Tuhaf - Vampir Savaşları {TAMAMLANDI}

♧24♧

@Birkitap18 'in isteği için Işallah 500 kelime yazacağım

-Sen hangi cürret ile bana-

-Merak etme yakında benden af diliyeceksin.

-Sen kim-

-Ben... Kuculis vampirlerinin Kraliçesi senin eski küçüklük arkadaşınım.
-Sen o kurnaz tilki Gülsin'sin.
-Ah evet doğru bana bir özür borçlusun seni salak.
-Senden Özür dilemeyeceğim.
-Tamam biz de Hucejas vampirleri ile size karşı savaşacağız.
-Ne!
-Evet. İş işten geçti. Hahaha bana yaptığın tüm eşek şakalarının hesabı olsun.
-Dur bekle daha konuşacaklarımız var!
Gülsin beklemedi. Yiğit ile görüşmeye gitti.
-Haber verdin mi Gülsin.
-Evet artık hiç şansı yok.
-Görsün bakalım hile neymiş.
-İzninizle vampirlerimi çalıştırmam lazım.

Mert vampirlerini hiç dinlendirmeden çalıştıyordu. Kötüden kötüye gidiyordu.
Akşam oldu. Iki taraf toplandı. Başladılar savaşa.
Bildiğiniz üzere tabii ki de 2 vampir grubu olan yer iyi idi. Hem de çok iyi idi.
Mert vampirlerini çok ama çok çalıştırdığından ve çok ama çok stres yapmıştı.

Güneş erken doğduğundan dolayı Mert ve diğer skrot vampirleri iyi derece de şanslıydı. Tabii direkmen olarak çok fazla ölüm vermişlerdi. Pes edebilirlerdi. Ama Mert pes etmeyeceğinden emin olun. Vampirlerini gittikçe daha fazla yorarak daha fazla ölüm veriyordu. Üstüne üslük anlamıyordu. Hiçbir şeyden anlamıyordu. Onun kafası şuan duruk bir bisiklet gibi idi.
Diğer taraf ise şimdiden zafer kazanmışcasına mutlulardı.
-Sevgili vampirlerimiz (Gülsin ile Yiğit aynı anda konuşuyorlardı.)
Sizler bize büyük bir başarı sergilediniz. Ödül olarak size küçük bir parti hazırladık. Birsürü insan kanı var. Ama sakın şımarıp yumuşamayın. Fırat Aysar'ın kulağına fısıldayarak;
-Bunlar beni de içerler mi?
-Saçmalama.
-Ben insan kanı içmem bir kan bile içmem bu canilik.
-Of tamam içme ama ben içeceğim.
-Aysar benim için daha zafer kazanmadan içme.
-Niye?
- Çünkü rüyamda daha doğrusu kabusum da Mert seni yakalayıp güneşe koyuyordu sen de toz oluyordun.
-Sen ne kabus ne de rüya görmüşsün.
-Ne görmüşüm peki...
-Kehanet.
- Ne!
-Aynen öyle sana güveniyorum ve içmiyorum.
-Tamam ama ben sıkıldım burada.
-Git o zaman odana.
-Tamam ama sen içmeyeceğine dair söz ver.
-Söz.
Fırat odasına gidiyordu. Yiğit onu sıkıştırmaya çalıştı.
-Ne oldu Yiğit? Bir sorun mu var?
-Aynen öyle büyük bir sorun var.
-Nedir?
-Sizi geçen gün bir odadan çıkarken gördüm. Ne yaptın kim bilir!
-Ben birşey yapmadım sadece konuştuk o kadar.
-Sen gel onu babama yuttur.
-Ya ister inan ister inanma ama ben sana doğruyu söylüyorum.
-Bir daha seni Aysar'ın yanında görmiyim!
-Aranızda olan küçük sahte bir aşkı biliyorum. Ama bitmiş sen onu kullandın yapacak birşey yok o beni seviyor ben de onu seviyorum. Bir aşka karışılmaz bu sana ögretilmedi mi?
Fırat lafı koyarak odasına girdi kapısını kilitledi. Bu laz Yiğit e çok ağır gitmişti.
Yiğit 'in kafasında hala Fırat 'ın soktuğu laf vardı. "Bir aşka karışılmaz bu sana ögretilmedi mi?" Bu laf gece boyu kafasının etrafında dönüyordu. Peki ya diğer dedikleri " Aranızda olan küçük sahte bir aşkı biliyorum. Ama bitmiş sen onu kullandın yapacak birşey yok o beni seviyor ben de onu seviyorum." Bu laflar gerçekten çok ağrıdı. Akşam güneş batana kadar bunu düşündü. Ama vazgeçmiyecekti. Hem de hiçbir zaman vazgeçmiyecekti.

Mert bu sefer 'bomba' adlı silahı kullanacaktı. Vampirleri etkisiz hale getiririm diye düşünüyordu. Belki işe yarar belki de işe yaramazdı. Çünkü çok vampir vardı.

Toplam kelime;505
Hatta bunu da yazdım 513