BÖLÜM 9 ''Romeo&Juliet''
İlknur koşa koşa salona girdiğinde beklemeden kendisini koltuğa attı. Avına atlayan hayvan gibi yanıma atlayınca sol yanım kısa bir anlığına felç geçirmişti.
Hafifçe öksürüp, baygın bakışlarımı ona yönelttim. ''Ne oluyor?''''Ay, dur!'' deyip önce soluklandı. Haber yetiştirme heyecanı ile koşa koşa gelince soluk soluğa kalmıştı.
''Tatlım, mutfakla salon arası toplasan on adım etmez. Gittikçe tembelleşiyorsun sen.''
Sözüm üzerine İlknur bana öyle bir bakış attı ki, korkuyla yutkundum.Villadan azar işiterek döndüğümüzden beri İlknur benim yanımda kalıyordu. Çünkü kirayı sürekli olarak gecikmeli ödediğim için ev sahibi bana diklenmiş ve bir sonraki ayın kirasını bu hafta içinde ödememi söylemişti.
Gıcık şey...
İlknur'un da yanımda bulunma sebebi, kiracıyı ikna etmekti ancak bunu başaramayınca yanımda kalarak birlikte iş aramaya başlamıştık. Dün bir güzellik merkezi ile anlaşmıştım, 2 haftalık deneme süresi için bir kuaförde çalışacaktım.''Bak, elaleme rezil olmuşuz. Vah ben nerelere gideyim? Anamlara ne söyleyeyim?''
Telaşla İlknur'un bana uzattığı telefonu elime aldım ve ekrandaki videoya baktım.
Telefondan gelen çığlık sesleri, ciğerimden yükselen haykırışların yansımasıydı.Ekranda benim ve İlknur'un geçen hafta, Zilal Hanım'ın villasında yaşadığımız korkunç şakanın videosu vardı. Video cam kapının arkasından çekilmişti, koltuğun arkasına saklandığımız andan, arka kapıdan çıkıp Ömer'i gördüğümüz ana kadardı. Deli gibi çığlık atıp yerimizde tepindiğimiz ve benim yere düşme anım tüm sosyal medya kullanıcılarına yayılmıştı.
Gerçekten rezil olmuştuk.Videoyu paylaşan bir tumblr hesabıydı, 1,365 görüntülenmesi vardı. Hiç şüphesiz ki, Ömer ve Oğuz bu videoyu paylaşmış ve daha sonrada instagrama yaymışlardı.
''Oha! Görüyor musun? Millete rezil etmişler bizi.''
İlknur ağlamaklı bir sesle beni onayladı. ''Hayır, güzel çıkmış olsam bir şey demezdim. Ama kükrer gibi çığlık atmışız. Birde sen sümük gibi yere yapışmışsın. Leydi gibi düşsene yere, ünlü olacağımıza kepaze olmuşuz.''Şaşkınlıkla İlknur'a baktım. ''Allah aşkına, leydi gibi nasıl yere düşülüyormuş, bir göstersene.''
İlknur ayağa kalkıp saçlarını hafifçe geriye savurdu. Narin narin sesler çıkararak elinin tersini alnına yasladı ve dizlerini büküp önce yere oturdu, ardından da yere uzanıp gözlerini kapattı.Bu bayılmak değildi bence... Bir insan böyle bayılamazdı. Bayılırsa da ben ona insan demezdim.
Yerde yatan İlknur'un ayağına tekme attım. ''O nasıl bayılmak? Kraliçe Elizabeth görse tacını bırakır. Böyle mantıksız hareketlerde bulunma bence.''
İlknur'a kınar gibi baktım. O da hızla ayağa kalktı ve yanıma oturdu. ''O değilde, bizim şimdi bunlara karşılık vermemiz lazım.''İlknur'un bu kinci tavrını alkışladım. Çünkü alkışlanmayı hak ediyordu, rezilliğimizi yerde bırakamazdık.
''Bizdeki fotoğraflarını paylaşalım.''
Elimizde Oğuz ve Ömer'e ait rezil olacakları fotoğraflar vardı, tabii. Bebek bezinin üzerine düştüğü an, acı yemeği yedikten sonraki halleri, Nilsu üzerine kustuğu andaki Ömer'in surat ifadesi...İlknur beni onaylayıp ikimizdeki fotoğrafları birleştirdi ve önce Oğuz'un hesabını bulup ona yolladı, ardından da bildiği komedi sayfalarına mesaj attı.
İlknur ile bir beşlik çaktıktan sonra çalan telefonuma kısa bir bakış attım. Merve arıyordu...Çağrıyı cevapladığımda, ''Efendim canım?'' dedim.
''Alo Hilal. Nasılsın fıstık?''
Merve'nin neşeli sesi üzerine gülümsedim. ''İyiyim rapunzel, sen nasılsın? Senin iş nasıl gidiyor?''
İnsanlara lakap takmayı çok severdim, Merve'nin upuzun siyah saçları olduğu içinde ona Rapunzel lakabını takmıştım.
''Harikayım!'' diye bağırınca telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. İlknur merakla yanıma geldi. ''Hayırdır, ne bu sevinç patlaması?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göze Göz Dişe Diş
Humor#24 Mizah Rekor Çenesinin düşük olmasıyla bilinen ve oldukça şanssız bir kız olan Hilal'in bir gün Oğuz ve Ömer ikilisiyle karşılaşmasıyla hayatı daha da karmaşık hale gelir. İlknur'un sinsi planlarıyla başlayan; Oğuz'un komplolarıyla devam eden ve...