Şirket portföyüne yeni katılan müşteri sayesinde keyfi yerindeydi Fırat'ın.
"Sana da teşekkür ederim, Tuğra," dedi, "bu anlaşmanın gerçekleşmesinde büyük payın var."
Gülümsedi kadın: "Aileyi tanırım, dürüst insanlardır. İş referansı açısından da faydası dokunacak sana." Evet, kimse yokken senli-benli konuşuyorlardı artık. Yavaş ve güvenle gelişen bir dostluk doğmuştu aralarında.
"Beş sene boyunca tüm hesaplarını biz raporlayacağız..."
Patronunun son söylediğiyle, beyninde bir şimşek çaktı sekreterin. Adam konuşmasını sürdürürken, kelimeler, cümleler uçup gitmiş, transa geçmişti sanki: "Beş sene boyunca hesaplarını biz raporlayacağız." diye tekrar etti bir kaç kez.
"Evet." dedi bu tepki karşısında Fırat, "Hesapları biz raporlayacağız. Yeminli Mali Müşaviriz ya biz?"
"Yeminli mali müşavir... Doğru biz yeminli mali müşaviriz..." Acı kahve gözleri yanıp sönmeye başlamıştı.
"Neler oluyor? İyi misin sen?" diye sordu artık endişeyle patron, bu tepkiler Tuğra için bile fazlasıyla garipti.
"Fırat," dedi kadın sesi titreyerek. "biz yeminli mali müşaviriz ya..."
"Evet."
"Muhasebe kayıtlarını biz denetleriz ya..."
"Ee...."
"Yakut'un şirketi de kayıtlarını böyle bir yere denetletiyor, her sene rapor alıyordu..."
"Eeee...."
"Muhasebe kayıtlarının orjinalini henüz bulamadık ama, o şirketin mali denetim raporları arşivinde vardır. Belki yararı dokunur."
"Kesinlikle." dedi adam.
Elindeki dosyaları masaya fırlatan Tuğra, heyecanla odada bir ileri bir geri dolaşmaya başladı: "Ben," dedi, "şirketin adını hatırlamıyorum, ama Yakut bilir. Kutay, oradan ihtiyaç duyduğumuz bilgileri alabilir. Ne yapsam şimdi. Ha, ne yapsam?"
"E, avukatını ara istersen." dedi Fırat ve dayanamayarak kahkaha attı. O da ümitlenmişti.
****
Tuğra ile Yakut evleneli 3 yıla yaklaşıyordu Sevgili Okur. Duruşma gününün gelmesine de bir kaç hafta kalmıştı. Bu arada, usulsüz düzenlenmiş belgelerdeki imzaların sahte ve güyâ kara para aklama operasyonlarına ilişkin telefon dinlemelerindeki ses kayıtlarının montaj olduğuna dair her nedense sürekli geciktirilen raporlar Tuğra'nın yüksek yerlerdeki tanıdıklarının araya girmesiyle nihayetinde çıkmış, Kutay da şirketin mali kayıtlarına ilişkin yeminli mali müşavir raporlarını elde etmişti. Tüm bunlar, muhasebe kayıtlarının orjinalleri ortaya çıkmasa da, en azından tutuksuz yargılanmak üzere tahliye ihtimalini gündeme getiriyordu.
"Tedirginsin." dedi kadın, saçlarındaki akların biraz daha çoğaldığını, göz kenarlarının incecikten çizgilendiğini fark ettiği kocasına.
Adam, her daim içini bir şekilde okuyan karısına doğru kaldırdı bakışlarını, endişelerini gizleyemiyor, yeni bir hayal kırıklığına uğrama korkusunu bastıramıyordu: "Bunca zamandır, ilk defa bir şeyler lehimize döndü. Fakat kuvvetli bir düşmanla savaşıyoruz ve ne yapacağını bilemiyoruz. Çok büyük bir tuzak bu..." dedi ve sustu. Kötü ihtimalleri dillendirmek istemiyordu daha fazla.
Söylediklerini bitirmesiyle, o ana kadar masanın altında duran iki elini masanın üstünde yumruk halinde duran adamınkilerin üstüne koydu karısı. Acı kahve gözleri, tatlı kahvelerle buluştuğunda: "Düşman ne kadar kuvvetli olsa da, onu yenecek bir kudret muhakkak vardır." dedi, hayretle kendisine bakan Yakut'a, "Tuzak ne kadar büyükse de, onu bozacak başka bir tuzak kurucu elbet vardır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUĞRA İLE YAKUT (SEVGİLİ OKUR SERİSİ)
General FictionMerhaba Sevgili Okur, bu defa anlatacağım tuhaf bir aşk öyküsü. Sevmeyi bilmeyen iki kalbin Tuğra ile Yakut'un birbirine tutulup kalmasının öyküsü. Okumaya başlamadan önce beklentilerini, fikirlerini, yargılarını ve kaygılarını bir tarafa bırak lüt...