"Sans! Sans!"
Sans gözlerini açtı. Karşısında her zamanki gibi tatlı gözleri ile bakan Frisk vardı. Göz yaşlarını tutamadı. Ona sarıldı.
S: Geri dönmeyeceksin diye çok korktum...
*Gittiğim için üzgünüm...
S: Seni çok özledim Frisk...
*Bende seni...
Sans doğruldu. Etrafına bakındı. Hotland'ta lardı. Çoğu kişi yarı yaralı bir haldeydi. Bazıları da yaralı olan kişileri tedavi ediyordu.
S: N-Ne oldu...?
*Hatırlamıyor musun?
S: En son... Sen beni kafesten çıkartmıştın...
*Sen herkesi yer altına ışınladın. Ama vicudun bu kadar kişiyi taşımaya yetmediği için uyuya kaldın...
S: Herkes iyimi peki?
*Bazıları ağır yaralı... İnsanlar onlara çok eziyet etmişler. Ama üstesinden geliyoruz. Sen nasılsın?
S: Ben gayet iyiyim...
Sans ayağa kalkmaya çalıştı. Ama canı yandığı için kalkamadı. Neresi yandığı belli değildi. Her tarafı sızlıyor, hareket ettikçe canı yanıyordu.
*Sans? İyi misin?
Sans ruhuna baktı. Hafif çatlaktı.
*Sans...
S: Ben iyiyim Frisk. Bu daha önceden de vardı...
*Ne zaman oldu...?
S: Asriel... Bize... Ona söylediklerini anlatınca...
Frisk göz kaçırtı. Dişlerini sıkıp ayağa kalktı ve oradan uzaklaştı. Sans arkasından seslendi ama aldırış etmedi. Laboratuvara gitti. Bir yere oturup duvara yaslandı. Burası çok tozlu ve karanlıktı. Buraya ilk girdiğinde çok korkmuştu. Karşısında kocaman bir ruh emici vardı. Ama artık korkmuyordu. Çünkü alışmıştı. Etrafta onun ölmesini isteyen neredeyse hiç canavar yoktu.
-Nerdeyse? Ah tatlım... Neden şüphe ediyorsun ki...?Frisk etrafına bakındı. Kimse yoktu. Ama birinin ona seslendiğini duymuştu. Az karanlık olsa da tozdan hiç bir şey göremiyordu.
*Orada biri mi var?
Hiç ses yoktu.
-Beni görmediğini söyleme...Karanlıkta bir yüz gördü... Bu yüz... Chara'nın yüzüydü. "=)" Kırmızıydı. Hem de kan kırmızısı...
*C-Chara...? O yüzü yapma bana!
-Chara mı...? Ben Chara değilim... Ne senim... Ne de Chara...
*K-Kimsin o zaman!
Frisk ayağa kalktı. Ruhundan bir kılıç ve kalkan yaptı. Gardını aldı.
-Korkmama gerek yok Frisk... Ben sana asla zarar vermem... Sende bana vermezsin... VEREMEZSİN...
Karanlığın arasından kendisine ve Chara'ya çok benzer bir kız çıktı. Kazağı yeşilli ve morluydu.
-Ben... Yeni... Oyuncu...
*N-Ne...?
-Duymadın mı...? Ben yeni Oyuncu yum... Soykırım konusunda... Chara'dan daha iyi olduğumu söyleyebilirim... Ne İnsaf... Ne de Savaş... Ne Chara... Ne Sen... Ben sadece S. O.(G. P.)'yum... S. O. ne mi...? Soykırım Oyuncusu...
(S. O.=Soykırım Oyuncusu-G. P.=Genoicide Player)*Soykırım...
-Sana soykırım konusunda yardım etmeye geldim Frisk... İstesen de... İstemesen de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Ve Aydınlık-UnderTale
FanfictionYine 2 ayrı ırk. Siyah Ve Beyaz olarak kalmadı. Daha da renklendi. Bu iki kızın yer altından sonra yer yüzündeki hayatında nasıl bir değişiklik oldu bilmek istemezmisiniz? Eğer bilmek isterseniz bukitaba göz atabilirsiniz =)