Kanla Savaş

1 0 0
                                    

Rita Ora - Poison

-Hazırım hadi Jess hadi yap şunu.

Kafasını hızlıca yatağa vurdu. Iyi değildi bunu yapmasam o zehir vücuduna neler yapardı kim bilir ama ben bilmiyorum. Onun zehrini çekemem. En dirayetli bendim. Kana karşı gelen tek kişiydim. Güçlüydüm. Ah lanet olsun.

Jacob. Herşeyim. İlk aşkım. Kardeşim. Geçmişim. Geleceğim. Sırdaşım. Arkadaşım. Müttefiğim. Ondan bu kadar kolay vazgeçmeyecektim ama bu bir çıkış yolu değil infazdı. Bunu yapamazdım.

-Jess yap hadi. Yoksa herşey için geç olacak. Zehir beyninin hafıza bölümünü yok etmek üzere.

Jacob'a baktım. Acı çektiği her halinden belliydi.

-Herkes buraya gelsin. Eğer kendimi kaybedersen bana engel olun.

Derin bir nefes aldım. Boynuna eğildim. Nefesimi verip dişlerimi geçirdim sıcak boynuna. Ağzıma gelen iğrenç sıvıyı ağzıma doldurup yere tükürdüm. Bir kez daha yaptım. Bir kez daha denemek için eğildim. Bu sefer ağzıma kan tadı gelmişti. Bütün vücudum kitlenmişti. Kanı geri bırakmaya çalıştım ama kolay değildi. Cayır cayır yanan boğazım içmem gerektiğini haykırırken, bir yanım Jake için endişeleniriyordu. Omzuma değen el ile bu düşüncelerimden arındım. Kendine gel kızım. Kendine gel. Yavaşça doğruldum. Kendimde değildim. O bedeni orda bırakmak. Kanını içememek....

-Mark Jess'u avlanmaya götür. Tay sende onlarla git. Biz Jake ile ilgilenecegiz. Jared ablanla git.

Jane'e dönüp baktım. Bana gülümsedi. Mark ve Jared kollarıma girip beni dışarı çıkardılar. Tay arkamızdaydı. Ormana gelince beni bıraktılar ve ben de koşarak bir av bulmaya çalıştım. Önüme çıkan ilk geyiği içtim. Ah herşey daha iyiydi. Fazlasıyla.

-İyi misin?

Mark'a döndüm. Gülümseyip kafamı salladım. En azından onlarda endişelenmeyecekti.

-Yapmayın be! Bu harikaydı. Jess kendine nasıl hakim oldun? Bu harikaydı. Bize bunu öğretebilir ve insanların içinde rahat olmamızı sağlayabilirsin en azından benim için.

-Elbette. Sana bildiğim herşeyi öğreteceğim. Endişelenme. Hadi Jake'i merak ediyorum.

Eve doğru hızlı bir yolculuk ardından Jake'in yattığı odaya gitmiştik. Aynı yerinde yatıyordu ama gözleri açıktı. Beni görünce gülümsedi. Kalp atışları arttı.

-Jessie!?

-Burdayım.

Dedin ve yanına oturdum. Elimi alıp öptü ve yanağına koydu.

-Özür dilerim özür dilerim özür dilerim. Sana yaptıklarım. ....

-Şşşşt geçti unut bunları.

-Ben senden asla nefret etmem.

Ağlamaya başladı. Ağzım açık onu izlerken herkes benim gibiydi.

-Ne olduğunu bilmiyorum ama ben Iga'yi unutamıyorum. Onu sevmiyorum ama unutamıyorum. Beni ondan kurtar. Beni bu büyüden kurtar Jess. Lütfen. Lütfen....

Son kelimeleri sessiz çıkmıştı. Bu halleri içime cız etsede bunun bir icabına bakmalıydım. Tay ile bakışıp kafamızı sallayınca arabaya koştuk. Iga'yı aramaya başladık. En son dağ evine baktığımızda hâlâ orda olduğunu görmek şaşırttı.

-Ah geldin mi ayağımı açar mısın?

Dedi. Tay ile birbirimize bakıp kahkahayı patlattık. Bu salak ne diyordu.

KARANLIK(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin