0.8

25.6K 1.2K 394
                                    

9.Bölüm

"Yürü!" dedi sinirle kükreyen Deniz. "Düş önüme! Bana her şeyi anlatıyorsun!" Fazla sinirlenmişti. Herhangi bir erkeğin bile bana dik dik bakmasına çıldıran Deniz'in tüm olanları duyduktan sonraki tepkisini kestiremiyordum. Herhalde önce anonimi, sonra beni gebertirdi.

Kolumu, sıkıca kenetlenmiş parmaklarının arasından kurtarmaya çalıştım. Canımı acıtması falan umurumda değildi, herkes bize bakıyordu. Zaten okulun yarısı sevgili olduğumuzu düşündüğü için şuan karşılarında, bir çiftin kavgasını izliyormuş gibi bir halleri vardı. Gergedanlar işte.

"Deniz, biraz sakin olabilir misin?" Sessizce uyarmaya çalıştım. Bahçenin ortasında, kolumu sertçe geriye doğru savurdu.

"Olamam! Anlıyor musun, olamam! Lan orospu çocuğunun biri seni tehdit ediyor ve benim bundan haberim yok!" Bahçede nöbetçi öğretmenler dâhil herkes bize bakıyordu ve Deniz nazik sözlerini (!) haykırmaktan çekinmiyordu. Sinirli bakışlarımı gözlerine diktim. Niye biraz daha sakin olamıyordu?

"Angut gibi bağırmazsan anlatacağım." Tabii ki, anlatmayacaktım. Daha hiçbir şey bilmeden bu tepkileri veriyorsa, öğrendikten sonra gebertmekten de beter ederdi.

Gözlerini yumup, ellerini yumruk haline getirdi. Gözlerini açtığında, altıma edecektim. Bu çocuğun ters haline rastlamayın, ciddiyim.

"O benim arkadaşım, seni işletmiş." Zekâna hayranım, valla süper.

"Lan benim alnımda enayi mi yazıyor! Salak mı var senin karşında!" Müdürün bize doğru geldiğinde gördüğümde tabiri caizse götüm tutuşmuştu. Zaten benim velim falan gelmediği için beni her an tekrar yanına çağırmasını bekliyordum. Deniz ise, dediğim gibi müdürle resmen düşmanlardı. Bu yüzden, ikimizi mahvedecekti bu cins adam. Deniz'in koluna yapışıp, yalvarmaya başladım.

"Deniz, bak lütfen. Müdür geliyor." Kolunu ellerimin arasından çekerek, sesini daha da yükseltti.

"Lan, sikmişim müdürünü! Kim bu kim!" Ellerini saçlarının arasına geçirip, sertçe çekti. Sakinleşmek yerine daha da zıvanadan çıkıyordu.

"Ne oluyor, burada? Terbiyesizler! Siz ne zaman akıllanacaksınız? Ne zaman!" Müdür yanımıza geldiğinde, dönüp bakmamıştı bile. Berke salağı nerede Allah aşkına? Derin bir nefes alıp, müdürden özür diledim.

"Hocam ben ikimiz adına da özür dilerim. Ailevi bir durum vardı da, arkadaşı-" Müdür eliyle sözümü kesip, Deniz'e doğru döndü.

"Sen odama geliyorsun."

"Gelmiyorum!" Her şey daha da kötüleşirken, oturup ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Okuldan atılmak istemiyorsan, 5 dakika içinde odamdasın." deyip, okula doğru gitmeye başladı müdür. Müdürün iyice uzaklaşmasını beklerken, çevreme bakındım. Hâlâ herkes bize bakıyordu. Tabi şuan karşılarında kavga eden bir çift vardı onlar için.

Milletin ağzına daha fazla süs vermemek için, sımsıkı bir şekilde sarıldım ona. Eğer bana sarılmazsa, cidden bok çukuruna yuvarlanırdık. Hem herkes ayrıldığımızı düşünür en az 2 hafta herkesin dilinde dolaşırdık hem de Deniz'in bana olan güveninin feci derecede sarsıldığını anlardım ve bu durumda da kahrolurdum.

Neyse ki düşündüğüm gibi olmadı ve kolları belime sıkıca dolandı. Aramızdaki ilişki farklıydı, çok farklı. Herhangi iki arkadaş gibi değildik. Okuldaki dedikoduları kabul etmemizin nedeni ise, Deniz'in herkesin benden uzak duracağını düşünmesiydi. Başını saçlarımın arasına gömerek, derin bir nefes aldı.

"Senin için gidiyorum o odaya, ama döndüğümde her şeyi bana anlatıyorsun?" Başımla onayladığımda, saçlarımın arasına ufak bir öpücük kondurup hızlıca okula doğru ilerlemeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senin için gidiyorum o odaya, ama döndüğümde her şeyi bana anlatıyorsun?" Başımla onayladığımda, saçlarımın arasına ufak bir öpücük kondurup hızlıca okula doğru ilerlemeye başladı. Ben de etraftaki fısıltıları duymazdan gelerek, sınıfa gittim.

------------

"Kanka, altı üstü 2 gün okula gelmedim be. Keşke gelseydim bugün ya. Neler olmuş öyle?" Merve ile bizim evde dün geceki gibi tıkınarak, dertleşiyorduk. Bu sefer çikolata sosu ve çilek yerine, çay ve piskevit vardı menümüzde.

"La şey diyecektim. Berke neredeydi siz kavga ederken ya da sevdiceği?"

"Ne bileyim kanka? Yağmur sınıfından çıkmadı herhalde. Hiç görmedim yani. Berke'yi de Deniz bana konuşmaları göstermeden önce gördüm en son. Moron gibi bakıyordu bana. Sinirli gibiydi o da."

Piskeviti ortadan ikiye bölüp, çayıma batırdım. Bu ikisi de yakışıyordu ama.

"Neyse boş ver onları da. Sen engeli kaldıracak mısın?" Asla. Ben yapacağım şeyi o kadar iyi biliyordum ki.

"Hayır, yarın zaten bir şeyler yapacağım canım anonimim için."

"Ne yapacaksın lan? Çocuğu mu arayacaksın?" Kaşlarımı 'Bilmem' dercesine yukarı kaldırdığımda, bakışları iyici meraklı bir hale bürünmüştü. Telefonu çaldığında, yavaşça ayağa kalktı. Saat, 23.20 olmuştu. Geç bile kalmıştı.

"Annem kesecek beni." Yanaklarımı sulu bir şekilde öpüp, koşarak odadan çıktı. Ben de yarın için sabırsız bir şekilde uyumaya çalıştım.

-------------

Adımlarımı iyice yaklaştığım binanın önünde durdurup, telefonumu çantamdan çıkardım. Okula daha 1 saat vardı. Whatsapp'a girip, anonimin engelini kaldırdığımda, fazla sürmeyeceğini biliyordum. Çıldırması, fazla sürmeyecekti. Yaklaşık 10 dakika sonra tam da tahmin ettiğim gibi, telefonum bildirim yağmuruna maruz kalmıştı.

0555****: Sakın!

0555****: Bak pişman ederim seni Derinsu

0555****: Korkacağımı mı düşünüyorsun

0555****: Yap hadi tutmuyorum seni

Dudaklarımda oluşan alaycı gülüşle birlikte, telefonu geri çantama koydum ve merdivenin basamaklarını seri bir şekilde tırmanmaya başladım. Danışmaya gittiğimde, derin bir nefes aldım.

"İyi günler. Ben taciz ve tehditten bir numarayı ihbar etmek istiyordum."

-----------------------

Hepinize selamm! Derinsu, anonimi polise ihbar edecek. Karışsın bakalım ortalık. Ütamstzlmaüsas. Daha neler var neleeerrr :D Biraz uzun bir bölüm oldu bence. Diğer bölümde görüşmek üzere! Kendinize iyi bakın gençlerJ

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin bindin :D

Sizi seviyorum!

02.07.17

REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin