Beklenen soru

166 78 351
                                    

Robin'den;

Karşılarında benim olduğumu düşünen Alya ve Ahmet rahatlamıştı. Bugün onlarla bir kedinin fare ile oynadığı gibi oynayacaktım. Alya'ya çok değer veriyorum ama mecbur o da arada kaynayacak çünkü artık bazı olayları açığa çıkarmam gerekiyor. Benden önce bedeni kullanan kişinin Kevin olduğunu düşünürsek daha da acele etmem gerekiyor çünkü ona Ahmet'in bir işler karıştırdığı ile alakalı kısa bir bilgi vermiştim. Kevin ayrıntıları fazlası ile merak etmiştir ve muhtemelen bana sinirlidir. Hızlıca olayı açığa kavuşturup bütün pürüzleri ortadan kaldırmalıyım. İfadesiz şekilde bunları düşünürken hastanenin gri ve mavi karışımı renkten oluşan, bunaltıcı, hastaları iyi etmekten çok daha da depresyona sokmak amacıyla dizayn edilmiş tavanına bakıyordum. Düşüncelerimi bölen Ahmet; " Melina Hanım, çok kötü şeyler oldu." dedi bence sadece olan şeyleri bana aktarması gerektiğini düşünerek hareket ediyordu.

Ben artık Melina'ydım onların gözünde ve ona göre hareket etmem gerekiyordu. Gayet güzel de rol yaparım açıkçası. Ayrıca Melina'nın rolünü yapmakta zorlanacak hiçbir şey de yok. Her şeyi çevrendekiler hallediyor. O kadar güçlü bir iş kadınısın ki çevrendeki herkes senin ağzından çıkan söze bakıyor, sen şunu yap diyorsun anında oluveriyor. Anlayacağınız eğer güçlü bir iş kadınıysanız bir şeylerin gerçekleşmesi için sadece çenenizdeki birkaç kası harekete geçirmeniz yeterli oluyor. Ahmet zaten kukla, ne dersen yapıyor.

Suratıma Melina'nın gülüşüne benzemesini umduğum bir gülümseme yerleştirdim ve " Sizin suçunuz olmadığını biliyorum. Kevin bedendeydi değil mi? Bir intihar girişimi daha. Şanslıyım ki siz yanımdaydınız."dedim. Dalga geçmek ya da düşüncelerimi daha etkin kılmak adına söylemiyorum bu samimiyetsiz cümleler benim midemi bulandırmıştı.

Benim dışımda herkesin baktığında telaşlı ve ilgili bir insanla karşı karşıya olduğu izlenimi uyandıran Ahmet bence yapmacık ve samimiyetsiz bir tavırla " Alya sağ olsun erken fark etti ve sizi hemen hastaneye yetiştirdik. Bu iyi haberim. Fakat kötü haberim tahmin edebileceğiniz gibi Neslihan baya bir sinirlendi." dedi.

Şöyle dökül bakalım Ahmet, bir işe yara. Tabii ki salak rolüne yatmaya devam edeceğim bakalım neler çeviriyorlar. Biraz telaşlandığımı belli eder şekilde yattığım yataktan doğruldum ve ilgi dolu şekilde Alya'ya teşekkür ettim, onun dışında birinin kurtarması canımı daha fazla sıkabilirdi. Ardından benim ne söyleyeceğimi meraklı gözlerle bekleyen Ahmet'e; Neslihan'ın neden o kadar sinirlendiğini sordum.

Ahmet vücut diliyle sanki benim çok önemli bir ayrıntıyı kaçırdığımın üzerine basıyordu defalarca o kocaman açılan gözleriyle. " Melina Hanım, buluşmanın iptal edilmesine Neslihan tabii ki sinirlendi." Acaba bu aptal bir şeyler anladı mı? Hemen onun zeka seviyesine inerek bir bahane üretmeliydim bu düşünceler eşliğinde " Onu demiyorum Ahmet, söylemek istediğimi anlamışsındır diye düşünmüştüm sonuçta uzun yıllardır birlikte çalışıyoruz. Neyse sorun değil. Anlatmak istediğim şu an hastanede olduğumu söylemediniz mi? Sonuçta önemli bir durum ve buluşma daha sonra da gerçekleşebilir."

Karşındaki insan bir şeyden huylandığında üstündeki suçu hemen onun üzerine atmalısın. Bu suç atma sırasında ne kadar nazik ve sosyal kurallara uygun davranırsan o kadar başarılı olursun. İşte benim temel prensiplerimden biri buydu. Hiçbir şekilde suçlu olduğumu kabul etmezdim, aslına bakarsanız hiçbir şekilde suçlu da olmamıştım zaten. Çevremdeki gereksiz insanların nefes alması, gereksiz boşluk kaplamaları beni sinir ediyor ve onları tek tek öldürüyordum. Bu da bana feci şekilde haz veriyordu. Ama burada benim bir suçum yok. Mesela öldürdüğüm o garsonu düşünelim. İlk başlarda ona hiçbir şey yapasım gelmemişti. Ama ne yaptı? İşime burnunu soktu. Öldürmeyip ne yapsaydım? Teşekkür ederim ilaçlarımı aksatmamı engellediğin için mi deseydim? Bir şey hakkında bilgi sahibi olmadan yorum yapmak o kadar kolay ki her insan için. Benim içimde neler yaşadığımın farkında mı içlerinden belki de sadece biri? Onlara göre ben sadece insan öldürüyorum. Hayır efendim, ben sadece insan öldürmüyorum, gereksiz insanları dünyadan temizliyorum. Her gün okuduğum kitaplar ve gazeteler bana belirli insanları öldürmem için mesaj gönderiyor. Son okuduğum gazetede evimin yakınındaki bir sokağın ismi geçiyordu mesela. Arkasındaki sayfaları incelediğimde, her sayfanın ilk harflerini birleştirdim ve Selim ismi çıktı karşıma. Sizce bu tesadüf mü ? Tabii ki de değil. Bu ilahi bir mesaj ve benim onları dünyadan temizlemem gerekiyor. Bende bana verilen emri yerine getiriyorum sadece. Ve bu şekilde ulaştığım kişilerin davranışlarını incelediğimde bana verilen emrin ne kadar doğru olduğunun kanısına varıyorum. Bu düşünceler eşliğinde yatağımın yanında duran çekmeceli masanın üzerinde bugünün gazetesinin durduğunu fark ettim. İlk fırsatta onu okumam ve bana gönderilen ilahi mesajları öğrenmem gerekiyordu.

Kim Bu Kadın? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin