4- ''Yine yine, yeniden karma kılıklılar.''

655 109 30
                                    


Multimedia, Ömer.

BÖLÜM 4 ''Yine yine, yeniden karma kılıklılar.''

''Ya kardeşim, bir git işine. Ben kim, çocuk bakmak kim, Allah aşkına...'' dedi Oğuz, sıkıntıyla kendini ikili beyaz kanepeye atarak. Biraz önce gelen iş teklifini, sırf kendine yakışık bulmadığı için reddetmişti.

''Ya oğlum, salak mısın sen? Kirayı nasıl ödemeyi düşünüyorsun? Al işte sana fıstık gibi iş.''

Oğuz, yüzünü sıvazlayıp masada duran kumandayı eline aldı ve kanalları değiştirmeye başladı. ''Neresi fıstık? İki çocuğun kıçını temizleyip adımı mı çıkarayım? Yok almayayım.''

Ömer, söylene söylene Oğuz'un yanına oturdu ve ayaklarını sehpanın üzerine uzattı. ''Yok, sen böyle değildin. Sonradan geri zekâlı oldun.'' Devam etti. ''Bak, kira parası çıkmıyor. Bu işi almamız lazım. Hem çocuklar zaten küçük; otur dedin mi oturacak, kalk dedin mi kalkacaklar. Hem bak, bende seninle gelirim. Alt tarafı 3 gün bakacağız. Zaten anne ve babası evde de olmayacakmış. Çok para verecekler, ev tamamen bize kalacak oğlum.'' Sonlara doğru sesi keyifle çıkmıştı.

''Diyorsun?'' diye sordu önce. Bir süre Ömer'in dediklerini düşündü. Anne ve babaları yokken çocuklarla gayet rahat ilgilenebilirdi. Üstelik yalnızda olmayacaktı, Ömer daha önce kuzenleri ile çok vakit geçiren birisiydi. 3 gün...

''Of, tamam. Arada kabul ettiğimizi söyle.''

Ömer keyifle gülümseyip arkasına yaslandı ve kumandayı Oğuz'un elinden aldı. ''Sonunda!'' ''Şimdi geri aramak olmaz ama zaten başvuranlar arasından genç olduğumuz için bizi seçmişler. Yani başka birilerini aramaları pek mümkün değil. Normalde yarın görüşme vardı, erkenden gider konuşuruz.''
Ömer kanalları gezerken, her zaman izlediği çizgi film kanalında duraksadı. Tüm dikkati ekrana çevrilirken, Oğuz tarafından ensesine kırlent yemişti.


***



İlknur, her türlü işi yapabileceği söylediğim için internetten bulduğu tüm iş ilanlarının altına ismimi ve numaramı bırakıyordu. İnternet siteleri ile pek aram olmadığı için benim için bu işi yapmasını minnetle karşılıyordum. Geçen hafta bakıcılık işi üzerine kurulmuş şirkete başvuru yapmıştım.

Dün, geç vakitlerde ise yabancı bir numara beni aramış ve 3 günlük 2 çocuğa bakıcılık yapıp yapamayacağımı sormuştu. İki çocuk benim için biraz sorun yaratabilirdi ama ev sahipleri şehir dışında olacağını ve bir arkadaşım ile gelebileceğimi söyleyince hemen kabul etmiştim ve bugün de görüşmeye gidecektim.

''Hazır mısın İlknur?'' diye içeriye doğru seslendim. Dünkü görüşmeden sonra İlknur gece bende kalmıştı çünkü benim evden ulaşım daha rahattı.

İlknur yanıma geldiğinde evin anahtarını aldım ve dışarıya çıktık. Durağa vardığımızda kalkmak üzere olan otobüse yetiştik ve görüşme için gideceğimiz durakta da indik.

İlknur, hayran hayran etrafımızdaki dubleks villalara bakarken, ben eve doğru ilerledim. ''Gel, gecikmeyelim.''

''Yahu ben burada yaşasam, egomdan yüzüme bakamazdınız. Şu evlerin güzelliğine bak. Galiba havuzları da var.'' İlknur'un ağzı peş karış açık, komik bir şekilde konuşması üzerine kıkırdadım.

''Hani para seni satın alamazdı?'' dedim, birkaç gün öncesini hatırlayarak. Omzuma sert bir yumruk geçirdiğinde gülümsemem aniden yüzümden silindi. Canım acımıştı...

Göze Göz Dişe DişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin