"Tanrılar hükmü verecek ve hakkı olan, seçilmiş olan kraliçeliğe gelecek. O zaman Gümüş diyara, karanlığa batmış olan bu diyara aydınlık gelecek. Gümüş İmparatorluğunu yıkan hükümdarlar cezalandırılacak, imparatorluk yeniden bir araya gelecek ve 12 olimposlu ilan edecek yeni Gümüş Kraliçeyi!"Güneş tanrısı Apollon tarafından bildirilen yeni kehanetti bu. Öldüğü sanılan Gümüş imparatorluğunun tek varisi, Gümüş Prenses içindi bu kehanet. Gümüş İmparatorluğunu yıkan yerine yeni ülkeler kuran hükümdarları rahatsız edici bir durumdu. Çünkü biliyorlardı. Gümüş onların sonuydu. Gümüş onları öldürebilecek tek silahtı.
Korktukları için Gümüş imparatorluğunun, Olimpos'un dünya üzerinde elini çekmediği, desteklediği, yücelttiği tek ülkeyi yıkmak için yüzyıllar boyu çalışmışlardı. Ve en son gümüş kraliçeyi tek kızının 18. Yaş gününde kızının hayatı ile tehdit ederek esir almışlardı. Kraliçe Kristen esir alındıktan sonra Prenses'in doğum günü kutlamasının yapıldığı salonu basmışlardı. Her yeri aramalarına rağmen ne prensesi nede 3 ay önce general iken Prensesin nişanlısı seçilen Prens Adam ortalıklarda yoktu. Tüm balo salonu hatta sarayı karış karış aramışlardı. Ancak ne Prenses'ten nede prensten bir iz yoktu.
Ülkede geniş çaplı bir araştırma başlatılmış, halka yönetime el konulduğu, Kraliçe Kristen'ın tahttan men edildiğini ve Prenses'in bir hain olduğunu ilan etmişlerdi. Tam da bu sırada Olimpos'ta hareketliydi. Korumaları gereken bir prenses vardı...
Artık dünyada sadece Gümüş imparatorlukta inançlılar vardı. Bunun için tanrılar kralı Zeus gümüş imparatorluğu dünyanın diğer ülkelerinden soyutlamıştı. Sınırlarına büyülerle duvar yaptırmıştı. 12 olimposlunun en güzel heykelleri, tapınakları Gümüş İmparatorluk içinde idi. Kraliçe Kristen evlenip tahta geçtiğinde tanrılara tarihin en büyük hediyelerini, en büyük adaklarını sunmuştu. Bununla yetinmeyip tüm tapınakları yenilemişti. Tanrılar tüm bunların karşısında nasıl bir hediye verecekleri konusunda tartışırken Apollon'a bir kehanet sunuldu. Kraliçe'nin gebe olduğunu, bu bebeğin tek varisi olacağını ve Gümüş İmparatorluk için bir dönüm noktası olacak savaşçı bir prenses olacağını duyurmuştu. Ki savaşçı bir prenses Gümüş diyar tarihinde asla olmamıştı.
Kraliçe Kristen'ın doğum sancıları başladığında Olimpos dağından Hera yardım göndererek Kraliçenin yanında yer aldı ve doğumu kolay yapmasına yardımcı oldu. Sarışın, gözleri koyu mavi olan bu bebek o an o odada bulunan herkesi ağlatmıştı. Diyarın dört bir yanından ziyaretçiler geliyor, yeni doğmuş olan veliaht prenseslerine iyi dileklerini ve hediyelerini sunuyorlardı.
Günlerden bir gün olimpos dağından Tanrılar kralı Zeus ve olimposta bulunan diğer tanrılar indi. Hades yer altından, Poseidon denizin dibindeki sarayından çıkıp Gümüş saraya geldiler. Gümüş kraliçeye verecekleri hediyeyi seçmişlerdi çünkü. Prensesi kutsamak ve korumak. Gümüş saray halkı yeryüzüne uzun zamandır inmeyen, indiklerinde ise tek inen tanrıları, yer altından çıkmayan Hades'i bile görünce şaşırmışlardı. Şaşkınlığını atan reverans yapıp tanrılara geçmeleri için onlara yol açmışlardı. Gümüş kraliçe tanrıları taht odasının kapısında kucağında küçük prensesi ile karşılamıştı. Ve tanrılar sırası ile prensesi kucağına alarak onu kutsadılar. Onu kendi sahip oldukları güçleri ile kutsadılar. Tek tek her tanrıdan bir güç akımı prensese geçiyordu. En güçlüsü Zeus, Poseidon ve Hades'ten geçmişti.
"Ben Olimposun kralı, gökyüzünün ve şimşeklerin tanrısı Zeus. Seni gücümle kutsuyorum Gümüş prenses Maya."
"Ben denizlerin ve nehirlerin tanrısı, kralı Poseidon . Seni gücümle kutsuyorum Gümüş prenses Maya."
"Ben yer altı tanrısı ve kralı Hades. Seni gücümle kutsuyorum Gümüş Prenses Maya."
Hadesten sonra prenses artık Zeus'un şimşeğine, Poseidon'un deprem ve su gücüne, Hades'in kerberosunun yavrusuna, Hera'nın kırbacına, Athena'nın bilgeliğine ve kalkanına, Ares'in savaş hırsına, yeteneklerine ve kılıcına, Apollon'un iyileştirici ve güneş gücüne, Artemis'in ok ve yayına, Afrodit'in cazibesi ve güzelliğine, Hermes'in hızına, Hephaistos'un ateşine ve Hestia'nın kibarlığına sahip olmuştur.
Ve Maya'nın hikayesi sadece bununla kalmayacaktı. Doğmadan kaderi yazılmış, uğruna ölmesi gereken amacı belirlenmişti. Sadece kadere boyun eğip yapması gerekenleri yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüş Kraliçe (ASKIDA)
Fantasy"Tanrılar hükmü verecek ve hakkı olan, seçilmiş olan kraliçeliğe gelecek. O zaman Gümüş diyara, karanlığa batmış olan bu diyara aydınlık gelecek. Gümüş İmparatorluğunu yıkan hükümdarlar cezalandırılacak, imparatorluk yeniden bir araya gelecek ve 12...