9.Bölüm.

4.7K 307 22
                                    

Çevirenler: Miss Herondale & Anaklusmos

9.Bölüm

2 ders, 2 dakika kadar çabuk geçmişti. Baekhyun bu süre içersinde duygularını kontrol edememiş, sakinlememiş ve derse odaklanamamıştı. İki ders boyunca Chanyeol'ün bakışlarını başarıyla görmezden gelmiş ve sürekli ellerine bakmıştı. Aynı zamanda hem heyecanlı hem de korkmuştu. Öğle yemeğini iptal edebileceğini biliyordu ama içinde bir yer umutsuzca çocuğu daha fazla görmek istiyordu.

Kyungsoo'ya ne olmuştu? Onu daha dikkatli olması için uyarmıştı ve Baekhyun resmen Chanyeol'ün tuzağına düşmüştü. Chanyeol'ün gerçekten değişmiş olduğunu umdu ama gizliden gizliye bunun doğru olmadığını biliyordu. Ona vurmaktan hoşlanan biri neden aniden değişmiş olsun ki? 

Baekhyun umutlarının kendi hayalgücünden başka bir şey olmadığını biliyordu ama herhangi bir kaba davranış olmadan Chanyeol'le buluşmanın verdiği hissi seviyordu. 

Sadece bir gün bile olsa bu yalana inanmak istiyordu. 

Korku ve gözyaşlarıyla yaşadığı tüm bu zaman boyunca her şeyin yolunda olduğu tek bir gün istemişti. 

Bunu hakediyordu, değil mi? 

Chanyeol iki ders boyunca kendini durduramamıştı. Baekhyun'un bu dünyadaki en tatlı şey olması da ona hiç yardımcı olmuyordu bu yüzden tüm bu zaman boyunca ona yiyecekmiş gibi bakmıştı. 

Öğle yemeğine geldiğinde ne yapacaktı?

Evet, okulun arkasındaki büyük ağacın altına gidip yemek yiyeceklerdi ama planı için ne yapacağını bilmiyordu. Acele etmesi gerektiğini biliyordu ama Baekhyun attığı tek bir bakış, adını bile unutmasına neden oluyordu. 

'Tamam, Park Chanyeol, sakinleş, sanki hayatında ilk defa böyle bir şey yapıyorsun." 

------------------

Zil çaldığında herkes sınıftan çıkmıştı, Chanyeol'ün arkadaşları bile. 

Sınıfta yanlızca Baekhyun ve Chanyeol kalmıştı.

Chanyeol, çocuğa yaklaşarak konuşmaya başladı. "Hazır mısın?" 

Baekhyun, başını kaldırmadan onayladı. Bunu çok uzun zamandır bekliyordu. Gerçek olduğuna inanamıyordu bile.

"Yemekler burada, gidebiliriz." Chanyeol, büyük kutuyu işaret etti.

Baekhyun kekeledi. "T-tamam." Sakinleşmeye ihtiyacı vardı.

Sınıftan ayrılıp ağaçların olduğu yere yöneldiler. Chanyeol bu sessiz anı kullanıp Kai'ye mesaj attı.

"Hey, Byun'la birlikteyim. Kyungsoo'yu bul ve uzaklaştır. Hiç kimsenin bunu mahvetmesini istemiyorum."

Birkaç saniye sonra telefonu titredi.

Gönderen: Kaibitch

"Hahahah tamamdır, sana iyi RANDEVUlar. XDD" 

Chanyeol telefonunu cebine soktu ve Baekhyun'a odaklandı.

"Pekala, kimchi,ramen, bibimbap, tteok ve dondurmamız var." (dondurmalar da pek soğuktur artık awefg)

Baekhyun şaşkınlıkla mırıldandı. "O-oh, i-iyi." Bu kadar lezzetli yiyecekleri daha önce hiç görmemişti ve şimdi bunların hepsi onun içindi... Ve Chanyeol de. Her zaman yediği tek şey ramendi.

Onları herkesten saklayan büyük ağacı buldular. 

Chanyeol kutuyu çimlerin üstüne koydu ve Baekhyun da hemen yanına oturdu.

Kutuyu açtıp içinden çubukları ve tabakları çıkardı, sonra da yemekleri ve tatlıları çıkardı.

"Ye." Chanyeol yemeğe başladı ve Baekhyun'un da ona katılmasını bekledi.

Baekhyun yavaşça çubuklara uzandı ve biraz tteok aldı. 

Muhteşemdi.

Her şey muhteşemdi.

Chanyeol dikkatle Baekhyun'un yüzünü inceliyordu. Çocuğun bundan zevk aldığını görünce şaşırmıştı.

Baekhyun'un fakir olduğunu biliyordu, bu ona zorbalık etme nedenlerinden biriydi, yani bu yemek muhtemelen yediği en güzel yemekti. 

Planının bir parçası da onu doyurmaktı, sahip olduğu her şeyi ona göstermek, yardım etmek ve belki, sadece belki ona şu anda olduğunu gibi biri olduğuna inandırmak.

Baekhyun son lokmasını yuttuktan sonra Chanyeol içinde dondurma olan kutuyu açtı ve Baekhyun'a küçük bir kaşık uzattı.

Baekhyun kaşığı aldı.

"T-teşekkürler... Ç-çok k-kibarsın..." Kekeledi. Büyülenmiş gibiydi. Yemek, Chanyeol, onun gülüşü, parlak güneş ve hafif rüzgar... Cennette gibiydi. Bunu birçok kez hayal etmişti...

"Ohh, bir şey değil..." Gülümsedi. "Sevdiğine memnun oldum."

Baekhyun ona gülümsedi.

Chanyeol dondu.

Baekhyun ona, sadece ona, ilk defa gülümsemişti. Kyungsoo'ya gülümsediğini görünce kıskanmıştı, o gülümsemenin sahibi olmak istemişti. Ve şu anda sahipti.

Baekhyun'un yüzü solgundu ama bu gülümsemeyle birlikte en güzel yıldız gibi parıldamaya başlamıştı. O kadar güzel ve saf görünüyordu ki Chanyeol kalbinin teklediğini hissetti. Muhteşem planıyla önce onu böyle gülümsetecek ve sonrasında da öldürecekti. 

"Hayır, hayır, Chanyeol, böyle düşünme... Bu bir şey değil, sadece.... Hayır... Bu çocuğa karşı bir şeyler hissetmemelisin..."

Baekhyun dondurmadan bir kaşık daha aldı ve yedi. 

Mükemmel...

Burada, büyük ağacın arkasında, kimse onları göremiyordu, gerçek dünyadan çok uzaklarda gibiydiler. 

Büyülü ve güzeldi. 

Baekhyun, Chanyeol'e bakınca gözleri buluştu. 

Aniden, her ikisi de zamanın durduğunu hissettiler.

Bu onların anıydı, sadece ikisi vardı; dünyadan, gerçekten çok uzaktaydılar.

Chanyeol güzel kahverengi gözlere baktı. Rüzgar, Baekhyun'un tatlı kokusunu Chanyeol'e taşıyordu. 

Bir peri gibiydi.

Chanyeol içinde bir yerlerde yabancı bir hissi fark etti, zihni yavaşça boşaldı ve onu bir duygu dağının ortasında bıraktı.

Uzandı ve ellerini Baekhyun'un yanaklarına koydu. 

O da Chanyeol'le aynı durumdaydı.

Büyük köpek yavrusu gözlerindeki parıltılarla ona baktı... Ve yavaşça gözlerini kapadı.

Chanyeol nefes almayı bıraktı ve dudakları arasındaki mesafeyi kapadı.

Baekhyun'un sıcak ve yumuşak dudaklarına dokunduğu anda içini suçluluk duygusu kapladı. 

Birçok kez öpüşmüştü ama hiç böyle hissetmemişti.

Yavaş ve kibar bir öpücüktü ama hayatında ilk defa öpüşüyormuş gibi hissediyordu.

Diğer tarafta Baekhyun ölüyor gibi hissediyordu. Çok mutluydu, bunu istiyordu, bunu düşlemişti...

Beyni çalışmayı bırakmıştı, kalbi ona devam etmesini ve bu anın keyfini çıkarmasını söylüyordu.

Sonuçta, bu onun ilk öpücüğüydü.

Sevdiği kişiyle ilk öpücüğü.

EverythingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin