Son konuşmadan sonra bir daha ikisi de konuşmadı. Sessiz geçen yolculuğu ardından alışveriş merkezine geldiklerinde Sehun hızla indi arabadan. Pantolon alabileceği herhangi bir dükkana girip erkek kıyafetlerinin olduğu reyonu buldu.
Eline geçen siyah pantolonun bedenlerine bakınmaya başladı. Jong In sessizce arkasından geliyordu. Sehun arabada biraz fazla olduğunun farkındaydı fakat şimdi söylemeseydi sonrasında Jong In acı çekecekti.
Kendi bedenini bulduğunde kabinlere ilerledi. "Bunu deneyip geleceğim Jong In." Söyledikten sonra kabine girdi Sehun. Jong In o gittikten sonra boş boş dikilmemek için etraftaki kıyafetlere bakınmaya başladı. Çok hoş kıyafetler vardı. Etraftaki gömleklere bakınmaya başladı Jong In. Evde herhangi bir eksiği yoktu. İhtiyacı olduğunda her kıyafeti alan birisi olduğu için dolapları oldukça doluydu. Bu yüzden görüp de beğense bile herhangi bir tişörtü almadı.
Sehun girdiği kabinden çıktığında siyah kot pantolonu elinde tutuyordu. Jong In hızla onun yanına ilerleyip yakınında durdu. "Alıyor muyuz elindekini?" Sordu mırıldanarak. "Hayır alamıyoruz çünkü küçük geldi." Jong In kahkaha atmak istedi.
"Bir büyük bedenini deneseydin?" Sordu Jong In. Sehun'un delici bakışları korkutsa da sırıtmasını gizleyemedi. "Tamam bu seferlik öyle yapabiliriz. En kısa sürede spora başlamalıyım." Sehun sinirle söylenip pantolonu aldığı yere ilerledi. Pantolonların içinden bir beden büyüğünü aldıktan sonra kasaya ilerledi.
Jong In pantolonunun cebinden cüzdanını çıkardı. Kasaya geldiklerinde hızlıca ödemeyi yaptıktan sonra dükkandan çıktılar. "Hayvanları sever misin Sehun?" Sordu Jong In. Öylece yürüyorlardı alışveriş merkezinin içinde. "Evet severim tabii ki. Özellikle köpekleri." Söyledi. Jong In, Sehun'a küçük bir köpek almayı planlayarak adımlarını arabasına yöneltti.
"Nereye gidiyoruz Jong In?" Sehun kendini çekiştiren bedene sordu. "Sadece sen beni takip et yeter Sehun." Jong In suratındaki sinsi ifadeyle söyledi. "Öyle olsun bakalım." Sehun onun dediğine itaat ederek takip etti. Otopark katına indiklerinde çıkış kapısının oradaki küçük köpek ve kediler istemsiz olarak dikkatini çekti Sehun'un.
Jong In, Sehun'u da peşinden sürükleyerek içeri girdi. "Jong In sen ciddi misin?" Sehun şaşkınlığını gizleme gereksinimi bile duymadan sordu. Bir köpeği olmasını her zaman çok istemişti. "Evet ciddiyim. İstediğini seçebilirsin." Söyledi Jong In. (Y/N: marketlerdeki petshoplar gibi düşünün gittikleri yeri.)
Sehun gidip bir süre köpeklere baktı. Beyazlı olan Sehun'un dikkatini çekmeye çalışıyordu. "Aralarındaki en yaramaz sensin sanırım." Sehun beyazlı köpeğin yanına oturduğunda Jong In onun bu çocuksu halini her şeyden daha çok sevdiğini fark etti. "Bunu mu istiyorsun Sehun?" Jong In sorduğunda Sehun kafasını sallayarak onayladı. Diğer köpeklere bakmamıştı bile.
"Neden hemen onu seçtin Sehun?" Sordu Jong In. Sehun'un kendisini duyup duymadığından emin bile değildi. Sehun onu umursamayıp köpekle oynamaya devam etti.
***
Ailelerine yeni katılan köpekle birlikte eve geldiklerinde Sehun yorgunlukla kendini koltuğa attı. "Duş alacak mısın Sehun?" Jong In, kendini Sehun'un yanına atarken sordu. "Yatmadan önce alacağım. Şimdi sadece yemek yiyelim. Karnım aç benim." Sehun söyledikten sonra ayaklandı. Jong In planını gerçekleştirme zamanı geldiğinde henüz birkaç adım atmış olan Sehun'un bileğinden tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren
FanfictionSehun, oldukça sakin, düzenli ve bir o kadar da iyi kalpli biriydi. Ailesi onu her zaman en iyi şekilde büyütmüş, elinden gelen her şeyi yapmıştı. Maddi durumları çok kötü değildi. Babası normal bir şirkette sekreterlik yapıyordu. Annesi de kendi ta...