III

2.6K 160 10
                                    

Sehun güzelim uykusundan sabah sabah gelen aramalar yüzünden uyandı. Söylene söylene komodinin üstünde duran telefonunu alıp kulağının üstüne bıraktı. "Efendim?" Sesi uykudan yeni uyandığını çok belli ediyordu. Boğuk ve kesik kesik çıkmıştı.

"Sehun ben baban. Bugün şirkete gelmen gerekiyormuş. Bay Kim'in seninle konuşacakları varmış." Sehun babasının dediklerine komik sesler çıkartarak onay verdi. "Ne zaman gelmeliyim? Çok uykum var benim." Sehun söylendiğinde babasının göz devirdiğini biliyordu. "En geç saat ikide burada ol!" Sehun gözlerini açma gereksinimi duymadan telefonu komodine geri koydu.

Saatin kaç olduğunu bilmiyordu ve bilmek de istemiyordu. Sevgili koyunlarını saymaya başlayıp tam uykuya dalacağı sırada odasının kapısı gürültüyle açıldı. "Sehun kalk hemen hazırlanıyorsun. Baban kızacak geç kalacağın için." Sehun annesinin sesini duyduğunda yataktan kalkma girişiminde bile bulunmadan ortalığı dağıttı. "Neden çağırıyor bu adam beni sabah sabah ya?!" Sehun resmen bağırdığında annesinin etini koparana kadar tırnaklaması pişman etti.

Gözlerini acıyla aralayıp korkunç ifadeyle annesine baktı. "Saat bir. Kalkıp banyo yapman, yemek yemen ve hazırlanman yarım saat içerisinde olmalı. Yarım saatte de buradan şirkete gideceksin zaten." Annesi, Sehun yerine planı yaptığında Sehun'a uygulamak düştü.

Hızlıca kendini banyoya atıp duş aldı. Belinde havluyla dişlerini fırçaladıktan sonra odasına döndü. Annesi ona kıyafet hazırlamıştı. Sehun belindeki havluyu yere atıp annesinin hazırladığı kıyafetleri üstüne geçirdi. Altında yine siyah bir kot vardı. Üstünde ise lacivert bir gömlekle pantolonu şık bir hale getirmişti.

Sehun kıyafet işini bitirdikten sonra aynanın karşısına geçip saçlarına şekil verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sehun kıyafet işini bitirdikten sonra aynanın karşısına geçip saçlarına şekil verdi. Parfüm sıktıktan sonra telefon ve kulaklığını alıp mutfağa annesinin yanına gitti. Duş alma ve hazırlanma işi on beş dakikada bitmişti. Geri kalan on beş dakikada annesinin hazırlamış olduğu kahvaltıyı yiyecekti.

"Hızlı hızlı ye Sehun. Ben odamdayım. En son yapmaya başladığım elbise yarım kaldı." Annesi Sehun'a gülümseyip odasına döndü. Sehun annesinin tembihlediği gibi hızlıca yemeğini yiyerek evden çıktı. Evin ilerisindeki taksi durağına gidip durmakta olan taksilerden birisine bindi. Annesinin de dediği gibi taksi yarım saat içerisinde onu şirketin önüne getirmişti. Sehun arka cebinden cüzdanını çıkartıp ödemeyi yaptıktan sonra arabadan indi. Cadde kalabalıktı. Herkes işi için koşturup duruyordu. Sehun daha fazla etrafa bakınmak istemeyip şirkete girdi. Kapıdaki görevli Sehun'u bir önceki seferden tanıdığı için ve belki de Bay Kim veya babasının emri üzerine kapıyı diretmeden açmıştı. 

Sehun asansöre binip geçen sefer aklında kalan katın düğmesine bastı. Kısa bir asansör yolculuğunun ardından kapı açıldığında karşısında oturan babasını gördü. Evdekinin aksine oldukça dalgın ve yorgun gözüküyordu. "Geldim." Bay Oh'un masasının önünde durduğunda söyledi. Babası başını kaldırıp oğluna baktığında bir süre sessiz kaldılar. Hemen ardından telefonu alıp Bay Kim'in odasını aradı. "Sehun geldi. Gelsin mi yanınıza?" Sorduğunda gelen cevap üzerine telefonu kapattı. "Git hadi." Söylediğinde Sehun tuhaf tuhaf baktı. "Sen gelmiyor musun?" Sorduğunda babası başını salladı. "Beni çağırmadı. Seni çağırdı." 

ŞizofrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin