Multimedia; Kağan ve Nehir. Karakterleri değiştirdim;) Nehir'i önceki bölümlerde mavi gözlü verdiğimi hatırlıyorum, artık karakter Daniella Campbell ve kendisi yeşil gözlü😋 Karakter resmi isteyenleri aydınlatayım. Erkek karakterse Edis;)
Bölüm parcası; Feride Hilal Akın-Ayrılık Zor. (Dinleyerek okursanız daha iyi hissedersiniz;))
•
Bedenimin soğuk parkeler üzerinde titreyişi saniyeler geçtikçe artarken, güneşi kovalayan göz bebeklerimin inadına göz kapaklarım kırpraşarak yanan gözlerimi açmaya zorladı. Gözlerimin acı veren açılışı yüzümü buruştururken genzimden gelen öksürükle kabaca öksürmeye başladım, boğazıma tırmanan safrayı hissediyordum. Midem bulanıyordu.Başım ve saçlarım inatla kapımın önündeki soğuk parkelerden ayrılmazken kendimi kaldırmaya mecal bulamıyordum, sanki iskelet sistemim inflak etmiş, et yığını gibi kalakalmıştım. Ne hareket edebiliyor, ne nefes alabiliyordum. Boş bir et parçası gibiydim. Duygularım geri dönüşü olmayan tabutlara koyulmuş, yerin yedi kat altına atılmış gibiydi.
Boğazımda yükselen safranın ilerleyişini yutkunarak durdurmaya çalışırken o ses duyuldu,
Dış kapının kapandığındaki tok sesi.
Gitti...
Acıyan retinam karşıdan gelen ışığa daha fazla dayanamayarak kapandığında kendimi dün geceyi hatırlamaya zorladım.
Kağan'ın dudakları,
Kapanan gözleri,
Ebru'nun dudaklarını sarmalayışı...
Hepsi tek tek gözümün önünden geçerken boğazımda yükselen safra ağzıma acı tadını bırakarak dolan gözlerimdeki damlanın parkelere düşmesine neden oldu. Sessiz odada o damlanın minik pıtırtısı duyuldu. Can vermişti.
Koştuğumu hatırlıyordum.
Deli gibi koştuğumu hatırlıyordum ve yağmur beni yıkamak istercesine, deli gibi yağıyordu.
Odama nasıl gelip kapının ardına bırakmıştım bedenimi bilmiyorum ama çok geçmedende O gelmişti.
Uğuldayan kulaklarımın duymadığı, beynimin anlamadığı şeyler söylüyordu sürekli. Kapıya sırtımı dayamış deli gibi ağlarken sesi hıçkırığıma karışıyor sessiz çığlıklar atarak yok oluyordu.
Onu öpmüştü.
O lanet kızı gözlerimin önünde öpmüştü ve benim içimde ondan olan parçamı yok etmişti.
Hissedebiliyordum, organlarımın yerinde koca bir boşluk vardı. Kalbim atmayı dün gecede bırakmış, göz pınarlarım yağmurda kurumuştu.
Omuzlarım şiddetle inip kalkarken göz kapaklarım tekrar kıpırdandı. Bu kez ilk seferki kadar acı vermesede yanıyordu.
Gece boyu ağlamış, sonrada uyuyakalmıştım. Kağan bir tahta boyu uzağımdaydı ve ben ona sarılamıyordum. Artıkta sarılamayacaktım, ne garip.
Burnumu kabaca çekerken ellerimi yere koyup kendimi yerden ittirmeye çalıştım. Başım hareketimle daha çok dönerken midemdeki kasılma boğazımı ikinci bir safra saldırına maruz bıraktı. Elimi ağzıma kapatıp yrmrk borumun ters yöne hareketini durdurmak isterken, bedenim dönen başıma aldırmadan ayaklandı. Yere sarsıntılı adımlar atıp duvardan destek alarak banyoya yürümeye çalıştım.
Gözlerimden süzülen yaşlar yanaklarım boyunca uzanıp çenemde büyük damlacıklar oluştururken, çeneme tutunamayan damlalar boynum boyunca akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN ERİĞİ
Humor"Can Eriği kadar seviyorum onu. Hani çocukken bahçelerden tırtıkladığımız yeşil yeşil erikler vardı ya. İşte onlar kadar." •...