"Tarık Alagöz."
"Berke Tarık Ekinci."
"Bravo alkışlamak istiyorum seni."
"Ne için?"
"Ne kadar uzak tutabilirsin Deniz'i benden,bana karşı duyguları olduğunu hiçbir zaman kabul edemeyeceksin değil mi?"
"Güldürme beni Berke,Deniz sana ne zaman bir şeyler hissetti ki?Hayal dünyasında yaşıyorsun ama artık kendine gelsen iyi olur."
"Sen ister kabul et,ister etme Deniz bir gün bana kendi ayaklarıyla gelecek ve o gün ben senin ipini çekmiş olacağım Tarık Alagöz."
"Senin ipin yirmi yedi temmuzda çekilecek zaten Berke ve ben o günü iple çekiyorum."
Son sözümü de söyleyip tam gidiyordum ki bir an durup arkamı döndüm "ne yaptın Deniz'e,nasıl başardın beni unutmasını" diye sordum.Zafer kazanmışçasına kahkaha attı ve "sence" dedi en gaddar ses tonuyla "sence,ne yapmış olabilirim.Beyninin içine girip Tarık'ı unut diyecek olamayacağıma göre."
***
İzmir'e döndüğümde bugünün özeti hayal kırıklığıydı.Deniz'in beni hatırlamıyor olmasının tek sebebi belki de bendim.İlk durağım Cem'in restoranıydı.Yine arka kapıya dolaştım ve hafifçe kapıyı tıklattım.İsmini bilmediğim garson kızlardan biri kapıyı açtı "hoş geldiniz Tarık bey" diyerek gülümsedi.Deniz bir hışım bana döndü ve gülümseyerek yanıma geldi.
"Tarık,hoş geldin canım" diyerek kollarını boynuma dolayıp yanağıma küçük bir buse bıraktı.Ben yine şaşkınlıktan ne diyeceğimi şaşırdım.Yanımızdaki kız da suratı düşmüş vaziyette restoranın iç kısmına doğru ilerledi. "Öff hiç utanmadan ağzını yaya yaya hoş geldiniz Tarık bey,diyor bir de" diyerek kızı taklit etti.
Eskidende böyleydi Deniz,başkalarına karşı "bu adam benim" izlenimi yaratmayı çok severdi.İster istemez içim burkuldu "hayırdır canım bir şey mi oldu" diye sordu sesi masum bir çocuk gibi.
"Hayır,ne zamana biter işin çıkalım mı?"
"Cem'e söyleyeyim çıkarız."
Gitmesine izin vermedim ve ani bir refleksle kolundan tutup kendime doğru çektim. "Tarık" diye sızlanmalarına aldırış etmeden "neden yapıyorsun bunu" diye sordum en sakin ses tonumla.
"Neyi,bırakır mısın kolumu canımı yakıyorsun."
"Az önce o kızın yanında farklı davrandın şimdi farklı davranıyorsun."
"Lütfen" dedi gözlerimin içine bakarak.Pes edercesine bıraktım kolunu ve merdivenleri koşar adım çıktı.
Deniz'i beklerken yine aynı garson kız geldi elinde bir tepsiyle. "Tarık bey,siz gitmediniz mi" diye sorunca verecek cevap bulamadım. "Af edersiniz öyle demek istememiştim" dedi yüzünü önüne eğerek.
"Deniz hanımı bekliyorum."
"Kahve alır mısınız?"
"Tabii."
Kendime sandalye çekerek oturdum.İsmini bilmediğim kız kahvemi hazırlarken etrafı incelemeye başladım.Nazikçe kahvemi masanın üzerine bırakırken "isminizi öğrenebilir miyim" diye sordum.
"Esra."
"Kahve için teşekkür ederim Esra."
"Afiyet olsun Tarık bey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKLIMDA
Teen FictionUykuyla uyanıklık arası geçirdiğim bir gece daha.Zihnim benimle dalga geçiyor gibi,aklımda...Daima aklımdasın Tarık, diye tekrar edişimin bilmem kaçıncı günü.Unutursam ölürüm,unutursam ölürsün Tarık.Yine koluma bakarak iç geçirdim ve kendimi uykunun...