DENİZ
Gözlerimden ateş püskürüyordu.Kapının önünde tam bir şapşal gibi gözüktüğüme eminim.Kızıl cadı,tam karşımda tüm ihtişamıyla dururken,ben karşısında dut yemiş bülbül gibiydim.Tarık da bir hayli şaşkın ne diyeceğini bilemez bir halde "Melek" dedi."Tarık,uygun bir zamanda gelmedim sanırım kusura bakmayın."
"Ne işin var burada?"
"Biliyorum rahatsız ettim ama birkaç eşyam burada kalmış onları almaya geldim."
"Sen bizi rahatsız edemezsin tatlım,anca etsen etsen meşgul edersin."
İşte tam da bunun adı kıskançlıktı.İstemsiz yapıyordum aslında bunları,adını koyamadığım bir his tüm bedenimi esir alıyor,sanki sihirli bir güç vücudumdaki tüm kanı şırıngayla çekiyor ve ben tırnaklarını çıkaran dişi aslan gibi avına saldırmaya hazır bir şekilde bekliyordum.Nitekim yine öyle olmuştu ve bu defa dut yemiş bülbül gibi duran ben değil,Melekti.Tarık bu defa ağzı açık aval aval suratıma bakarken,Melek içeri geç ve eşyalarını al komutunu bekliyordu.Ama yemezler güzelim,eşya alma bahanesiyle Tarık'ı görmeye geldiğini anlamamak için aptal olmak gerekir.Erkeğini sahiplenen kadın duruşumun ana nedeni de buydu aslında.
"Aşkım söyle şu kadına neyi varsa alsın."
"Fazla uzun sürmez" diyerek merdivenleri ağır adımlarla çıkmaya başlamıştı bile.
Kollarımı göğsüme bağlamış salonun ortasında voltaatarken Melek'in gelmesini sabırsızlıkla bekliyordum.Hangi eşyası kalmışolabilirdi?Seks gecelikleri ya da seks çamaşırları mı?Aklımda deli sorularkendi etrafımda dönmeye başlamıştım bu defa çünkü en kötü ihtimal kadın evi topluyorolabilirdi.Şimdi merdivenlerden elinde üç,beş valizle inecek "cınım kalanlarışoförle aldırırım" diyecekti kesin.Ben kafamın içinde bunlarla savaşırken Tarıkbana sarılarak "çok üzgünüm gecemizi mahvetmesine izin vermemeliydim"dedi.Merdivenlerden inen Melek'in ayak seslerini duyunca bende ona sarıldım veşuh bir kahkaha attım. "Saçmalama,tabii ki de gecemiz mahvolmadı" diyerek enyapmacık halimle yanağına sulu bir öpücük kondurdum.Elinde sadece süpürgesieksik adı Melek kendisi şeytan olan kadın yanımızda bitti. "Tekrar kusura bakmayın,iyi akşamlar" diyerek kapıya doğru yürüdü,sanki iyi bir akşam bırakmış gibi.Elindekileri görünce sinirlerim tepemde halay çekmeye başlamıştı bile.Kapının hızla kapanma sesini duyunca "off Tarık sende ahtapot gibi doladın kollarını izin ver bir nefes alayım" diye çemkirmeye başlamıştım bile.
"Deniz sen hiç değişmeyecek misin,başkalarının yanında sevgi gösterileri baş başa kalınca da kavga,gürültü."
"Sadece kitap ve diş fırçası almış,bahaneye bakar mısın,bilerek yapıyor sırf seni görmek için geldi buraya."
"Umurumda bile değil ama istediğini yapsın."
"Ama benim umurumda,bu kadın hayatımızdan defolup gidinceye kadar beni arama."
"Deniz.." diye bağırırken kapıyı çarpıp çıkmıştım bile.Aslında biliyorum kızıl cadının ekmeğine yağ sürüyordum ama olanları hazmedemiyordum,ben olmasam olacakları düşünmek bile istemiyorum çünkü.Tarık şimdi arkamdan "Denizzz dur,gitme" diye bağırarak koşa koşa gelecek diye düşündüm ama hiç de öyle olmadı.Koşmayı bırak aramadı bile.Hemen bir taksi çevirip evin yolunu tuttum.
***
Mutfakta yine hummalı bir çalışma vardı.Herkesi bir telaş sarmış oradan oraya koştururken ben yine pasta kreması hazırlamakla meşguldüm.Dünya yansa umurumda değildi.Üç gün,koskoca üç gün geçmiş Tarık beni aramamıştı.Fazla mı abarttım diye düşünsem de artık ölmek vardı fakat dönmek yoktu.Tüm bunları düşünürken kremanın da cılkını çıkarmıştım.Karşımda duran Ali abi "Deniz hu hu" diye elini gözümün önünde sallayıp duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKLIMDA
Teen FictionUykuyla uyanıklık arası geçirdiğim bir gece daha.Zihnim benimle dalga geçiyor gibi,aklımda...Daima aklımdasın Tarık, diye tekrar edişimin bilmem kaçıncı günü.Unutursam ölürüm,unutursam ölürsün Tarık.Yine koluma bakarak iç geçirdim ve kendimi uykunun...