13.Bölüm
Sokağa adımımı atmamla birlikte, derin bir nefes aldım. Birilerine ihtiyacım vardı fakat Merve, evde değildi. Ailesi ile akraba ziyaretine gitmişlerdi. Geriye tek bir seçeneğim kalıyordu; Deniz.
-Deniz aranıyor-
Ağladığım için, burnum akmaya başlamıştı bile. Kısa bir süre çaldıktan sonra, nefes nefese açtı telefonu.
"Alo? Derinsu, ben seni birazdan arayacağım gü- güzelim." Aklıma fesat düşünceler gelse de anında geri kovdum. Deniz, kızlarla tek gece gönül eğlendirecek kadar şerefsiz birisi değildi.
"Neler oluyor?" dedim. Cevap vermeden kapattı telefonu. Birden vücudumu bir titreme aldı. Üşüdüm. Yalnız olduğumu hissediyordum. Kimse yoktu çevremde. En kötü günlerimden birinde, başımı omzuna yaslayıp rahatça ağlayabileceğim kimse yoktu çevremde. Sol gözümden akan yaşla birlikte, apartmanın dışındaki merdivenlere çömeldim. Sokakta, bizim evden gelen bağırış sesleri ve köpeklerin kavgasından başka ses yoktu.
Daha fazla gürültü duymak istemediğimden yavaşça kalktım ayağa. Telefonuma gelen mesaj sesiyle, irkildim.
0555****: Lan o telefona neden cevap verilmiyor? Hayırdır?
Anonimin verdiği telefonu yanıma almamıştım. Boşuna yük yapmasına gerek yoktu. Geri verecektim zaten.
Derinsu: Uyuyakalmışım. Ayrıca o telefona yazma, yazacaksan buraya yaz. Geri alabilirsin o telefonu.
0555****: Sen nasıl istersen, ee napıyorsun?
Ona, bir an şu bulunduğum durumu anlatmak istemiştim. Ama sadece, bir an.
Derinsu: Hiç, yemek yiyeceğim. Sonra konuşuruz.
Telefonu cebime sokup, caddeye doğru yürümeye başladım. Sokaklar pek tekin değildi. Caddeye çıkmamla birlikte, biraz dolaşmaya başladım. Mağazalar ne kadar kapanmış olsa da cafe-bar tarzı yerler açıktı ve bu yüzden cadde olması gerektiğinden daha kalabalıktı. Sevgililer, kafayı bulmuş bir şekilde başıboş gezinenler, arkadaş grupları...
Hepsi o kadar fazla gelmişti ki başım dönmeye başlamıştı. Rotamı, sahile yönlendirdim. Kafamı dinlendirmeye ihtiyacım vardı. Saate bakmak için telefonu elime aldığımda Deniz'den 3 cevapsız arama geldiğini gördüm. Sıkıntılı bir nefes alıp, aramalarına geri döndüm.
-Deniz aranıyor-
"Alo, Deniz?"
"Derinsu, nasılsın güzelim?" Sıkıntılı bir nefesi daha, denizin hırçın dalgalarına bakarak koy verdim.
"Olması gerektiği gibi."
"Dışarıda mısın sen?" Arkadan gelen korna ve dalga sesleri dikkatini çekmiş olmalıydı.
"Evet, sahildeyim."
"5 dakikaya oradayım." dediğinde gelmesini istemiyordum. Kabul, evden çıkınca birisine ihtiyacım vardı fakat şimdi de kimseyi istemiyordum yanımda. Yine de bir şey demeden, kapattım telefonu. Oturuşumu daha da yayvan bir pozisyona getirerek, banka daha çok yaslandım. Aşağıda içenler çok fazlaydı. Fakat gitar çalıp keyif yapanlar da bir o kadar fazla.
Hayat çok garipti, öyle değil mi? İki taraf vardı.
1- Acı çekenler ve daima çekmeye mahkûm olanların yaşadığı hayatlar.
2-Umursamamayı öğrenmiş ve bu durumun keyfini çıkartanların yaşadığı hayatlar.
Ben mi? Ben, her zaman 2. seçenek olmayı tercih ederdim fakat ne yazık ki başaramazdım. Ama 1.seçenekteki gibi, çekilmesi berbat olan bir hayata da sahip değildim. Araftaydım. Bu iki seçenek arasında sıkışıp kalmıştım. Fakat şuan 1. Seçenek daha ağır basıyordu.
Omuzlarıma bırakılan şalla birlikte hızlıca arkama döndüm. Deniz'in buruk gülümsemesini gördüğümde, geri denize doğru döndüm. Yanıma yavaşça ilişti. Ve hiçbir şey demeden beni göğsüne doğru çekti. Sanki bombanın pimi bir anda çekilmiş gibi hıçkıra hıçkıra, tüm acılarımın geceye sızması dileğiyle, ağladım. Belki dakikalarca, belki saatlerce artık tükenme noktasına gelene kadar, ağladım.
En sonunda biraz olsun sakinleştiğimde, başımı göğsünden ayırıp, gözlerime bakmaya başladı. O kadar güzel ve anlamlı bakıyordu ki, bir de bu yüzden ağlamak istedim fütursuzca. Gözyaşlarımı parmaklarıyla silip, anlıma derin bir öpücük bıraktı.
"Şimdi bana ne olduğunu söylemek ister misin?" Başımla onayladım.
"Babam..." derin bir nefes eşliğinde devam ettim."Annemi aldatıyormuş."
Gözlerinde gördüğüm sarsılmayla birlikte iyici kötü hissetsem de, artık ağlamaya niyetim yoktu. Uğruna ağladığım kişi her ne kadar babam olsa da, şeref yoksunuydu. Ve daha fazla onun için ağlamam hem annem hem de kendime saygısızlıktan başka hiçbir şey değildi.
"Şey, artık kalkalım mı?" dememle birlikte, içten bir şekilde gülümsedi. Benim toparlanmam için hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu ve ben bu yüzden bu çocuğa hayrandım.
Sahil boyunca yavaş bir şekilde yürümeye başladığımızda, elini belime atıp sertçe kendine çekti. Çünkü karşımızda 4-5 kişilik, kafayı buldukları için durmadan kahkaha atan bir grup vardı. Onlara daha fazla bakmayarak, telefonumu çantamdan çıkardım. Saat 02.45'i gösteriyordu. Cevapsız aramaların üzerine geldiğimde annemin defalarca kez aramış olduğunu gördüm.
-Sultan aranıyor-
Aramayı direk cevapladığında, endişeli sesi kulağıma ulaştı."Kızım, neredesin sen? Kaç saat oldu? Hem gecenin bu saati?"
"Sakin ol anne, Deniz yanımda. Sahildeydik. Geliyoruz şimdi." Rahat bir nefes almasıyla, kendimi kötü hissettim. Annemle o adamın yüzleşmesi için evden çıkmıştım fakat yine de annemi yalnız bırakmıştım.
"İyi bari, dikkat edin. Bekliyorum."
"Yok anneciğim sen uyu, bende anahtar var zaten." deyip aramayı sonlandırdım.
Yürümeye devam ederken birden telefonum titremeye başladı.
-0555**** arıyor-
Nefesimi tutmamla birlikte, telefonun elimden sertçe çekilmesi bir oldu. Deniz'in kararan bakışlarını görmemle birlikte bir gün içinde daha neler yaşayabileceğimi düşünüyordum. Boynundaki damarlar belirginliğini arttırırken,
"Bu o, orospu çocuğu değil mi lan!" diye haykırdı. Allahım, sen yardım et.
-----------------------------
Bu bölüm tarzıma pek uymasa da geçiş zamanlarındayız. Yani hikâye tepetaklak olacak arkadaşlar. Bunun için de bu bölümler olmak zorunda. Az kaldı az. Çok heyecanlandım şimdi ümkzlkaüzslmaz.
Oy ve yorumlarınızı unutmayınız lüüütfen :D Aman be yapmazsanız yapmayın alla alla svçlzslszlaüsz
Sizi gerçekten seviyorum. Bazen böyle acaba bölüm okuyan gözlerinden mi öpsem falan diyordum ama artık demiyorum. Çünkü gözden öpmek ayrılığı da beraberinde getirirmiş. O yüzden NÖ. Kocaman öpücüklerle.
İnstagram: sedanurgurbuz_
14.07.17
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REİS
Teen Fiction*TAMAMLANDI* Tekrardan kıpırdanıp kaçmaya çalıştığımda, arkamdan sarıldı ve iyice kendine bastırdı. Dirseğimi sarhoş adamın karın boşluğuna tüm gücümle geçirdiğimde pek bir etki etmemişti. Birden belimdeki kollar geriye doğru çekildi ve büyük bir pa...