden önce seni beyaz gelinlik içersinde görmeyi istiyorum meleğim’
‘nee?’
Aklımda annemde bana bir oyun oynamıyormuş!