2- ''Tutmayın beni!''

728 110 62
                                    

BÖLÜM 2 ''Tutmayın beni!''

İlknur yaklaşık olarak 20 dakika sonra babasının arabası ile kafenin önünde durduğunda üzerimdeki rahatsız edici bakışlardan kurtulmuştum. Hızla arabaya binip arka koltuğa oturdum.

''Hilal?'' diye şaşkınlıkla arkasına döndü İlknur. Ön koltukta Muzaffer Amca'nın yanında oturuyordu.

İlknur aniden burnunu kapayıp gözlerini kocaman açtı, ''Yoksa kanalizasyona mı düştün?''

Gözlerimi pörtletip baktım. ''Yok artık. Çamura girdim.''

İlknur elini burnundan çekip iyice arkasına döndü. ''Nasıl becerdin, Allah aşkına?''

''Bir düzine köpek peşime düşünce koşmaya başladım. Ayağımı burkmuş bulunduğum içinde düştüm işte. Moralim bozuk konuşma benimle.'' dedim. Sinirimi ondan çıkarabilirdim ki, bunu hiç istemezdim. Anlayışla başını salladı ve önüne döndü.
''Kusura bakma Muzaffer Amca. Seni de işinden ettim.''

Muzaffer Amca önemsiz olduğunu söyleyerek beni geçiştirdi ve evimin önünde beni bıraktı.

''Bende geleyim mi?'' dedi İlknur. İsterse gelebileceğini söyledim ve bahçe kapısından içeriye girdim. Güvenlik görevlisine başımla selam verdim ve üzerimdeki meraklı bakışlarını görmezden geldim.

Studio dairelerin olduğu bir sitede oturuyordum ve giriş çıkışlarımız güvenlikçi abi tarafından kontrol ediliyordu. B bloktan girip ikinci kata çıktım ve eve girer girmez kendimi banyoya attım.

''Bilgisayarını aldım!'' diye içerden bağıran İlknur'a cevap vermedim ve sıcak bir duş aldım. Duş o kadar iyi gelmişti ki bedenime uyuşuklukla yatağıma uzandım. İlknur sanırım mutfaktaydı, umursamadım ve gözlerimi kapadım. Uykuya dalmam çok kısa sürdü.


***


 ''Bir daha aklına uyup köpek peşinde koşturursam ne olayım Ömer. Böyle yakışıklı bir adam köpek mi gezdirirmiş ya!'' diye sinirle bağırdı Oğuz. Duştan yeni çıkmıştı ve açık kahve saçlarını özenle kuruluyordu. 


''Ya, her dakika şu yakışıklılığını gözümüze sokup durma.'' Ömer'in cevabı gecikmemişti. Mutfaktan çıkıp saçlarını karıştırdı ve tişörtünün kıvırdığı uçlarının arasında oluşan çukura doluşturduğu abur cuburlarla salona geçti. Beyaz çikolatayı yiyip, mutlu bir şekilde mırıldandı.
''O değilde, yine işsiz kaldık.''

Oğuz, sinirle eline geçirdiği beyaz kırlenti Ömer'in ensesine vurdu. Ömer ise gözlerini büyüterek boğazında kalan lokma ile öksürerek öne doğru eğildi.

''Neden acaba?''

Ömer sessiz kalmayı tercih ederek ayaklarını önündeki ahşap sehpaya uzattı. Oğuz ise kucağına aldığı dizüstü bilgisayarı ile sosyal medya hesabına girerek amaçsızca dolaşmaya başladı. Ekranda Adriana Lima adlı genç modelin fotoğrafı belirince Ömer'in tüm ilgisi biranda bilgisayara kaydı. Ağzındaki lokmayı zoraki yutup, ''Adriana mı o?'' dedi.

Oğuz başıyla onayladı. ''Metin diye biriyle çıkıyormuş. Görüyor musun? Adriana'yı da elden kaçırdık.''

''Türk'le mi çıkıyormuş? Vay koçuma benim.'' diye mırıldandı Ömer. Oğuz internette gezinmeye devam ederken karşısına çıkan resim ile duraksadı ve biçimli kaşlarını çattı.

Ekranda oldukça güzel, genç bir kadın ile sarmaş dolaş olduğu yaşlı bir adamın fotoğrafı vardı. Altındaki yorumlara girdiğinde nişanlı olduklarını görünce kaşları daha da çok çatıldı.

Göze Göz Dişe DişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin