4.7

8.5K 484 690
                                    

          

Multi: G-Eazy& Halsey- Him&I

48.BÖLÜM

HEY BİR SANİYE! 5000 KELİMELİK REKOR UZUNLUK VE KISACIK BİR ZAMANDA YAYINLADIM GARİ BU BÖLÜMÜ. VOTE VE YORUMU ÇOK GÖRMEYİN. ÖZELLİKLE YORUMLARI ÇÜNKÜ ONLARI OKUMAYI ÇOK SEVİYORUM :)

Bir insan hayatının dönüm noktası sayabileceği bir olayı yaşarken hep aynı duyguları mı hisseder? Kendi adıma konuşacak olursam, tabii ki hayır. Neden mi? Çünkü o kişinin dönüm noktası dediği olay gereğinden fazla güzel bir olay da olabilir, tam aksi de.

Mesela bir birey yurt dışında okumayı hayal ettiği okuldan burs kazanmıştır ve o ülkeye, o okula ayak bastığı an onun için büyük bir dönüm noktasıdır, unutamayacağı ve hayatını tamamen değiştiren bir olaydır. Ama tüm bunları yaşarken o kişi, pek tabii oldukça kıvançlı ve huzurlu hisseder kendisini.

Ya da bir kadın düşünün. Gözü bir adamın aşkından kör ve o adam için zamanında birçok zorluğa, acıya, kedere göğüs gerip sonunda onu elde etmiş bir kadın. Adamla evlendiğini ve daha evliliklerinin ilk yılında adamın onu acımasız bir şekilde aldattığını. Kadının gözyaşları içinde o adamı ve metresini yatakta yakaladığını. İşte bu kişi için de bu yaşadığı ihanet onun hayatı için dönüm noktasıdır. Adamdan boşanmasa bile bir daha ona güvenememesi, adamın taptığı yüzünün artık ona hiçbir şey hissettirmemesi veya her baktığında acı çekmesi.

Bu olaylar birbirine takıla takıla müthiş bir zinciri oluşturur. Her insanın başından geçmiş büyük olaylar vardır ve benim hayatımda iki olay olmuştu. Birincisi; Aykan'ın varlığı. İkincisi ise babamın annemi aldatması.

Her zaman dediğim gibi Aykan hayatıma girdiğinden beri bir daha asla tekdüze bir yaşam sürememiş, hep bi' aksiyonun içinde buluvermiştim kendimi. Bundan hep şikâyetçi olsam bile sanırım artık yavaş yavaş alışıyor ve isyan etmiyordum.

Babam ise, fazla söz etmeme gerek yoktu. Annem ile boşanmalarının hemen ardından ikimizin de hayatından öyle bir çıkıp gitmişti ki ne olduğunu anlayamamıştım. Tabii o zamanlar Aykan ve Deniz ile fazlasıyla uğraştığım için de fark edememiş olabilirim bilmiyorum ancak gün geçtikçe göğsümdeki ağırlığını hissediyordum.

O, on yedi senelik kızını birkaç aylık –bildiğimiz kadarıyla- bir kadına değişmiş adamdı. Adam lafını taşıyan birisiydi. Arkasında ağlamak, kendimi üzmek hatta aklıma bile getirmek istemiyordum ama elimde olmuyordu. Birkaç satir yatağımda uzanmış sadece babamı ve şuan ne yaptığını düşünüyordum. Acaba mutlu muydu?

Bizi hiç düşünüyor muydu?

Boşandıkları birkaç haftalık süreçte durmadan arıyordu, ben her ne kadar açmasam da. Bana ve anneme açtığı banka hesabına para yatırdığını söylüyordu ama dediğim gibi üzerinden aylar geçmişti. Banka hesaplarının hâlâ varlığını sürdürmesi bile meçhuldü. Daha fazla düşünmemek için başımı iki yana salladım ve başka şeyler düşünmek için kendimi zorladım.

Ah buldum, Aykan. 

Onunla konuştuğumdan beri bir oraya bir buraya devrilip, tembellik yapıyordum. Beyefendinin nerelerde sürttüğünü düşünmemeye çalışsam da aptal kafam onu da başaramıyordu. Düşüncelerim sonucu ise bir karara varmıştım, tatil beldesi olan yerdeydi. Evet, evet. Eminim. Yoksa mahalle ya da apartman adı falan verirdi. Anlayamadığım şu ki; neden? Ne yapıyorsun geri zekâlı Bodrumda?

Allahım, ben neden böyle bir akılsızı seviyorum?

Telefonumun bildirim sesiyle irkilip, yatakta doğruldum. Bacaklarıma örttüğüm pikeyi tekmeleyerek üstümden fırlatıp ayağa kalktım ve masanın üstündeki telefonuma doğru ilerledim. Mesaj gelmişti.

REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin