♤11♤

10 8 0
                                    

Fırat uçağından inmiş yürüyen yürüye evine gidiyordu. Arkadaşına iyilik yaptığı için çok mutluydu. Ama içinde kötü bir his vardı. Acaba Aysar haklı mıydı? Tabii ki Aysar haklı idi. Ama Fırat Aysar'ın sözünü dinlememekte ısrar ediyordu. Eğer o vampir çiçeğini Mert'e verirse çok kötü şeyler olcaktı. Tüm insanlar ölecekti. Fırat da buna dahildi. Yarın okul olduğundan dolayı Fırat erken yatmış sabahı bekliyordu. Aysar ise çiçeği nasıl geri alacağını düşünüyordu. Peki Mert Fırat'ı öldürücek miydi? Mert ise bunu düşünüyordu. Düşünmesi zaman almadı onu da öldürecekti. Mert dostun ihanet edecekti.
Büyük Ihanet
Sabah olduğunda Fırat  başına geleceklerini bilmiyordu. Çiçeği ve çantasını aldıktan sonra okula vardı. Önünde Aysar vardı;
-Yine ne istiyorsun?
-Bana o çiçeği ver yoksa ölürsün.
-Vermiyeceğim.
-Görüyor musun Aysar? O sana vermiyecek bana verecek.
-Al Mert çiçek burada.
-Bakıyım.
Mert çiçeği kokladı ve gülümseyerek;
-Kırk yıl düşünsem bu çiçeğin sende olduğunu bilemezdim. Şimdi Vampirler Kralı artık benim! Tüm vampirleri çağırıyorum!
Aniden tüm vampirler bulundukları yerlerden hızla Mert'in yanına geldiler;
-Evet sevgili vampirlerim şimdi insanlardan intikamımızı alacağız. Saldırın ve öldürün!
Tüm vampirler insanların kanlarını içmeye başladılar. Bazıları ise onları öldürüp stok yapıyorlardı;
-Mert bende mi öleceğim!?
-Ah evet küçük insan... Ama seni ben öldüreceğim.
-Izin verirsen ben öldüreyim kralım.
-Tabii Aysar.
Aysar Fırat'a doğru yürüyordu. Ama öldürmedi. Onun yerine Fırat'ı alıp kaçtı.
-Ben çok Üzgünüm Aysar sana inanmadım.
-Bunun sırası değil! Mert'teki mor çiçeği almalıyız!
-Peki nasıl?
-Bilmiyorum kendimize sığınacak bir yer bulmalıyız. Ama aydınlık olmalı.
-Ama vampirler aydınlık yerlerde ölür! -Bizim gibi vampirler de ölürüm biz kendimize güzel bir kabuk sarıyoruz. Diğer vampirler kabuğu insanları öldürerek açtı. Ben öldürmedim.  O yüzden aydınlık bir yer ara.
-Aha şurada bir yer var.
Gösterdiği yer aydınlık idi. Diğer vampirler ise ölmemek için okula geçmiş okuldaki sığınan insanları öldürüyorlardı.Mert ise çok sinirliydi. Çünkü Aysar ona ihanet etmişti. Ikisini de öldürecekti.
-Aysar ile Fırat'ı bulun canlı canlı bana getirin!
-Peki kralım.
Bazı vampirler Aysar ile Fırat'ı aramaya başladılar.
-Neden beni kurtardın Aysar?
-Jag aksar dig.
-Fransızca hiç bilmem ne demek istedin?
-Yakında anlarsın.
-Sence ben vampir miyim?
-Saçmalama.
Bu sefer Fırat çok saçmalamıştı. Jag aksar dig'in anlamını sizde yakında öğreneceksiniz...
Aradan uzun bir süre geçmiş hala bulunamamışlardı.
-Aysar ben acıktım.
-Hımmm ben yemek bulmaya gideceğim. Sakın burdan ayrılma.
-Peki.
Aysar Ormandan meyve toplamaya gitmişti. Orman yakındı. (Ankara'da orman ne alaka diyeceksiniz. Şöyle söylüyorum bunlar uçarak Karadeniz bölgesine giriş yaptılar.)
Aysar birsürü meyve toplamış geri dönüyordu. Bu meyveler onlara uzun bir süre yetecekti.
-Al meyve.
-Kiviyi hiç sevmem.
-Bebek gibi davranmayı kes. Yoksa bu sefer açlıktan Öleceksin.
-Tamam be sustum. Sen yemicek misin?
-Hayır bizler ölümsüzüz.
-Hı anladım.
Bazı vampirler geri dönüş yapmış. Krallarına bu üzücü haberi vereceklerdi.
-Kralım heryere baktık ama yoklardı.
-Aydınlık yerlerdemi?
-Hayır kabuklarımız yok oldu.
-O zaman ben gideceğim benimle 100 vampir gelsin.
-Peki efendim. Emredersiniz.
Az önce konuşan kız Aysar'ı sevdiğinden dolayı yanlış bir yer talimatı verdi. Gece gidip yanlış yere bakıcaklardı.
Akşam olmuş 100 vampir ellerinde keskin tahta parçaları ile gidiyorlardı.

Tuhaf - Vampir Savaşları {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin