Bölüm 20

30 10 2
                                    

"Alo" dedim kendimden en emin bir sesle.

"Oğlum,nasılsın?"

"İyiyim Erdal bey siz nasılsınız?"

"Hala beyli mi konuşacaksın oğlum,hiç af etmeyeceksin beni değil mi?"

"Buyurun sizi dinliyorum."

"Yarın senin içinde uygunsa görüşelim mi?"

"Yarın çok önemli toplantılarım var kusura bak_"

"Lütfen" diyerek sözümü bölünce kaçamayacağımı anlamış oldum.

"Peki,nerede?"

"Dalyanköyde,balık tutmaya gidiyoruz."

Telefonu kapattıktan sonra bir of çekesim vardı ki karşı dağlar yıkılır o derece.Nereden çıktı bu adam,diye kaderime isyan ederken asıl meselenin yüzleşmek olduğunu gayet iyi biliyordum.

Sabah sözleştiğimiz gibi koyuldum Dalyanköy yollarına.Balık tutmak sabır işiydi ve Erdal Beyle bu kadar uzun vakit geçirecek sabrı kendimde bulamıyordum.Hele ki tekneyle açılacağımızı öğrenince daha çok gerilmeye başladım.Biçare bu mütevazi balıkçı teknesine bindiğimde Berke ve Akın abiyi görünce şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim.Geri dönmek istesem de artık çok geçti çünkü denize açılmıştık bile.

"Beni kırmadığın için teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim,davet ettiğiniz için" dedim sahte bir memnuniyetle.

Belki de tüm gerçeklerle yüzleşmenin vakti gelmiştir.Karşımdaki adam benim öz babamdı fakat ben bunu düşündükçe kendimi Rıza babama ihanet etmiş gibi hissediyordum.Annemle beni umursamadığı ve annemi tabiri caizse metres olarak gördüğü için ondan nefret ediyordum.Tabi ki sayesinde piç oluşumunda büyük katkıları vardı.

Oltama yemi takıp denize sallamak büyük keyif vermişti ve şuan Berke'nin varlığından bile rahatsız olamayacak kadar huzur bulmuştum.Denizin berraklığı tüm ruhumu dinlendiriyordu adeta.Sadece Deniz'i düşünmek istesem de acı gerçek bir daha yüzüme vurmayı başarmıştı şu sözlerle.

"Eee ne zaman mürüvvetinizi görüyorum?"

"Henüz çok erken" diyen Akın abiye başımı sallayarak onayladım.

"En küçüğünüz evleniyor,siz ne bekliyorsunuz?"

"Aslında evlenmek için çok gencim,kariyerimi düşünüyorum da baba kendime klinik açmayı istiyorum,hem daha doktora mı tamamlamadım."

"Oğlum,biz seni zorla mı evlendiriyoruz?"

"Hayır."

"Sen demedin mi ben evlenmek istiyorum diye?"

"Evet."

"Pişman olmuş gibisin,seni zorlamıyoruz ama Selen'i dedüşün,duygularını ölç,tart daima yanındayız ne karar verirsen ver.Ayrıcasevmiyor musun Selen'i  ani evlilik kararının ardından pişman olmuş cümlelerini duymak beni bir hayli şaşırttı çünkü."

"Seviyorum."

"Sevmediğin bir insanla evlenme zaten.Üçünüze de söylüyorum sevmediğiniz bir kadınla evlenmeyin,çok pişman olursunuz."

Aralarında geçen sohbet düşünmeme sebep oldu.Berke'nin Selen'i sevmediğini elbette ki biliyordum da evlilikten yana yakıla kaçmasına bir türlü anlam verememiştim,hala Deniz'le ilgili umutlandığı ortadaydı.Ardından "tezimle ilgili kendimi hayli geliştirdim ve deneme şansı dahi buldum,o yüzden klinik konusunda fazlasıyla kararlıyım,tabi bana destek çıkarsanız" diye sürdürdü.Erdal bey onayladığını başını eğerek cevapladı.

"Evlilik konusunda acele etmiyorum,kardeşlerimi sırasıyla evlendirelim de değil mi Tarık" diyen Akın abiye gülümsemekle yetindim.Deniz'le evlenmeyi tabi ki çok istiyordum ama şimdi en büyük amacım beni hatırlamasaydı.

Oltama takılan bir balıkla neşem daha da yerine gelmişti.Öyle ki zaman nasıl geçti onun bile farkına varamamıştım.Erdal bey benimle sohbet etme çabalarında olsa da pek umursadığım söylenemezdi,öyle ki şuan Berke'yi bile umursamıyordum.Çalan telefonumla tüm düşüncelerden sıyrıldım çünkü arayan Deniz'di.

"Alo."

"Tarık."

"Efendim aşkım?"

Deniz susmuş,Berke'nin gözleri yerinden fırlayacak şekilde açılmıştı.Gözlerini üzerime dikmiş pür dikkat kesilmiş beni dinliyordu.Oturduğum yerden doğruldum ve teknenin ucuna doğru gittim.

"Deniz orada mısın?"

"Şeyy..Evet,nasılsın?"

"İyiyim,sen nasılsın?"

"İyi,dün Aykut iş çıkışıma geldi ne hikmetse bu sabahta evimin önünde beni bekliyordu."

"Tamam Deniz bugün yalnız gidebilirsin."

"Senden izin istemiyorum Tarık,sadece peşime adam takmanı istemiyorum o kadar."

Ne dese haklıydı fakat Berke'nin etrafında dolaşmasını,onunla konuşmasını istemiyordum,Berke yanımda olduğu için de bu kadar rahat bir şekilde yalnız gidebilirsin demiştim.Ve yine hesap sormak için aramıştı ya beni ben yine yıkılmıştım.Sanırım ne yaparsam yapayım Deniz beni hatırlamayacaktı.

"Bunun için mi aradın?"

"Hayır,sen aramayınca ve sabah sen değilde Aykut'u görünce şaşırdım ve seni merak da ettim."

"Çeşmedeyim,balık tutuyoruz."

"Hımm öyle mi af edersin rahatsız ettim."

"Hayır kesinlikle sorun değil."

"O halde görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonu kapattığımda ne kadar büyük bir çıkmazın içinde olduğumu anladım.Sanki biri yüreğimin üstüne kızgın maşalar değdiriyordu.Tabi bu biride Denizdi.Arkamı dönüp Erdal beylerin olduğu yere gitmek istediğimde Berke'yle göz göze geldik.


HERKESE İYİ BAYRAMLAR DİLERİM :)

AKLIMDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin