Eyvah Candy !

222 118 258
                                    

Multimedya Candy

Alya'dan devam;

06.01.2017, Cuma. Yine aynı günün 15.00 sularında yeni bir maceranın içine çekilmiştik.

Ahmet Bey'in​ telefonuna gelen arama ile hızlıca yola çıktık ve bir kafeye gittik. Ahmet Bey kafenin etrafına dikkatlice baktıktan sonra arabadan çıktı ve içinde birkaç adam bulunan diğer arabaya doğru ilerledi.

Ben bu süreci dikkatlice izlerken Hale " Diğer arabadakiler bizim korumalardan bir kaçı." diye bilgilendirme yaptı. Ahmet Bey hızlıca arabadaki korumalar ile konuştuktan sonra tekrar bizim bulunduğumuz arabaya doğru ilerledi. Arabaya bindi ve şoföre dümdüz gitmesini söyledi.

Ahmet Bey, Hale ve bana bakarak " İki dakika önce buradan dümdüz yürümeye başlamış, onu bulmamız gerekiyor çünkü şu an çok sinirli. Yeni bir cinayet gerçekleşmemesi için hızlı davranmamız gerekiyor. Bir de Robin bana çok sinirli sanırım. Bana sinirli olması demek Hale'ye de sinirli olması demek. Ama sen onun zayıf noktasısın Alya bu yüzden Robin ile karşılaştığımızda ilk sen konuşmaya başlar mısın?" dedi. Son cümlelerini söylerken bakışları sadece bana odaklanmıştı.

Ahmet Bey ve Hale'nin Robin'den çekindiğinin ve muhtemelen korktuklarının farkındayım. Ama Ahmet Bey'in de dediği gibi ben onun zayıf noktasıyım.

"Olur." dedim suratımdaki memnuniyet ve gülümseme karışımı bir ifade ile.

Şu an ilerlediğimiz yol dümdüz giden, sağ ve sol yönlere hiçbir şekilde dönüşü olmayan bir ana caddeydi. Bu cadde yaklaşık 2 km kadar devam ediyordu. Caddede bir çok alışveriş mağazası bulunuyordu. Araba ile yavaş yavaş ilerlerken bir yandan gözlerimiz Robin'i arıyordu fakat caddenin sonuna gelmemizle birlikte Robin'i bulamama ihtimalimiz hepimizi ürkütmeye başladı. Onu bulamadığımız her saniye bir kişinin daha cinayete kurban gitmesi demek olabilirdi.

Bu düşünceler ile boğulurken Hale işaret parmağı ile bir mağazanın çıkışını göstererek " Eyvah Candy! " dedi ve kendini koltuktan aşağı doğru kaydırarak görünmemeye çalıştı. Ahmet Bey ise bunu gördükten sonra gülümsedi ve " Hale biz hallederiz" dedi. Sanırım Ahmet Bey'i 2 gündür ilk kez gülümserken görüyordum. Hale'yi de tanıştığımız süre boyunca ilk defa bu kadar panik halinde görüyordum tabiki.

Arabadan Ahmet Bey ile çıktık ve mağazaya doğru ilerlemeye başladık. Ahmet Bey bana kısa bir bilgilendirme yaptı: " Robin bedeni terk etmiş, şu an Candy bedende. O gördüğün renkli saçlar ise peruk. Çok çılgın ya bu kızı seviyorum. Sanırım çoklu kişilik bozukluğunun tamamen ortadan kalkması ile sadece Candy'i özleyeceğim." dedi. Suratındaki gülümseme halen devam ediyordu.

Mağazanın önüne nihayet geldiğimizde adının Candy olduğunu öğrendiğim yeni karakter çılgınlar gibi bize doğru koşmaya başladı. Elinde birçok alışveriş poşedi vardı. Saçları pembe ve mor karışımı bir peruktan ibaretti. Üstünde gökyüzü mavisi ve bej renk karışımı dantelli bir elbise vardı. Ayakkabılarına baktım- bakmaz olaydım- rengarenk bir sandalet. Ama genel anlamı ile baktığımızda çok tatlı ve sevimliydi.

Bizim yanımıza gelen Candy Ahmet Bey'e sarıldı ve öptü ardından yan yan bana bakmaya başladı. " Bu kim? Beni tanıştır." dedi güvensiz bir çocuk edasıyla. İlk başlarda bunu söylediğinde bu kadar neşeli birinin ciddileşmesi çok garibime gitmişti ama bu iki saniye falan sürdü. Candy " Yeni arkadaaaaaş yeni arkadaaaaaş yaşasıııın yeni maceralaaar. " diye şarkı söylemeye başladı. Etrafımızdaki insanlar bize bakarken biraz utandığımı fark ettim. Candy sırıtarak yanıma yaklaştı ve kendini tanıttı. Bende kendimi tanıttıktan sonra etrafımda dönerek kıyafetlerimi incelemeye başladı.
Candy: " Alya öfff sende çok sıkıcısın. Şu kıyafetlere bak. Sanki dünyayı kurtaracaksınız ne bu ciddi giyim. Amaan cehennemin dibi. En iyisi renkli giyinmek." dedi, üstüne üstelik birde dil çıkardı. Ama bununla durdu mu? Tabiki hayır. Beni kolumdan sürükleyerek daha demin çıktığı mağazaya sürükledi. Hızlıca birkaç kıyafet seçti. Seçtiği kıyafetlerin tek ortak noktası cırt renkleri barındırıyor olması. Denememek için "Hayıır lütfen Candy istemiyorum" diye yalvarıyordum ama kabinin önüne beni itti ve dışarıda " Yeni arkadaşım da benim gibi kokoş olacaaaaak . Sizi sefiller. Ayyy şu mağazaya yeni giren kadının tipe bak. Öğğğ." gibi şeyler demeye başladı. Sonra kabine doğru seslendi. " Onları giymeden çıkarsan kıyafetlerini zorla alır saklarım dışarıda çıplak gezersin." dedi ve kikirdedi.

Yapacak hiçbir şey yok giyeceğim dedim ve benim için seçtiği kıyafetleri giydim. Üstümde pembe bir t-shirt- Allah'tan üstünde hello kity ya da barbie gibi şeyler yok- altımda ise diz boyumda bir mor etek, ayakkabı olarak ise topuklu ve turuncu bir siteletto. İnanamıyorum şu anki kıyafetlerimden resmen uyumsuzluk akıyor. Kabinin içinden utana sıkıla çıktıktan sonra Candy yanıma koştu ve " Hehhh şimdi bir şeye benzedin. Sen de bir şeye benzediysen evrim gerçek demektir." dedi. Ben somurturken kendi kendine gülmeye başladı ve devam etti " Şaka yaptım tatliş şey " . Beni kolumdan çekerek dışarı çıkardı ve arabaya doğru sürüklemeye başladı. Topuklu ile yürümeyi oldum olası sevmemekle beraber üstümdeki kıyafetler beni utandırıyordu. Arabaya pat diye giren Candy Hale'yi gördü ve " Kıız sende mi buradaydın. Hani yeni kıyafetler alacaktık. Yalancısın sen yalancı. " diye trip atmaya başladı. Bu kargaşadan yararlanarak hemen arabaya geçtim,oturdum. Hale ve Candy'i izlemeye başladım. Candy iki kolunu birbirine bağlamış, Hale'ye trip atıyordu. Hale ise sabırla kendisini ve neden onunla alışveriş yapmadığını anlatmaya çalışıyordu. Candy ağlamaya başladı sonra ne mi oldu? Küçük bir çocuk misali Hale'nin saçını çekmeye başladı ve aynı anda " Savaş başlasııııın. " diye bağırdı. Sonra Ahmet Bey'e Hale'yi şikayet etmeye başladı, en sonuna biraz yoruldu diye düşündüğüm anda ise " Lunaparka gitmezsek hepinizi ısırırıııııım " diye bağırmaya başladı.

İç sesime kulak verdim. Karşımdaki insan 35 küsür yaşlarında bir çocuktu. Ben ise ona nasıl davranacağımı, bu durumda neler yapabileceğimi bilmiyordum. Kendimi fazlasıyla yetersiz hissediyordum.

Kim Bu Kadın? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin