4.9

9.1K 412 735
                                    


75 yorum ve üstü ithaf alma hakkına sahiip! Vote vermeyi lütfen unutmayın :)

Multi: Derinsu Uz

50.BÖLÜM

Aklınızın tıkandığı, kalbinizin 'Ben buradayım!' diye haykırarak kendini belli ettiği, dilinizin dönmeye resmen mecalinin kalmadığı anlar vardır. O anları iki ayrı kefeye koyabiliriz.

Korktuğunuz bir an ve aşırı mutlu olduğunuz bir an.

Bedenimiz, iki anda da yaklaşık aynı tepkileri verir. Kalp atışlarınız hızlanır, kelimeler dilinizin tam ucunda kalır, dışarıya bir türlü erişemez. Hatta bazen hissettiğiniz duygular öyle yoğundur ki, göz bebekleriniz bile buna reaksiyon göstererek yaşlarla dolar.

Gözlerimi usulca kırpıştırarak, kendime gelmeye çalıştım. Ne demem gerekiyordu biliyordum ama sanki ağzıma kelepçe vurmuşlardı da açılmıyordu. Konuşamıyordum resmen. Ela gözleri gözlerime müthiş bir uyumla kenetlenmişken, dudaklarımı aralayıp da bir şey söylemek istemiyordum.

Bekledim, belki dakikalarca.

Her geçen saniye bakışlarındaki parlaklık etkisini yitirirken, kaşlarının arasında tahammül edemediğim bir isyan çukuru oluşuyordu. Güveni kendisini beklentiye sokarak, sarsılmasını sağlıyordu ve bu sarsıntı şimdilik sadece bakışlarına yansıyordu. Kendimi zorlayabildiğim kadar zorladım ve resmen birbirine yapışmış dudaklarımı yavaşça araladım.

Ve fısıldadım. "Kabul."

O ışıltı anında geri eski yerine gelirken, memnuniyetini dudaklarını kıvırarak belli etti. Yere dayadığı dizini doğrultarak yavaşça ayağa kalktı ve etrafına kafası karışmış bir halde baktı.  Geri bana döndüğünde ise dişlerini gizlemeyi başaramayan bir gülüş vardı dudaklarında.

"Ciddi misin? Bu kadar kolay mıydı?" İsyanı sadece kafasının karıştığını belli eden türlerdendi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ciddi misin? Bu kadar kolay mıydı?" İsyanı sadece kafasının karıştığını belli eden türlerdendi. Muzip bir şekilde gülümsedim ve karşılık verdim.

"İstersen zorlaştırabilirim senin için."

"Yok, şey..." duraksayıp elini ensesine attı. "Anasını satayım şu okuldaki ergenlerle takıla takıla iyice onlara benzedim!"

Başını yukarıya kaldırarak sarf ettiği sözlere karşın, kıkırdadım. Küçük bir çocuktan farkı yoktu resmen şuan. Gülüşümü duyup, başını eğdi ve dikkatli bir şekilde bakmaya başladı. İkimiz de ne yapacağımızı bilemez bir halde bocalamıştık resmen.

Rolü gerçeğe çevirmek beklemediğimiz bir şeydi ve bu durum bizi kısıtlamıştı. Sanki yanlış bir kelime kursak her şey bozulacakmış gibi geliyordu ve bu durum da garipsememize yol açıyordu.

Hissettiğimiz hayal, ruhunu hakikate teslim etmişti.

"Şimdi istediğim an seni öpebilecek miyim? Evet, lan!" diye bağırıp bir anda kollarını bedenime sardı ve havalandığımı hissettim. Artık kahkahalarımı durduramazken, tören olduğunu ikimiz de unutmuştuk. Aklıma mızrak gibi saplanan bu şey utanmamı sağlamıştı çünkü neredeyse herkes bize bakıyordu!

REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin