"Mina. Çatının sol köşesinde bir nişancı var. İndir onu." Dedim okçularımdan Mina'ya. Zeus'un kılıcı seçilmemin ardından 1 ay geçmişti. Biz eğitimlere başlayıp bitirmiş, bana ve askerlerime verilen görevlerin sonuncusunu da yerine getiriyorduk. Yunan tarihi ile ilgili olan, olimposluların heykelinin olduğu Londra daki bir müzeye giriyorduk gecenin bir yarısı. Gümüş imparatorluğa ait tacı buradan almak için gelmiştik. Gümüş Prenses'e ait olduğu söylenmişti. Cesedi yoktu. Yok edilmişti prensesin cesedi. Tertia Prensin, Gümüş Prensesin öldüğüne inanmayacağını söylediğinde Zeus söylemişti. Tacını götürürsen inanır demişti.Okçularım burada keskin nişancı olmuştu. Ateşli silah kullanmayı çok iyi öğrenmiştik ama Gümüş diyarda ateşli silahlar gümüş duvar sebebi ile çalışmıyordu. Ok , mızrak , kılıç ve kalkan kullanacaktık. Bunlar içinde ağır ve hızlandırılmış eğitimler görmüştük. Küçük ordumun , Tertia'ya göre Gümüş askerlerimin, Mark ve Ardelis'e göre ise Diana takımının geri kalanı ile bir hafta sonra birleşecektik. İki gün sonra yolculuğumuz başlayacaktı. Neden bu kadar uzun süreceğini sorduğumda aslında Ege Denizine gideceğimizi Gümüş diyarın orada gizli olduğunu ancak girişin ve güvenli bölgeye geçişin zaman alacağını söylemişlerdi. Giriş planı bile yapılmıştı.
Bu sırada Zeus ara ara beni ziyaret etmiş , Athena ise sesi ile bana eşlik etmişti. Onlar sayesinde küçük de olsa büyü yapabiliyordum. Tertia'ya göre bu Zeus'un kılıcı seçilmemin bir yan etkisi idi. Ancak Athena bunun Gümüş diyarda saklı olduğunu söylemişti. Yaptığım ve yeni yeni öğrendiğim bir büyü sayesinde de Zeus'un hediyesi kılıç, yay ve okları, bugün yerine başka bir şey koyacağımız gümüş tacı gizleme büyüsü ile Gümüş diyara sokacaktım.
Tabi bunca şey olurken Athena da beni bilgilendirmekten geri durmuyordu. Zeus dışında hiç bir tanrı dünyaya inemiyormuş. Sadece Gümüş diyara , güvenli bölgelere yani Prens Adam ve adamları tarafından fethedilmiş topraklara inebiliyorlarmış. Athena bunun için yanıma gelemediğini , kardeşi savaş tanrısı Ares ile bana eğitim veremediğini söylemişti. Gümüş diyara gidince bütün tanrılardan eğitim alacağımı ve onların beni tek tek ziyaret edeceğini de söylemişti Athena. Tertia ise çok daha iyi olduğumu bu eğitimlerin fazla olduğunu söylemişti. Ama daha fazla karşı gelemedi. Zeus en son Tertia'nın üzerine şimşek fırlatınca bir daha konusu dahi açılmamıştı.
Müzenin girişini ve çatısını kontrol ederken ilk defa heyecan hissetmiştim. Bir ay içerisinde neredeyse elli görev tamamlamıştık. İsyancıların adamlarını çok göze batmadan ortadan defalarca kez kaldırmıştık. Kimisinin uçağı arıza yapıp düşmüştü, kimisinin gemisi batmıştı, kimisi trafik kazası geçirmişti kimisi de vahim bir yangında kül olmuştu. Bizim sabote ettiğimiz asla ortaya çıkmadı ve çıkmayacaktı. Zeus bu görevin çok daha önemli olduğunu çünkü bu görevi Prens Adam'ın değil kendisinin verdiğini söylemişti. Çok dikkatli olmak zorunda olduğumuzu, dünyada kimsenin bizden haberi olmaması gerektiğini söylemişti.
Saat tam 01:00 olduğunda kapıdaki güvenlik görevlisi sağına soluna bakındı. 01:00'da nöbet değişimi vardı. Ancak yerine gelmesi gereken arkadaşı ortalıklarda yoktu. Bizim ekip tarafından arkadaşının bertaraf edildiğinden haberi yoktu. Etrafına biraz daha bakınıp içeri girdi. Elimle adamlarıma işaret verip daha önce belirlediğimiz noktalara saklandık. Birazdan elektrik kesilecekti. Müzenin elektriğinin geldiği noktaları tek tek incelemiş ve kamera olmayan bir noktada elektriği göze batmayacak bir şekilde sabote etmeye karar vermiştik. Güvenlik görevlisi müzenin giriş kısmında arkadaşını bulamayınca eski yerine , bizim bulunduğumuz yere doğru gelmeye başladı. Tam bizi görmek üzereyken omzuna isabet eden küçük iğneye baktı. İçinde uyuşturucu bulunan küçük iğneyi eline aldığında ne olduğunu dahi anlamadan yere yığılmıştı. Çatıdaki nişancıları da aynı yöntemle indirmiştik. Müzenin bulunduğu caddenin karşısındaki çok göze batmayan küçük bir otelin , küçük ve gösterişsiz bir odası görevlendirdiğim Mina tarafından tutulmuştu. Üç gündür burada kalıyor , dikkatli bir şekilde müzeyi inceliyordu. Şimdi oradaki odasından bize destek veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüş Kraliçe (ASKIDA)
Fantasy"Tanrılar hükmü verecek ve hakkı olan, seçilmiş olan kraliçeliğe gelecek. O zaman Gümüş diyara, karanlığa batmış olan bu diyara aydınlık gelecek. Gümüş İmparatorluğunu yıkan hükümdarlar cezalandırılacak, imparatorluk yeniden bir araya gelecek ve 12...