Bölüm 23
Hye ~
‘seni seviyorum meleğim’
‘bende sizi’
Deyip telefonu kapadığımda bir alkış sesi duydum. Ne olduğunu anlamak istercesine arkamı döndüğümde kalbimi yakmaktan öte cehennem ateşine çeviren insan yani hayatımın adamı olan Seung duruyordu. Dün geceyi unutmam mümkün değildi. Ama şimdi onunla yüz yüze gelince daha da çok kızardığımı hissediyorum. Ne de olsa dün gece kocamı ayartmıştım. Ayartmak da değildi bu arzuydu. Onu bir an önce sahiplenme duygusuna kapılmıştım. Size daha öncede söylemiştim ben bencil biriydim ve onu çok seviyorum.
Ona mükellef bir sofra hazırladıktan sonra günaydın öpücüğümle süsleyip uyandıracaktım. Sanırım zamanlama konusunda bir hata yaptım.
Ama şimdi niye böyle bir şey yapmıştı, anlayamamıştım. Ne olduğunu anlamak istercesine ona doğru yaklaşmaya başladım
‘günaydın, hayatım’
Diyerek ona sarılacaktım ki sağ eliyle “dur” işareti yaptı.
‘hayatım mı? Sana inanamıyorum hye? dün gece süslü cümleler kurmak için zorlanacağına bana açıkça bir donör aradığını söyleseydin keşke’
Burnuma hiç de hoş olmayacak bir kavga kokusu geliyor nedense. Biz niye dengesiz bir karıkocayız anlayamıyorum. Oysa bizim bu sabah mutlulukla birbirimize sevgi sözcükleri fısıldamamız gerekmez miydi?
Bunu hiç beğenmedim. Nerde benim edebik sözlü kocam?
‘donör mü? pardon? Seni anlayamıyorum’
‘dün gece masum aşık rolünü oynadığın yetmiyormuş gibi şimdide saf ayağına yatıyorsun. Sana inanamıyorum hye. bir insanı bu şekilde kullanabileceğin aklıma gelmezdi.’
Gerçekten ne yaptığımı merak ediyorum. Çünkü karşımda kırmızıyı görmüş ama saldıramamış gibi duran boğa misali bir adam var. ama bu kızgınlık değil de kırgınlık gibi duruyor daha çok.
Çengel bulmaca çözsem daha iyiydi ha!
Artık gerçekten evli bir çift olduğumuza göre kavga esnasında biri bağırırken birinin daha ılımlı olma kuralına uyarak sesimin yumuşak çıkmasını sağlayarak
‘seung seni gerçekten anlayamıyorum, lütfen daha açık konuşur musun? Dün geceden bu yana seni bu denli kızdıracak ne yaptım ben?’
Başını iki yana sallayıp yüzüme anlamsız bir bakış attıktan sonra arkasını dönüp kapıyı çarpıp evden çıktı.
Onun çıkmasıyla nedenini bile bilmediğim bir kavga yüzünden gözyaşlarım akmaya başladı.
Bunu hak edecek ne yaptım ben tanrım?
Dün gece ne kadar da güzel şeyler yaşamıştık ama şimdi her şey bu sabah sona erdi.
Rüya mı gördüm yoksa ben?
Hayır olamaz. Her şey çok gerçekti. Ilık nefesini hala hissedebiliyorum.
Mutfakta düşüncelerle o halde ne kadar kaldım bilmiyorum. ama tekrar telefonum çaldığında kendime geldiğimde bacaklarımın ayakta durmaktan dolayı uyuşmuş olduğunu hissettim.
‘efendim min su’
‘sesine bakılırsa bir şeyler olmuş. neyin var senin taze gelin hye’
‘bir şeyim yok, niçin aradın?’
‘ups! Anlaşılan sinirliyiz. Sadece dersten önce bizim cafede buluşalım mı diyecektim? Hem anladığım kadarıyla sende sinirlisin anlatıp rahatlamak istemez misin?’
