Jong In ve Sehun o gün Baekhyun'u sakinleştirdikten sonra gece yarısına yakın evlerine geri döndüler. Sehun yatağa yattıktan sonra yanındaki Jong In'e doğru döndü. "Baekhyun için üzülüyorum." Mırıldanarak söyledi Sehun. Böyle bir şey yaşamış olacağı aklına gelmemişti Sehun'un.
"Tao geldiğinde onu pişman edeceğim." Jong In sinirle söyledi. Her şeyi kabul edebilirdi fakat Tao'nun bu yaptığı şerefsizliği kabul edemezdi. Jong In, Tao'yu iş için gitti diye biliyordu fakat oldukça net bir şekilde kaçmak için gitmişti. "Baekhyun'dan uzak tutmalıyız." Sehun aklına gelen ilk şeyi söyledi. Yapacaklarından Sehun bile korkuyordu. Yine aynı şey olursa bu sefer Baekhyun altından kalkamayabilirdi.
"Tam tersi. O buraya geldiğinde bizim evin arka bahçesinde eğleneceğimizi söyledim ona. Baekhyun da gelecek. Sonuçta biz olacağız değil mi, bu yüzden bir şey yapamayacak. Sonunda da ondan Baekhyun'un intikamını alacağım." Jong In planını açıkladığında Sehun mantıklı bulmasa bile onayladı.
***
Sehun yine yorucu geçen günün ardından üstündeki üniformalarını çıkartıp dolaptaki kıyafetleriyle değiştirdi. Baekhyun izinli olduğu için bugün gelmemişti ve çıkışta birlikte plan yapmışlardı. Dolabını kilitledikten sonra hastaneden ayrıldı Sehun.
Arabasına binip çalıştırdıktan sonra hastanenin bahçesinden çıkıp Baekhyun ile buluşacakları alışveriş merkezine yöneldi Sehun. Araba kırmızı ışıkta durduğunda rehberden Baekhyun'un numarasını bulup aradı. Birkaç çalışın ardından aramayı yanıtladı Baekhyun. "Efendim Sehun?" Sesi neşeli geliyordu. Sehun yanan yeşil ışıkla birlikte ilerlemeye başladı. "Alışveriş merkezine vardın mı?" Sehun yola odaklandığında sordu.
"Evet seni bekliyorum. Ne zamana burada olursun?" Baekhyun neşeyle söyledi. Sehun onun neden bu kadar neşeli olduğunu merak etmişti. "O zaman geldiğimde görüşürüz. On dakikaya oraya varacağım." Sehun söyledikten sonra telefonu kapadı.
Dediği gibi on dakika sonra oraya vardığında hızla garaja park etti arabasını. İnip kapıları kilitledikten sonra Baekhyun'a nerede beklediğine dair mesaj attı. Baekhyun cevap verene kadar alışveriş merkezinin içine girdi Sehun. O sırada Baekhyun'dan gelen yer bildirimiyle hızla oraya yöneldi.
Uzun uzun gezip eğlenmelerinin ardından kıyafet satan mağazalardan birine girdiler. Gerçekten çok hoş kıyafetler vardı. Sehun kendini kaybedip bakınmaya başladı. "Sehun biliyor musun benim ikizim var. Ailemin yanında. Hala iletişim halindeyiz. Yanıma gelmeyi düşünüyormuş." Baekhyun telefonundan bir şeyler ararken söylediğinde Sehun şaşırarak Baekhyun'a döndü.
"Ciddi misin sen?" Şaşkınlığının sesine yansımasını umursamadı Sehun. Baekhyun başını sallayıp onayladıktan sonra telefonunu Sehun'a uzattı. Ekrandaki resimde gördüğü kişiyle gerçekten de benziyordu Baekhyun. Bu gerçekten çok güzel duruyordu. Sehun, ikizi olsaydı ne olurdu diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren
FanfictionSehun, oldukça sakin, düzenli ve bir o kadar da iyi kalpli biriydi. Ailesi onu her zaman en iyi şekilde büyütmüş, elinden gelen her şeyi yapmıştı. Maddi durumları çok kötü değildi. Babası normal bir şirkette sekreterlik yapıyordu. Annesi de kendi ta...