*Jong In, Sehun'un yanına taşındıktan birkaç ay sonra.*
"Jong In uyanmayacak mısın artık?" Sehun yatakta yarı çıplak yatan bedenin yanına oturdu. Altında eşofman altı vardı. Üstü ise çıplaktı. Sehun artık her sabah bu görüntü ile karşılaşmaya oldukça alışmıştı. "Bugün pazar değil mi? Bırak uyuyayım Sehun." Mırıldanarak arkasını döndü Jong In. Uykusuna aşırı düşkün biriydi. Sehun her zaman bununla uğraşmaktan keyif alırdı. "Beş dakika içinde uyanmazsan intikamımı çok güzel alacağım Jong In." Sehun eğilip onun kulağına doğru fısıldadı.
Jong In çoktan uyanmıştı fakat, sırf Sehun ile vakit geçirebilmek için uyuyor numarası yapıyordu. Bu ikisinin de en güzel alışkanlıklarından biriydi. Sehun geri sayıma başladığında Jong In yavaşça ona doğru dönüp kendine oldukça yakın olan Sehun'un boynundan yakalayıp yatırarak üstüne çıktı. "Her sabah beni böyle uyandırmanın sebebi nedir Doktor Oh Sehun? Yanlış şeyler düşünmeli miyim?" sesi oldukça kışkırtıcı çıkmıştı Jong In'in.
Sehun ile uzun zamandır birliktelerdi fakat aralarında öpüşme ve sarılma haricinde herhangi bir yakınlaşma olmamıştı. İkisi de birbirini arzulasa da belli etmemişti. Sehun sırıttı duyduğu şeyle. "Düşünmeli misiniz Kim Jong In?" Sehun da sesini Jong In'in sesini taklit ederek ellerini üstündeki yarı çıplak bedenin sırtında sabitledi. Jong In karşısındaki bedenin ifadelerini inceledi bir süre. Hemen ardından daha önce de defalarca kez öpmüş olduğu dudaklara kapandı.
Dudakları birbiriyle dans etmeye devam ederken nefes almak için geri çekildi Jong In. Bir süre öylece birbirlerine baktılar. Birbirlerine olan bakışlarını dışarıdan biri görse kesinlikle birbirlerini delilercesine sevdiklerini anlayabilirdi. "Devam etmemi istiyor musun?" Jong In onun dudaklarına doğru üfledi nefesini.
Sehun kendinden geçmişti bile. Jong In'in dediklerini işitemiyordu. Hala çıplak sırtta olan ellerini bastırıp Jong In'i kendine doğru çekti. Dudakları tekrar birleştiğinde Jong In onayını almıştı. Şu dakikadan sonra durmayı da düşünmüyordu.
Soğuk ellerini Sehun'un üstünde oldukça büyük duran beyaz tişörtün içine daldırdı. Bu hareket Sehun'u ürpertse de sesini çıkarmadı. Ürperdiği kadar hoşuna da gitmişti. Beyaz teni okşamaya devam ederken dudaklarını Sehun'un dudaklarından ayırıp boynuna indirdi.
Sehun pantolonunun lastik kısmında dolaşan ellerle huylanıyor, bir o kadar da sabırsızlanıyordu. Jong In'in saçlarını okşamak için kahverengi saçlara attı ellerini. Yumuşak saçlar ellerinin arasında dans ederken gülümsedi Sehun.
Jong In'i ilk tanıdığı zaman 'ileride aranızda olacaklar' diyerek şuana kadar yaptıkları şeylerin listesini gösterselerdi Sehun kesinlikle inanmazdı. Sehun'un tişörtünü yukarı çekiştirip olabildiğince pratik şekilde çıkardı. Büyük, beyaz tişört yerdeki yerine indiğinde Jong In kaldığı işe geri döndü. Beyaz beden ona oldukça çekici görünmüştü o an. Eğilip açıkta kalan her yerine minik öpücükler bıraktı.
İkisinin de içinde uçuşan kelebeklerin haddi hesabı yoktu. İkisi de ilk defa bu hissi tadacaktı. Doğrulup, kendi üstündeki tüm kıyafetleri çıkardı Jong In. Ardından aynı işlemi Sehun'a da uyguladığında ikisi de tamamen çıplak kalmıştı. Şimdi rahat olabilirlerdi. Fakat ikisi de oldukça rahatsızdı. Sebebi birbirlerini ilk defa bu kadar çıplak görmüşlerdi. Uzun zamandır sevgili olmalarına rağmen hiç bu kadar yakınlaşmamış, birbirlerine olan mesafelerine dikkat etmişlerdi.
"Gerçekten istiyorsun değil mi?" Jong In son kez sordu Sehun'a. Emin olamıyordu. Onun canını acıtmaktan korkuyordu ve defalarca kez sormak istiyordu emin olmak için. "Eğer bir daha sorarsan kalkıp gideceğim Jong In." Sehun kararlı bir tonda söylediğinde Jong In onu onaylayıp uzanarak dudaklarını birleştirdi. Sehun'un öncesinde yatağa düşen elleri tekrar Jong In'in çıplak sırtında sabitlendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofren
FanfictionSehun, oldukça sakin, düzenli ve bir o kadar da iyi kalpli biriydi. Ailesi onu her zaman en iyi şekilde büyütmüş, elinden gelen her şeyi yapmıştı. Maddi durumları çok kötü değildi. Babası normal bir şirkette sekreterlik yapıyordu. Annesi de kendi ta...