Frisk ve Migosp yavaşça odaları dolaşmaya başladılar. Tüm canavarlar Frisk'e şaşırarak baktı. Tanıdığı tüm canavarlar ordaydılar. Papayrus... Toriel... Asriel... Undyne... Alphys... Hepsi... Lavoratuara girdiler. Dona kalmıştı. Chara ve Sans... Bir doktor geldi yanlarına.
-Ne oldu? Hiç mi iskelet görmedin? İnsan iskeleti gibi. Ama kafası bir insan kafasından daha büyük. Araştırmalarımıza göre... İskelet ışınlanabiliyor, yerden kemik çıkartabiliyor ve ejderha kafaları ile garip şeyler püskürtüyor. Ayrıca... Tüm canavarlar bizim dilimizi konuşuyor. Yanındaki de... Bir insan şekline girmiş bir canavar olarak tanımlanıyor. Ha... Canavarları araştırmak için fazla küçük değilmisiniz?
*Evet. Evet küçüğüz. Ama yaşa aldanmamalı...Sans kafasını kaldırdı. Bu ses... Diye düşündü.
Migosp ve Frisk'e karantina kıyafeti verdiler.
-Bu iki canavar bize en çok sorun yaratanlar. Onları inceliyoruz. Ama bir türlü masaya yatıramadık.Hm... Diye düşündü Frisk. Planı işleme zamanı...
*Bir de ben deniyim...-Ha?
*Ben deniyim...
Frisk kafese yaklaştı. Kafesin kapağını açtı ve içeri girdi. Herkes dört gözle ona bakıyordu. Sans kafasını kaldırıp ona baktı. Chara uyuyordu. Üzerinde Sans'ın hırkası vardı. Frisk Sans'a gülümsedi. Elini uzattı. Sans donakalmışt. O insanı tanıyormuydu...?
Tanıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Ve Aydınlık-UnderTale
FanficYine 2 ayrı ırk. Siyah Ve Beyaz olarak kalmadı. Daha da renklendi. Bu iki kızın yer altından sonra yer yüzündeki hayatında nasıl bir değişiklik oldu bilmek istemezmisiniz? Eğer bilmek isterseniz bukitaba göz atabilirsiniz =)