Sehun'un ailesinin evinden dönmelerinin üzerinden bir hafta geçmişti. Sehun'un azgınlıkları yüzünden orada kaldıkları süreç çok zorlu geçmişti. Her gece odalarına geçtiklerinde resmen içinden başka biri çıkıyordu. "Of evimizi özlemişim." Jong In kendini koltuğa atıp kafasını arkaya yasladı. "Ben de özledim. Orada rahat rahat sevişemiyorduk." Sehun gayet normal bir şeymiş gibi söyleyip sevgilisinin yanına oturdu. "Sen neden şu sıralar böylesin Sehun? Birisi sana azdırıcı falan mı içirdi?" Jong In kafasını yattığı yerden Sehun'a çevirerek sordu. "Hayır. Gayet normalim. Sadece biraz fazla bağlandım sana sanırım." Yaramaz bir çocuk gibi gülümsedi Sehun.
"Böyle söyleme utanıyorum." Jong In utanarak yatma pozisyonuna geçti tamamen. Sehun da onun yanına uzandığında dakikalar içinde birbirleriyle karışan kokularının verdiği sarhoşlukla uyuya kaldılar.
***
Sehun gözlerini açtığında hava kararmıştı. Yanındaki bedeni karanlıkta bile olsa izlemeye koyuldu. Dışarıdan gelen loş ışıkla birlikte silikçe gözüken yüzünü inceledi Sehun. Esmer tenini, dolgun dudaklarını, alnına dökülen pembe saçlarını, uyurken gördüğü rüyadan dolayı titreşen göz kapaklarını, mükemmel bir şekle sahip olan kaşlarını ve suratını mükemmelleştiren burnunu inceledi. Erkeksi yüz hatlarında gezindi bakışları.
"Seni hak ediyor muyum Jong In?" Fısıldadı kendi kendine. Bu kadar kusursuz birine karşın sırlarla dolu biri olarak hak ediyor muydu gerçekten? Dakikalarca esmer bedeni izledikten sonra daha fazla direnemeden tekrar uykuya teslim oldu.
Ertesi gün erkenden uyandıklarında sırasıyla duş aldılar. Hemen ardından birlikte kahvaltı hazırlayıp masaya oturdular. "Bugün iznimin son günü. Bir şeyler yapacak mıyız?" Sehun önündeki kahvaltılıkları yemeye devam ederken sordu. Jong In birkaç dakika sessiz kalmayı tercih edip düşündü. Dışarıda vakit geçirebilirlerdi. Aynı zamanda evde de vakit geçirebilirlerdi. "Sen nasıl istiyorsun? Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı?" Jong In meyve suyuyla dolu olan bardağı ağzına götürürken sordu.
"Dışarı çıkalım. Hem ev için hem de kendim için almam gerekenler var." Sehun da onu tekrarlayıp bardağına uzanırken söyledi. Jong In, onu başıyla onaylayıp yemeğe geri döndü. Nedense bugün ikisinin de konuşma isteği yoktu içinde. Çok sessiz geçiyordu vakitleri. Yemek yeme faslı biraz uzun sürse de bittiğinde birlikte hazırladıkları masayı yine birlikte toplayıp salona geçtiler. "Listeyi hazırla sen. Sonra birlikte gidip hazırlanıp çıkalım." Jong In önerdiğinde Sehun onu onaylayıp ortadaki sehpanın üstünde duran defteri ve kalemi alıp eve alınacakları yazdı.
"Kendime alacaklarımı yazmama gerek yok bence. Zaten kıyafet alacağım sadece." Sehun defterden boş sayfa bulmaya çalışırken Jong In'e dönerek sordu. "Benim de alacaklarım var o yüzden onları yazmamıza gerek yok. Sadece eve alınacakları yazman yeter." Onu onayladıktan sonra televizyonda oynamaya devam eden polisiye filmi izlemeye devam etti Jong In.
Sessiz geçen on beş dakikanın ardından Sehun listeyi bitirdiğinde uyuşan bedeniyle birlikte kalktı oturduğu yerden. "Liste hazır. Hadi hazırlanıp çıkalım." Sehun, televizyonu dalgın dalgın izleyen sevgilisine dönerek gerindi. Jong In kumandayı eline alıp televizyonu kapadıktan sonra onun sözünü dinleyip kalktı oturduğu yerden. Birlikte yatak odalarına gidip dolabın önüne geçtiler. İkisi de altına siyah deri pantolon üstüne de beyaz gömlek giydikten sonra çıktılar evden. (Y/N: Playboydaki kıyafetleri arkadaşlar.) Elleri tekrar birbirine kilitlendi apartmandan arabalarına varana kadar.
Etrafta onları öyle gören insanların tuhaf bakışları her ne kadar ikisini de rahatsız ediyor olsa da umursamıyorlardı.
İnsanların düşüncelerine göre hareket etmek saçmaydı. Arabanın motoru çalıştığında alışveriş merkezlerine sürdü. Evleri ile arasında fazla bir mesafe olmadığı için on beş dakika içinde varmışlardı. Park yerine park ettikleri arabadan indikten sonra tekrar el ele tutuştular. İlk önce ev alışverişini yapmak için market kısmına girdiler. Listedekileri sırasıyla aldıktan sonra kasada sıraya geçtiler. "Fazla oyalanmayalım eve gidip evde de vakit geçirmek istiyorum." Jong In sırada beklemeye devam ederken Sehun'un kulağına tahrik edici bir tonda fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren
FanfictionSehun, oldukça sakin, düzenli ve bir o kadar da iyi kalpli biriydi. Ailesi onu her zaman en iyi şekilde büyütmüş, elinden gelen her şeyi yapmıştı. Maddi durumları çok kötü değildi. Babası normal bir şirkette sekreterlik yapıyordu. Annesi de kendi ta...